Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        GEÇTİGİMİZ günlerde Ağaoğlu My City ve My World sakinlerinin isyanını yansıtmıştık. Onlarca ev sahibi, sosyal imkanlar için kendilerinden ayrıca ücret talep edildiğini ve vaadlerin boş çıktığını söylüyordu. Bu haberlerin ardından Beylikdüzü'ndeki İsthanbul Evleri'nde oturanlardan da şikayet mesajları yağmaya başladı. Oysa bu konutların yapımı, Han Yapı tarafından büyük iddialarla başlamıştı.

        Ünlü deprem profesörü Ahmet Mete Işıkara da sitelerin danışmanlığını üstlenmişti, hatta reklamlarında bile rol almıştı. Şimdi ise bu konutlarda oturanlar, evlerin satışında özellikle vurgulanan sosyal alanların çoğunun varolmadığını iddia ediyor. İşte Alo Habertürk Acil Şikayet Hattı'na gelen çarpıcı mesajlar...

        HAYAL KİRİKLİĞİ

        "Bizler büyük umutlarla, İsthanbul Evleri'nden daire aldık. Evleri bize satarken okul,kreş, tenis kortu, her eve otopark, kapalı yüzme havuzu gibi sözler verilmişti. Fakat bu imkanların hiçbiri mevcut değil. Sorunlarımız bununla kalsa iyi... Ev sahiplerinin onayı olmadan, site yönetimine özel bir firma atandı. Ayda 170 lira aidat ödemek zorunda bırakıldık. Site yönetimi neye göre atandı?

        Aidat bedeli hangi kriterlere göre belirlendi, hiç belli değil. Civardaki başka sitelerde yaşayanlar yaklaşık 70 lira aidat öderken biz niye bu kadar yüksek ücretler ödemek zorunda bırakılıyoruz."

        SEKİZ AYLIK GECİKME

        Site sakinleri, karşı karşıya kaldıkları diğer sorunları ise şöyle anlatıyor:"Teslim edilen evlerde eksiklikler var.Bunlar ne zaman tamamlanacak? Bu konuda herhangi bir açıklama yapılmıyor.1. Etap'tan ev alanlar nispeten daha şanslı. En azından daireleri teslim alabildik. Hoş bazı kişiler tapularını alamıyor, önlerine birtakım engeller çıkıyor.

        Ancak 2. Etap'tan ev alan komşularımızın durumu daha da vahim. Kasım 2008'de dairelerini teslim almaları gerekiyordu. Ancak aradan geçen sekiz aya rağmen herhangi bir ilerleme yok. Akıbetleri belirsiz.

        Site sakinleri olarak en azından bize bilgi verilmesini, sorunlarımızın çözümü için bir adım atılmasını istiyoruz."

        FİRMA İDDİALARI YALANLIYOR AMA...

        SİTE sakinlerinin tüm bu iddialarına karşın, Han Yapı yönetimi ise, inşaatların yarım bırakılmasının söz konusu olmadığını, eksikliklerin giderileceğini söylüyor. Yetkililer, "Evet, bazı sıkıntılar oldu. Ancak bu sorunlar inşaat firmasından kaynaklandı. 2. Etap'taki çalışmalar altı ay kadar durdu. Nisan ayının sonu itibariyle de tekrar başladı. Elimizden gelen en kısa zaman içinde projeyi bitirmeye çalışıyoruz" dedi.

        1. Etap sakinlerinin, 'Vaad edilen sosyal imkanlar yok' iddialarına ise ilginç bir yaklaşım getirildi. Yetkililer, 'kapalı yüzme havuzu, okul ve kreş gibi projeler 2. Etap içindi' dedi. Ancak 1. Etap'tan daire alanlar, kendilerine de bu vaatlerde bulunulduğunda ısrarlı. Ev sahipleri, firmanın "2. Etap'ta çalışmalar başladı" açıklamalarına da şiddetle karşı çıkıyorlar. Nisanda birkaç hafta çalışma yapıldığını, aylardır çivi bile çakılmadığını belirtiyorlar.

        Siz hala şehir merkezinde misiniz?

        İÇİŞLERİ Bakanlığı, oto galerilerinin şehir dışına taşınmasına karar vermiş, ardından da birçok ilçede galeriler bir bir kapanmaya başlamıştı. İşyerlerinin kapısına kilit vurmak istemeyen esnaf ise belediyelerin uyarısı sonucu kent merkezini terk etmeye başlamıştı. Bahçelievler Belediyesi'nin bu konudaki çalışmalarına yer vermiştik. Yetkililer, karara rağmen faaliyetlerini sürdüren galerileri teker teker dolaşıp mühürlemişti. İstanbullular da bu uygulamayı desteklemişti. Ancak kentin en işlek caddelerinde hala oto galerilerini görmek mümkün.

        VATANDAŞ KARARİ DESTEKLİYOR

        İşte bir örnek... Yer Mecidiyeköy Büyükdere Caddesi... Galeriler sıra sıra dizilmiş. Çevre sakinleri ve esnaf da bu duruma tepkili: "Bazı semtlerde galerilerin kaldırıldığını görüyoruz.

        Fakat burada herhangi bir gelişme yok.

        Kaldırımlara araç park eden, yayalara yürüyecek yer bırakmayan galerilerin şehrin göbeğinde ne işi var? Bakanlığın aldığı karar son derece doğru. Ancak uygulamada bazı sıkıntılar yaşandığını görüyoruz. En kısa zamanda problemin tamamen çözüme kavuşmasını bekliyoruz."

        Bir pazartesi sabahı çöplerle uyandın mı hiç!

        HER hafta sonu sahil şeritleri, yeşil alanlar, parklar bile piknikçi akınına uğruyor. Sıcaktan bunalan, soluğu bir ağaç gölgesinde alıyor, çimlerin üzerine yayılıp mangalını tüttürerek keyif yapıyor. Peki ya güzelim çevre düzenlemeleri? Sizlere ömür... Evlerine dönerken, arkalarında bıraktığı manzaranın hiç farkında olmayan bilinçsiz kitle yüzünden, pazartesi sabahları çöpkent görüntüleriyle karşılaşıyoruz. Tıpkı dün olduğu gibi...

        NE ARARSANIZ VAR

        Soldaki fotoğraflar, dün sabah Bostancı-Kartal sahil yolunda çekildi. Nihat Kıray adlı duyarlı bir İstanbullu'nun objektifinden çıktı...

        Her ağacın dibinde bir çöp yığını... Yiyecek artıkları, pet şişeler, içecek kutuları, ne ararsanız var. Banklarda da durum farklı değil. Çöplerin başına kargalar üşüşmüş.

        Mangallardan arta kalan kömürleri hiç sormayın... Canım sahil şeridi tanınmayacak halde...

        Tabii her hafta aynı rezalete şahit olan Anadolu Yakası sakinleri de veryansın ediyor:

        YAZIK GÜNAH DEĞİL Mİ?

        "Cumartesi ve pazar günleri, sahilde iğne atsanız yere düşmüyor. Belediyeler yeşil alanların yapımı için binlerce lira harcıyor. Sonra da tüm bu çalışmalar heba olup gidiyor. Madem çevre sorumluluğundan bihaberiz, o zaman yetkililer önlem alsın. Şehir merkezindeki yeşil alanlarda piknik yapılmasına izin verilmemeli. Yazık günah değil mi? Şu bir gerçek ki, piknikçilerin büyük çoğunluğu arkalarında koca bir çöplük bırakıyor. Bir yandan kentin çehresini değiştirmek için bütçeler ayrılıyor, diğer yandan yapılanların kıymetini bilmiyoruz."

        Facia çıkmadan temizleyin

        BAKIMSIZ bırakılan parklara ve yeşil alanlara bir yenisi daha eklendi. Bakırköy-Basınköy Mahallesi sakinleri, semtlerindeki ağaçlık alanın kaderine terk edildiğini anlatıyor: "Menekşe Valilik Yolu caddesi l.Çıkmaz Sokak'ın hemen girişinde, içinde çok sayıda ağacın bulunduğu boş bir arazi var. Buradaki otlar ve ağaçlar sulama yapılmadığı için kuruyor. Nisan ayından bu yana Bakırköy Belediyesi'ne defalarca başvurduk. Hem elektronik posta gönderdik, hem de telefon ettik. Otların temizlenmesini istedik. Buna rağmen ortada hiçbir çalışma yok. Buraya atılacak bir yanıcı madde, koca bir semtin yok olmasına neden olabilir. Üzücü bir olay yaşamadan önce ilgili makamlar tedbir almalı..."

        İster inan ister inanma

        HATIRLAYACAKSINIZ, geçtiğimiz cumartesi günü, Halkalı-Yenidoğan yolunu gündemimize almıştık. Beş ay önce hizmete açılmasına rağmen henüz asfaltlanmamış olması, çevre sakinlerine hayatı dar ediyordu. Aylardır toz-toprak nedeniyle nefes bile alamayan vatandaş, maskelerini takıp sokaklara dökülmüş ve 'asfalt istiyoruz' eylemi yapmıştı. Ancak yetkililer onların bu isteklerini 'yanlış anlamış' ve yolu tamamen trafiğe kapatmıştı. Tabii bu kez de başka sorunlar ortaya çıkmıştı. Nitekim, yolun çevresindeki sitelerde yaşayanlar, tozdan şikayet ettiklerine bin pişman olmuştu.

        İKİSİ DE REDDEDİYOR

        Yenidoğan Mahallesi sakinleri, tüm bu problemlerini Alo Habertürk Acil Şikayet Hattı'na ulaştırır ulaştırmaz, işin doğrusunu öğrenmek için hemen bölgenin bağlı bulunduğu Küçükçekmece Belediyesi'ni aradım. Basın Bürosu'ndaki yetkililere, yolun kimin tarafından kapatıldığını sordum. Onlar da yaptıkları araştırma sonucunda aynen şöyle bir yanıt verdi: "Yenidoğan yolu, Büyükşehir Belediyesi tarafından, bizzat başkan talimatıyla kapatıldı. Bizim bu yolla ilgili bir tasarrufumuz yok. Yolun kapatılmasıyla bağlantımız bulunmuyor." Bu açıklamayı tam iki kez teyit ettirdikten sonra yazdım. Haberin yayınlanmasının ardından da Büyükşehir Belediyesi'nden bir açıklama geldi. Yine bu açıklamayı da

        çok iyi hatırlayacaksınız, çünkü yayıncılık ilkeleri gereği, İBB'den gelen mesajı da bu sütunlara taşıdım. Onlar da şöyle diyordu:

        "Halkalı - Yenidoğan yolunun araç trafiğine kapatılması yönünde İstanbul Büyükşehir Belediyesi bir talepte bulunmamıştır. Yol, vatandaşların şikayeti nedeniyle Küçükçekmece Belediyesi ve Emniyet görevlilerince geçici olarak bariyelerle kapatılmıştır."

        NELER GÖRDÜK NELER...

        Anlayacağınız iki belediye de yol kapatmayla ilgili sorumluluk kabul etmiyor, ikisi de topu birbirlerine atıyor.

        Üstelik de kendilerinden oldukça eminler ve ısrarla bu olayın onlarla ilgisinin olmadığını savunuyorlar. Peki bu yolu kim kapattı? Yanıt yok...

        Şimdiye kadar benzer olaylarla birçok kez karşılaştım, belediyelerin kendi yükümlülüklerini göz göre göre nasıl reddettiklerine şahit oldum. Mesela, kış aylarında Tuzla'nın Orhanlı beldesinden çekilmiş çamur görüntülerini yansıttığımda, bizzat belediye başkanı arayıp ana cadde olduğu gün gibi belli olan yolu önce tarla ilan etti, birkaç dakika sonra da 'Burası Orhanlı değil' diyebildi. Sonra bir Bayrampaşa vakası yaşandı ki evlere şenlik.

        EVLERE ŞENLİK VAKALAR

        Arkadaşlarımızın 'Bayrampaşa'ya hoşgeldiniz' yazısının tam yanında çektiği dev çukur görüntülerini bu sayfalara taşıdığımızda Bayrampaşa Belediyesi yetkilileri, 'Bu alan bize ait değil, Zeytinburnu'nun sınırları dahilinde' dedi. Haberimizin üzerine yetkililer gidip sınır ölçümü yaptı ve tabelanın tam yanı, bir metre farkla Zeytinburnu'nun çıktı. Bu duyduklarım karşısında küçük dilimi yutmak üzereydim ki, bu kez hem Bayrampaşa, hem de Zeytinburnu Belediyesi'nden 'Çukuru kapattık' mesajı aldım. İki belediye de söz

        konusu çukuru kendilerinin kapattığını söylüyordu.

        Sonra, uzun telefon görüşmelerinin ardından çukuru Bayrampaşa Belediyesi'nin kapattığı ortaya çıktı. İşte megakent İstanbul'un sorunlarını yansıtmak için yola çıktığımızdan bu yana böyle ilginç olaylarla karşılaştık. Size şaka gibi gelebilir. Ancak tüm bunlar her defasında bizi hayretler içinde bırakan traji-komik durumlardı. Yenidoğan Yolu'yla ilgili yaşadığımız süreç ise hepsini sollar nitelikte. Pes, demekten başka bir şey söyleyemiyorum.

        Ayamama bizi rezil ediyor

        ISLAH edilemeyen dereler, yazın gelmesiyle birlikte vatandaşa kabus dolu günler yaşatmaya başladı. Kurbağalıdere, Çakmak ve Çamaşırcı Deresi'nin neden olduğu kötü koku nedeniyle çevre sakinlerinin çektiği çileyi dile getirmiştik. Bu kez de Ataköylüler'den benzer bir mesaj aldık. Ayamama Deresi'nden yayılan dayanılmaz kokuya isyan ediyorlardı: "Derenin temizleme çalışmaları yıllardır bitirilemedi. Sıcak havada daha da artan lağım kokusu, Ataköy, Yeşilköy ve Florya bölgesini yaşanmaz kılıyor. Havaalına giderken bile bu ağır koku hissediliyor. Turistler de bu kanalizasyon kokusuna maruz kalıyor. Utanılacak bir durum..."

        Cadde'de sabahın beşinde korna zulmü

        KADIKÖY- Pendik arasında çalışan minibüslerle ilgili sayısız şikayet geliyor. Yolcular, şoförlerin trafik kurallarına uymamasından, aşırı hız yapmalarından yakınıyor. Minibüslerin geçtiği güzergah üzerinde oturanlar ise gürültü kirliliğinden dertli. Özellikle de Bağdat Caddesi sakinleri... Alo Habertürk Acil Şikayet Hattı'na bırakılan mesajlar, bölge halkının yaşadığı problemleri açıkça ortaya koyuyor: "Minibüsler sabah 05.00'te çalışmaya başlıyor. Caddeden korna çalarak geçiyorlar. Sabahın o saatinde trafik yoğunluğu yok. Kornayı neden çalıyorlar, anlayamıyoruz. Birden yataklarımızdan fırlıyoruz. Uyarılar sonuç vermiyor. Bizi rahatsız ettikleri yetmiyormuş gibi bir de ters bir tepki gösteriyorlar. Nereye bildirdiysek değişen bir şey olmadı. Minibüs şoförlerini denetleyen bir makam yok mu?"

        KISACA

        • Hastane önünde konteyner yıkıyorlar

        Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nin tam önünde Fatih Belediyesi çöp konteynerlerini yıkıyor. Hastanenin yanıbaşında böyle bir uygulama akıl alır gibi değil. Hem konteynerlerden çıkan yüksek ses hastaları rahatsız ediyor, hem de etrafa mikrop yayılıyor. Çöp suları sokaklara akıyor. Yazın sıcak havalarda bu pislik hiç çekilmiyor. Göksal Yıldız

        • Fabrika kokusu Tuzlalılar'ı bıktırdı

        Tuzla'nın Aydınlı Köyü'nde bulunan bir deri fabrikasının etrafa yaydığı kokudan çok

        rahatsız oluyoruz. Fabrikanın bacasına filtre takmaması nedeniyle etrafa ağır kokular yayılıyor. Pencerelerimizi bile açamaz haldeyiz. Yetkililerin bu derdimize derman olmasını istiyoruz. Hasan Tabaklı

        • Durak yanındaki çukurlar kaza çıkaracak

        Arnavutköy ve Bebek arasındaki Çamlıbahçe Otobüs Durağının etrafı delik deşik. Neden açıldığını kimsenin bilmediği çukurlar, yaklaşık bir aydır öylece duruyor. Uyarı için yerleştirilen demirler de her an bir kazaya sebep olabilir. Yolda yürüyemez olduk. Çukurların derhal kapatılması gerekli. M. A.

        • Hacışerif'e metrobüs durağı istiyoruz

        Avcılar - Hacışerif'e metrobüs durağı istiyoruz. İETT kampının bulunduğu noktaya, yerleşim birimi olmamasına rağmen durak yapıldı. Ancak çok fazla talebin olduğu Hacışerif'le ilgili bir çalışma yok. Gümüşpala ve Denizköşkler mahallelerinde oturanlar, hizmet bekliyor. G. E.

        ARAYIN GELELİM SORUNLARI BİRLİKTE ÇÖZELİM

        ALO HABERTÜRK / ACİL ŞİKAYET HATTI / 444 4 256

        444 4 256'yı arayın veya alo.htgazete.com.tr'ye şikayet mesajınızı bırakın, gelelim ve sorunu birlikte çözelim

        FOTOĞRAF GÖNDERİN YAYINLAYALIM

        Şikayet konusunun fotoğrafını alo.htgazete.com.tr adresine gönderin, HT İstanbul'da yayınlayalım.

        Diğer Yazılar