Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Tam kapanma günlerine her sabah yeni bir genelgeye uyanmaktan şikayet edenler var. Akşam alkol yasağıyla yatanlar sabah zincir market satışlarına verilen yeni ayarla uyanınca sigara paniğine kapılıyor mesela. “Ampul, pil, tarak, hırdavat vs alamayacak mıyım” diye işi sulandırıyor kimi de. Yarın itibariyle market reyonları temel ihtiyaçlara göre nasıl labirente dönüşecek göreceğiz. Anlaşılan sigara temel ihtiyaç. Yeni ayarda bu konuda kafa karışıklığı olacak mı, o da görülecek.

        Peki, İçişleri Bakanlığı’nın sokakta sigara yasağı genelgesinin akıbeti ne oldu, bilen var mı? Kasım ayından beri yürürlükle, her ilde hıfzıssıhha kurullarının belirlediği yerlerde tüttürmek yasak. İhlal edenin cezası 900 lira ama kesildiğini hiç duymadım. Genelge yürürlükten mi kalktı, onu da duymadım. Beşiktaş’ın göbeğinde yaşıyorum, Çarşı’nın ana caddesi ve 22 sokakta yasak var ama fosur fosur içiliyor.

        Kimi zincir marketlerde içki satışının yapıldığı haberleri de geliyor. İçmeyeceği içkiyi alan bir gazeteci arkadaşım var mesela…

        Sigara yasağının gerekçesi, kalabalık yerlerde nefes alış verişiyle bulaş ihtimalini azaltmak. Aslına bakılırsa enfeksiyon açısından tütün, alkol tüketiminden daha riskli. Gerçi Kovid-19’a yakalananlar arasında sigara içenlerin azınlıkta olduğuna dair Çin kökenli ilk veriler sonrası global sosyal medyada “Sigara koronavirüsten koruyor” sarhoşluğu yaşandı ama uzmanlar uyardı; her solunum yolu enfeksiyonunda olduğu gibi korona bahsinde de sigaranın risk kabul edilmesi gerekiyordu, bilimsel olarak aksi kanıtlanıncaya kadar! Fransa’da sigara satışlarının artmasına neden olan bir makale yazarının tütün endüstrisiyle ilişkisi de ortaya çıktı.

        REKLAM

        Alkol yasağının hukuki açıdan problemli olması bir yana, Batı’dan verilen örnekler pek de tutarlı değil. Çünkü iddiaların aksine, hiçbir yerde alkolün satışı yasak değil, sokakta içilmesi yasak bazı yerlerde. İş sahiplerine ayda 10 bin Euro’ya varan destekle uzun zamandır tam kapanma yaşayan Fransa’da kalabalık toplaşmalara meydan vermemek bakımından açık alanda, parklarda nehir kenarlarında içki içmek yasak. İskoçya’da kamusal alanda içki yasağı var. İngiltere’de ise kademeli açılma başlamadan önce mekanların sadece al götür ve paket servisine izin veriliyor, alkol hariç tutuluyordu.

        Almanya’da da Bavyera geçen aralık ayında Noel pazarlarındaki sıcak şarap muhabbetlerinden irkilip kamusal alanda alkolü yasaklamaya kalktı ama karar mahkemeden döndü. Mahkeme eyalet yönetiminin maksadı aştığına karar verdi. İrlanda’da ise önümüzdeki yaz aylarında pub ve lokantaların açık mekanlarında içki servisini yasaklayacak bir düzenleme gündemde. Açık havada aşırı kalabalık birikmesini önlemek için. İsveç, Sırbistan ve Hırvatistan’da ise alkol satışı belirli saatler arasında yapılabiliyor; bizim normal zamanlardaki 22.00’den sonra satış yasağı gibi. Yani hiçbir Avrupa ülkesinde içki satışı toptan yasaklanmış değil.

        Ama Fransa ve İspanya’da damlacıkla bulaş riskini azaltmak için sokaklarda içkinin yanı sıra, yemek yemek, sigara içmek ve hatta konuşmak da yasak. Her iki ülkede de en fazla altı kişi sokakta br araya gelebiliyor. İspanya’da toplu taşımada konuşma yasağını getiren Katalonya yönetimi.

        ALKOL YASAĞINA İZAHAT

        Alkol ayarına örnek verirken kıta değiştirelim…

        Güney Afrika pandeminin başından beri en sıkı yasakların uygulandığı ülkelerden. Salgın başlar başlamaz alkol satışları ülke çapında yasaklandı. Sonra kaldırıldı, yeniden konuldu yapboz tahtasına döndü. Geçen aralık ayında üçüncü kez yasaklandı, geçenlerde yeniden vazgeçildi. Hele sokakta sigara içmek ne kelime. Millet solunum sıkıntısı çekmesin diye sigara satışları tam üç ay süreyle toptan yasaklandı.

        2020 yazında alkolle ilgili uygulama ikinci kez yürürlüğe girdiğinde Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa ulusa sesleniş konuşmasında yasağın nedenlerini açıkladı: Alkol etkisi altında bilumum taşkınlık ve sorumsuz davranışlar bulaşın artmasına neden oluyordu. Alkol bağlantılı kazalar ve şiddet vakaları da acil servislere fazladan yük oluşturuyordu.

        Alkol ve tütünden arınan millet fena arıza yaptı. Temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanması bağlamında eleştiriler oldu. Ama tahmin edileceği üzere Güney Afrika’da laiklik ve yaşam tarzı tartışması olmadı, çünkü kimsenin o yönde bir kaygısı yoktu.

        CİNSİYETE GÖRE SOKAK İZNİ

        Türkiye’de 65 yaş üstüne sokak ve toplu taşıma kısıtlamalarında pandeminin başından beri gösterilen sebat takdire şayan. Aynı kısıtlama Avrupa’nın doğu kanadında denendi. Macaristan, Slovakya, Çekya, Sırbistan ve Bosna salgının ilk zamanlarında 65 yaş üstünü belli saatlerde izole etmeye çalıştı ama kimi yerde mahkemeden döndü, kimi ülkede de hükümetler kısıtlamadan vazgeçti.

        Sırbistan’da köpek gezdirme saatlerinin 20.00 – 21.00 arası olması çok tepki gördü, veterinerler hayvanlarda idrar problemi ve evlerde hijyen riski olabileceği konusunda uyarıda bulundu.

        Yine kıta değiştirelim…

        Latin Amerika sokak kısıtlamalarında hayli absürt yollara saptı. 1 Nisan 2020 itibariyle Panama cinsiyete göre sokağa çıkma günleri tayin etti. Çiftler aynı gün beraber sokağa çıkamadıkları için birlikte evde oturmayı tercih edeceklerdi sözde. Kolombiya ve Peru da aynı yolu izledi. Çünkü cinsiyet bazlı kısıtlamada sokakların kontrolü daha kolay oluyordu. Peru’da pazartesi, çarşamba ve cuma erkeklerin; salı, perşembe ve cumartesi günleri de kadınların sokağa çıkış izni vardı. Kılık değiştirmek mi? Kimlik kontrolünde cinsiyet hanesinde ne yazıyorsa, o!

        Ayrıca Kolombiya’nın bazı kentlerinde sadece cinsiyete değil, kimlik kartının son hanesine göre de sokak günleri belirlerdi; 0, 7 ve 8’le bitenler pazartesi günleri, 1, 6 ve 9 ile bitenler salıları çıkabilir gibi.

        İnsanları evde tutmak için başka tuhaf yollara da başvuruldu. Malum İsveç kapanmaya gitmedi ama aşırı kalabalıklardan da kaçındı. Binlerce kişinin toplanıp şenlik ateşi yakarak şişelerin dibini gördüğü geleneksel Walpurgis Gecesi’nde millet yaklaşamasın diye birkaç şehirde parklara tavuk gübresi döküldü. California’nın bazı yerlerinde paten sahaları kaymayı önlemek üzere tonlarca kumla örtüldü. İspanya’nın Cadiz kentinde denize girenleri sözde korumak amacıyla plajlar çamaşır suyuna bulandı, çevreciler fena içerledi.

        REKLAM

        En aklı başında yasak Meksika’da devreye girdi. Hükümet, Kovid-19 ortamında diyabet ve obezite riskini dikkate alarak çocuklara abur cubur ve şekerli içecek satışını yasakladı. Düzenleme dükkan ve marketlerle okullardaki otomatları kapsıyordu. Ayrıca dükkanlara her aileden bir kişiye giriş izni de çok akılcı. Çünkü bizim yasak günlerinde aileler marketlerde gezmeye çıkıyor. Geçenlerde zücaciye reyonunda izdiham vardı. Neyse yarından itibaren temel ihtiyaç değil tabak çanak.

        YABANCI TURİSTE DE CEZA

        Dünyanın yasaklarla sınavında kurallar gibi cezalar da muhtelif. Mesela 17 günlük tam kapanmada yabancı turistlere deniz serbest, yerliye yasak. Bodrum’da denize giren vatandaşlara ceza kesiliyor. Camel Beach’te ekipleri görünce eşyalarını bırakıp kaçanlar olmuş. Düpedüz ayrımcılık.

        Oysa Endonezya’da yerli-yabancı turist ayrımı olmadığı gibi, para cezasından yırtma seçeneği de var. Maske takmayana sokak ortasında şınav çekme cezası ya da mezar kazma, cenaze arabasında tabuta refakat, kanalizasyon temizliği ve güneş altında 800 metre sprint (?) gibi. İnsan hakları örgütlerine göre tamamı, insan onurunu zedeleyen aşağılayıcı cezalar. Ama Bali’de maske takmayan ve pandemi kurallarına uymayan yabancı turistlere de şınav cezası uygulanıyor. En azından ayrımcılık yok.

        Diğer Yazılar