Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Hayvan hakları aktivistleri geçen pazar günü Avustralya’nın İstanbul Konsolosluğu önünde deve protestosundaydı. Hani şu kıta alev alev yanarken kuraklık ortamında fazla su depoladıkları ve su ararken Aborijinlere tehlike saçtıkları için kurşuna dizilen yabani develerin katlini protesto ediyorlardı.

        On bin devenin helikopterlerden ateş açılarak öldürüleceği haberi ilk duyulduğunda en büyük tepki Türkiye’den gelmişti; AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, başka bir çözüm yolu bulunması için Avustralya hükümetine çağrı yapmıştı. Ancak olan oldu, Avustralya’nın güney kesimindeki Aborijin toplulukları da onay verdi ve beş bin deve beş gün içinde keskin nişancıların kıyımına uğradı.

        Yetkililerin açıklamasına göre başka çözüm yolu yokmuş. Deve sürüleri yiyecek ve su ararken başta çocuklar ve yaşlılar olmak üzere yerel halkın hayatını tehdit ettiği gibi, açlık ve susuzluktan bitkin düştükleri için kuyularda sıkışıp can veriyor ve yerli hayvanların biricik kaynağı olan suları kirletiyorlarmış.

        DEVE YABANCI AMA KANGURULAR YERLİ

        Avustralya malum, develerin ana vatanı değil. Hayvanları 1840’lı yıllarda kıtanın geniş topraklarının ucunu bucağını keşif yolculuklarında kullanmak üzere getirmişler. İlerleyen yıllarda Hindistan’dan 20 bin deve daha ithal edilmiş ve bugün itibariyle Avustralya dünyanın en geniş deve popülasyonuna sahip ülke olup çıkmış.

        İnsanoğlu kıtaya kendi popülasyonunu yaymak için kullandığı develeri şimdi yerli canlıdan saymayıp, kendi eliyle yarattığı iklim krizinde ağır yük geldiği için kurtulmaya çalışıyor. Hayvanların doğanın yerlisi olmadığı savunması zaten etik dışı ama 4 milyon yıldır o kıtanın yerlisi olan kanguruların da her yıl kitleler halinde katledilmesi ikiyüzlülüğün daniskası oluyor. Öyle ki, 2012’de 5 milyon hayvan katledilerek rekor kırılıyor. Bilinen rakamlardan biri de 2015 yılına ait; 1.5 milyon kanguru…

        İtlaf dedikleri soykırımın ekolojiyi yüksek popülasyondan korumak adına olduğu açıklansa da tamamen ranta dayalı bir ikiyüzlülük. Hem kangurunun etinden ve derisinden faydalanmayı, hem de dünya koyun krallığını idame ettirmek için ihtiyaç duydukları otlaklardan kanguruları savuşturmayı hedef alan bir rant söz konusu. 2018 rakamlarına göre Avustralya koyun eti ihracatında 2.7 milyar dolarlık gelirle ilk sırada yer alıyor. Hayvanlara etik muamele örgütü PETA’nın dikkat çektiği üzere kanguru eti hem iç pazarda, hem de başta Avrupa dış pazarlarda tüketiliyor. Derisi de bilinen markalarca ayakkabı imalatında kullanılıyor.

        HEM ULUSAL SEMBOL, HEM BAŞ BELASI

        Avustralya deyince ilk akla gelen kangurular olur. Ulusal semboldür; filmlerde, dizilerde, çocuk kitaplarında, Avustralya dolarında, armasında, havayolu şirketi Qantas’ın ve Olimpiyat Komitesi’nin logosunda, sporcu formalarında hep kangurular vardır. Fakat ikiyüzlülük bu ya, doğada istenmiyorlar. Nedeni, 50 milyonluk kanguru nüfusunun insan nüfusunun iki katı olması; büyük ve küçük baş hayvanların otlaklarına ortak çıkması ve ulusal sembolün kırsalda baş belası olarak görülmesi.

        Bu nedenle katlediliyorlar. Vahşi av alacakaranlıkta başlıyor. Kanguru başı para alan tetikçiler çalılıklarda pusu kuruyor; avı bulduklarında tüfeği enseye ateşleyip yere indiriyorlar. PETA’ya göre bazı hayvanlar yaralı kurtulup kaçıyor ve sonları can çekişerek ölüm oluyor. Dişilerin keselerinde taşıdıkları yavruları mı? Onlar için de öldürme emri var. En fazla bir gramcık dünyaya gelen ve ancak sekiz aylık olduklarında anne kesesini terkedebilen yavruların kafaları eziliyor, öylece bırakıldıklarında ise ya açlıktan ölüyor ya da başka hayvanlara yem oluyorlar.

        Aslında kanguru etinin tüketimi de tehlikeli. Av sahasında parçalanıp açık kamyonlara yüklenerek soğuk zincir olmadan nakledilen kanguru etlerinde E.coli ve streptokok bakterileri tespit ediliyor. Nitekim Rusya etler bozuk olduğu için ithalatını yasaklıyor. Tabii PETA hem kanguruları hem de koyunları kurtarmak için vegan yaşam tarzına geçişi öne çıkarıyor.

        İsabet, kanguru eti yemiyoruz. Ama deve katliamı için Avustralya’ya tepki gösterirken, canlı koyun alımını da iki kere düşünmek lazım. Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre damızlık koyun ithalatına izin verilen ülkeler listesinde Avustralya, ABD’nin ardından ikinci sırada. Neyse ki geçen Tarım Orman Şurası’nda Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen kasım ayı itibariyle besilik hayvan ithalatının durdurulduğunu ve 2020’de de devam edeceğini söyledi.

        Diğer Yazılar