Tek sorun bacadan girmesi olsaydı...
H ikâye malûm. Noel Baba dediğin, biraz kuzey mitologyalarından biraz güneyden, yani bizim Demre ya da Myra’dan apartma bir figür. İşte Demre’nin Aziz Nikola’sı, Kuzey Avrupa kıyılarının Sinterklaas’ı ve daha yığınla efsanenin art zamanda harmanlanması neticesinde ortaya çıkan bir fenomen. Ve şu da malum; Coca Cola’nın 1930’larda çıkan o meşhur reklam kampanyası olmasa, Noel Baba asla ve asla tek tip figüre dönüşemeyecekti. O eski çizimlerdeki, yer yer orman cinini andıran haliyle kalacaktı.
Belki de zaman içinde yitip gidecekti. Orman cini derken, Kuzey Kutbu’nda Noel Baba’ya oyuncak imal eden cüceleri kastetmiyorum. Onlar ayrı bir masal. Bazı eski çizimlerde Noel Baba gerçekten de orman cinine benzer. Hafiften de ürkütücüdür. Hani zorlasan “öcü” bile olabilir. Kırmızı robu içinde ak sakallı, koca göbekli standart halini alması ise Coca Cola reklamı sonrasına rastlar. Aslına bakılırsa battal cüsseli, tonton yanaklı ve de al kostümlü Noel Baba tarifini ilk veren New York Times’tır. 27 Kasım 1927 tarihli baskısında, aynı o tarifteki Noel Baba’nın New York’lu çocuklara çuval çuval oyuncak dağıttığını yazmıştır. Sonra aradan birkaç yıl geçmiş ve Coca Cola yeni reklam kampanyası için ressam Haddon Sundblom’a Santa Claus çizimleri sipariş etmiştir. İsveç kökenli bir ressam olan Sundblom da, Cola-Cola kamyonu sürmekten emekli bir şoförün çehresinden yola çıkarak o meşhur deseni ortaya çıkarmıştır.
AMERİKAN HİKÂYESİ
Bu Amerikan icadı standart Noel Baba’nın hikâyesi de sağlamdır. Kuzey Kutbu’nda yaşar, Noel vakti Ren geyiklerinin çektiği kızağıyla uçar, bacalardan süzülür, şömineye asılı çoraplara çocuklar için hediyelerini bırakır vs. Hikâyesi sağlam demem biraz da şundan: Amerikan Hava Kuvvetleri de Noel Baba’ya inanır ve her yıl yeniden yeniden geleceğini çocuklara garanti eder. Hollywood filmlerinden de çok iyi biliriz ki, Amerikalı bir çocuğun Noel Baba’ya inancı çok önemlidir. Baba’nın varlığını şüpheli kılan en ufak hadise, çocuğun dünyasını paramparça edebilir. İşte bu nedenle Kuzey Amerika Hava Savunma Komutanlığı NORAD yılın 365 günü hava sahasını gözlemlemekle kalmayıp, Noel geldiğinde Santa Claus’un da güvenli bir şekilde misyonunu tamamlamasını temin eder. “NORAD Tracks Santa Operation Center” tam 56 yıldır faaliyetini sürdürmektedir.
HEDİYELER IŞINLANIYOR MU?
Askeri komuta-kontrol bahsi tamam da, hikâyenin bundan sonrası biraz zayıf. Aslında efsanelerin, masalların gerçekliği fazla kurcalanmaz, onların kendi realitesi vardır. Ancak Noel Baba’nın uçuşunu fizik kuralları bakımından kurcalayanlar çok. Hesap şöyle: Yeryüzünde 2 milyar çocuk yaşıyor. Müslüman, Hindu, Yahudi ve Budist çocukları çıkarınca, Noel Baba’nın iş yükü yüzde 85 azalıyor. Sadece 378 milyon çocuğa hediye yetiştirmesi ve her evde 3.5 çocuk olduğu hesaplanırsa Baba’nın 91.9 milyon eve girmesi gerekiyor. Ve bu işi tamamlaması için, farklı saat dilimleri ve dünyanın dönmesi nedeniyle tam 31 saati bulunuyor. Vakit bu kadar dar olduğuna göre saniye başı girilecek ev sayısı 822’yi buluyor. Yani saniyenin binde biri kadar bir zaman dilimi içinde bir bacadan inip, hediyeleri çam ağacının, çorapların içine dağıtması, yeniden bacadan tırmanıp kızağına atlayarak diğer bir bacanın yolunu tutması gerekiyor.
Bu arada çocuklar yeryüzünde dağınık yaşadığı için kat edilecek mesafe de 120 milyon kilometre çıkıyor. O halde kızak saniyede 1000 km hızla, yani ses hızını 3 bine katlayarak uçuyor. Bu bilimsel imkânsızlıklar silsilesi neticesinde bazı teoriler ortaya atılıyor. Noel Baba’nın başka bir zaman boyutunda yaşadığı, o boyutta zamanın daha yavaş aktığı ve hediye dağıtımının bir kızak gezintisi şeklinde geçtiğine dair teori meselâ. Tut ki, Noel Baba paralel bir zaman boyutunda uçuyor. Başka bir sorun daha var. Çocuklara taşıdığı 300 bin ton hediyeyi kızağın neresine sığdırıyor? Soruya cevaben bir teori var: Baba bacadan indiğinde çuvala davranır davranmaz, Kuzey Kutbu Oyuncak Teleportasyon Merkezi’ndeki orman cinleri, hediyeleri hemen çuvalın içine ışınlıyor. Uzay Yolu’ndaki Scotty gibi. Çuvaldaki hediyelerin aslında başka bir madde formunda olup, çuvaldan çıktığında oyuncağa dönüştüğüne dair teoriler de var ama artık o kadarı da uzun hikâye.
