Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Kovid-19 pandemisiyle üçüncü yıla girerken bir de taze epidemimiz oldu; yerkürenin kuzeyinden güneyine en az üç kıtaya yayılan yeni bir kuş gribi salgını. Şimdilik herhangi bir otorite tarafından kıtalar arası salgın ilan edilmiş değil ama bir alt türü olan H5N1 virüsünün Rusya’da insana bulaştığı vakalar tespit edildi.

        Haberlerde izini sürünce salgın kendini belli ediyor.

        İsrail’de 5 bin 200 turna kuş gribinden öldü, 500 bin tavuk itlaf edildi. Ülke tarihindeki en büyük doğal hayat felaketi olduğu söyleniyor; 30 ton kadar karkas toplamışlar…

        Dpa’nın haberine göre Avrupa’da bugüne kadar görülmemiş boyutta bir kuş gribi salgını yaşanıyor…

        Peki burada, kuzey ve güney arasında bir eksik halka yok mu?

        İsrail’deki turna trajedisi haberini internet sitelerinde gazetelerde her yerde gördük, TV alt yazılarından turnalar geçti. Böyle sınırlı bakınca turnalar yumurtadan çıkma-büyüme İsrailli sanılabilir, gökten zembille indikleri de düşünülebilir. İsrail’e gökten indikleri kesin de göçmen turnaların kışları güneye, ilkbahar ve yaz aylarında kuzeye doğru coğrafya değiştirdikleri üreme ve kışlama alanları var.

        Turnaların sulak alanlardan geçen göç rotasında merkez coğrafyalardan biri de sazlık, lagün ve deltalarıyla Türkiye.

        REKLAM

        Bizde görülen turnaların büyük çoğunluğu Kırım’dan Karadeniz’in ortasından geliyor. Sayıları tahminen 100 bini buluyor. İç Anadolu üzerinden Doğu Akdeniz kıyılarına iniyorlar. Bunların bir kısmı Kıbrıs üzerinden Mısır kıyılarına ulaşırken, diğerleri Adana ve Antakya ovaları üzerinden İsrail’e doğru inip oradan Afrika’ya geçiyorlar.

        Üç-beş bin kadar kuş, düzenli olarak Adana’nın Akyatan ve Yumurtalık lagünlerinde, küçük bir kısmı da Göksu Deltası, Sultansazlığı ve Ceylanpınar’da kışlıyor.

        İsrailli yetkililerin verdiği son bilgiye göre her yıl Afrika yolunda 500 bin turna geçiyor ülkeden. Bu yıl kışlamak üzere İsrail’de kalan turnaların sayısı ise 30 bin civarında. İşte o turnaların beş bini kuş gribi kurbanı olmuş.

        Bu kuş sürülerinin ne kadarı bizim ıslak çayırlarımızdan geçti? Etiyopya’ya doğru yola devam eden turnaların akıbeti ne oldu, meçhul.

        TÜRKİYE’DE TÜRÜ TEHDİT ALTINDA

        Birkaç yıl önce Doğal Hayatı Koruma Vakfı’nın (WWF) Türkiye’de kışlayan turnaları koruma programı için kalabalık bir grupla Adana’ya, Yumurtalık lagününe kuş saymaya gitmiştik.

        Gün doğumunda 20 km kadar uçup pamuk tohumu, çimen kökü, sinek ve böcekle beslenip gün batımına doğru uykuya dalmak için sulak alanlarına dönüyorlar. Tünemiyor, bileklerine kadar suya girip öylece uyuyorlar.

        Geceleme alanlarından yiyecek bulmak için uçan turnaları dürbünlerle gözleyip saymış, sonra kabaca bir popülasyon hesabı çıkarmıştık.

        Sayıları önemli çünkü; dünyadaki 15 turna türünün ikisi Türkiye’de görülüyor. Bunlardan biri “grus grus” ve avlanması yasak. Uluslararası Doğayı Koruma Birliği’nin (IUCN) kırmızı listesine göre Türkiye popülasyonu tehdit altında. Kaçak avcılık ve yapılaşma söz konusu. Üreme ve yaşam alanları olan ıslak çayırların çevresindeki göl ve nehirlerin su rejimine müdahale ve drenaj, kurutma çalışmaları, alanların tarıma açılması, balıkçılık ve hayvan otlatma en büyüt tehditler.

        REKLAM

        KUZEY COĞRAFYALARINDA SALGIN

        İsrail’de büyük çoğunluğu Hula Gölü çevresinde kışlayan turnalara virüsün tavuk çiftliklerindeki hayvanlarla temas eden daha küçük kuşlardan bulaşmış olabileceği tahmin ediliyor.

        Ancak diğer yanda Avrupa’da Finlandiya ve İrlanda’dan Portekiz ve Rusya’ya kadar uzanan çok geniş bir coğrafyada, koronavirüsün gölgesinde büyük bir kuş gribi salgını yaşandığı haberleri geliyor. Göçmen kuş sürülerinin hareketiyle yayılan virüsten binlerce yaban ördeği, yaban kazı, kuğu ve martı enfekte olmuş; virüs İskandinavya’da nadir de olsa kızıl tilkilerle foklara ve su samurlarına bulaşmış.

        Hayvan sağlığı araştırmaları yürüten Alman Friedrich-Loeffler Enstitüsü’ne (FLI) göre H5N1 ve virüsün diğer alt türevi H5N8’le kıtada bugüne kadarki en büyük kuş gribi epidemisi hüküm sürüyor ve Kanada, Hindistan ve Asya’nın doğu kesimlerinden de vaka duyumları alınıyor. H5N8 Virüsü yıl içinde Rusya’da insanlarda da tespit edilmiş.

        İlk kez 2003 yılında Güneydoğu Asya’da ortaya çıkan kuş gribi virüsünün alt türlerinin nadiren insana bulaştığında ölümcül olabildiği o tarihten beri biliniyor. Vakalar hasta hayvanlarla yakın temastan veya enfekte olmuş hayvan ürünlerinden kaynaklanıyor. Semptomlar aynı influenzada olduğu gibi yüksek ateş, öksürük, nefes darlığı veya boyun ağrısı.

        Dünya Sağlık Örgütü’ne göre 2003’ten bu yana 18 ülkede 863 kişi kuş gribine yakalandı, 456 vaka ölümle sonuçlandı. Bilim insanları o tarihten beri kuş gribinin pandemiye dönüşmesinden endişe ettiler. Neyse ki virüs insandan insana hızla yayılacak şekilde değişime uğramadı.

        Onun yerine, tam da iki yıl önce bugünlerde başka bir zoonotik hastalık hayatımıza girdi; Çin’den çıkmakla birlikte hayvansal kaynağını halen net olarak bilemediğimiz koronavirüs insanlığı rehin aldı. Delta’sı Omikron’uyla mutasyon geçire geçire 5.4 milyon can aldı.

        Pandeminin 2022’de bitmesi dileğiyle.

        Diğer Yazılar