Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ÖNCEKİ akşam Türkiye’nin önde gelen kalp ve damar cerrahlarından biri aradı.

        Yıllar önce Onkoloji Enstitüsü Başkanı Erkan Topuz’dan duyduğum bir cümleyle girdi söze:

        “Fatih’çiğim, Türkiye’de isimsiz, ünsüz, hatta parasız hastalar daha doğru tedavi alır.”

        “Ben bu lafı biliyorum da şimdi ne alaka?” dedim hemen.

        “Deniz Baykal, Deniz Baykal değil de vatandaş Ali Efendi olsaydı, muhtemelen şimdi evinde oturmuş televizyon izliyor olurdu” dedi.

        Sonra da “Ne yazık ki, önemli insanların kaderi bu. Deniz Bey’e fazla ihtimam göstereceğiz, hemen bir şeyler yapacağız diye peş peşe hatalı uygulamalar yaptılar. O yüzden de az ciddi olan durumu, çok ciddi hale geldi” diyerek yanlışları sıraladı:

        - Beyin damarlarına pıhtı atımı, çok rastlanan bir durumdur. Bazen bir operasyon sonrası, bazen de yaşa bağlı olarak ortaya çıkar.

        - Bu durumda yapılacak en doğru şey, bir süre beklemektir. Anında müdahale etmek çok yanlıştır. Durum stabil ise beklemek en doğrusudur.

        - Sonrasında ilaçla açma cihetine gidilebilir.

        - Ameliyat da bir seçenektir. Yapılabilir ama pıhtıyı almak için yapılan ameliyat sırasında damara stent takmak tam bir felakettir.

        - Çünkü stent takıldığı zaman mutlaka kan sulandırıcı ilaçlar da vermek gerekir.

        - Deniz Bey’in durumunda kan sulandırıcı ilaç vermek, felakete davetiye çıkarmaktır. Hassas olan beyinde kanama riski ortaya çıkar.

        - Nitekim Deniz Baykal hastaneye geldiği sırada beyin kanaması olmadığı halde stent takılması ve sonrasında kan sulandırıcı ilaç verilmesi sonucu beyin kanaması oluşmuştur ki, bu genelde kaçınılmaz bir durumdur.

        - Daha sonra yapılan iki ameliyat bu kanamayı durdurma amaçlıdır, ama kan sulandırıcı kullanılmış ve akciğer komplikasyonları da olan bir hastada bu ameliyatlar beklenen sonucu vermez.

        - Türkiye’deki hekimlerin yüzde 90’ı sıradan bir hastada benim dediğim gibi davranırdı, ama Deniz Baykal olunca gereksiz işler yapıldı.

        - Hiçbir şey yapılmasa bile en fazla sol yanında hafif bir felç oluşur, o da zamanla büyük oranda düzelirdi.

        “Peki şimdi ne olur?” diye sordum.

        “Beyin ilginç bir organdır. Yarısı alındığında bile gayet sağlıklı yaşam süren hastalar var literatürde. Beklemek lazım. Toparlama ihtimali var, ama mutlaka bir hasar kalacaktır. Hiçbir şey yapılmasa daha iyi toparlardı” dedi.

        **************

        ÇAKAR ARTIK ÇAKMAZ İNŞALLAH

        İÇİŞLERİ Bakanı Süleyman Soylu şahane bir iş yaptı.

        “Çakarlı” denilen önüne kırmızı mavi ışıldak takmış otomobillerin trafikteki “sözde” geçiş üstünlüğünü kaldırdı.

        Bundan böyle bu araçlar trafikte “terör” estiremeyecek.

        Gerçekten işin cılkı çıkmıştı.

        Bakanları, başbakanları, valileri, belediye başkanlarını geçtik, belediyede zabıta amiri bile çakarı takıyor, trafikte üzerimizden atlıyordu.

        Şimdi artık yasak.

        Sadece önünde arkasında polis eskortu olan araçların geçiş üstünlüğü olacak.

        Bu bile fazla ama bu kadarına razı olmaktan başka çaremiz yok.

        Şimdi merak ettiğim, bu yasak uygulanacak mı?

        Yoksa zavallı trafik polisleri, “Ulan içinde kim vardır bilinmez. Ben iyisi bunu görmezden geleyim” demek zorunda mı kalacak.

        Her gün trafikte yaklaşık 150-200 kilometre yol yapan biri olarak bundan böyle ben de her gün burada yolda çakarı takıp yanımdan geçen otomobillerin plakalarını yazacağım.

        **************

        SIRA GELİR CHP’Lİ BAŞKANLARA

        BEN bu yazıyı yazdığım sırada, istifası istenen üç büyükşehir belediye başkanı henüz istifa etmemişti.

        Cumhurbaşkanı artık isim vererek konuştuğu için, kaçınılmaz son mutlaka gelecektir.

        Bundan sonrası için benim tahminim şu yönde:

        Sıra CHP’li belediye başkanlarına gelecek.

        CHP’li birkaç il ve mebzul miktarda ilçe belediye başkanı için de bu yönde bir talep gelecektir.

        Tahmine göre yöntem şöyle olacaktır.

        Önce CHP Genel Başkanı’na bu belediye başkanlarını istifa ettirmesi çağrısı yapılacaktır.

        Kılıçdaroğlu, “Seçimle gelen seçimle gider” diyecek ve kabul etmeyecektir.

        Bunun üzerine de bu belediye başkanlarıyla ilgili, çoktan hazırlanmış olduğunu düşündüğüm dosyalar açılacak ve bu belediye başkanları İçişleri Bakanlığı marifetiyle görevden alınacaktır.

        Bu yazdıklarım bir bilgi değil, bir tahmindir.

        **************

        MHP ZATEN KIZGINDI

        İSTİFA etmeleri istenen belediye başkanları konusunda MHP, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tavrına destek verir mahiyette konuştu.

        Tersini bekleyen var idiyse büyük yanılgı içinde olmalı.

        Çünkü MHP yönetimi, MHP’yi seçime beş kala sallayan ve sonradan arkasında FETÖ’nün olduğu anlaşılan kaset skandalı döneminde, Melih Gökçek’in takındığı tavrı unutmamıştı ve MHP’liler o konuyla ilgili Melih Gökçek’e kızgınlardı.

        Bu yüzden de farklı bir tavır almaları asla mümkün değildi.

        **************

        FATİH DİZİSİ BİRAZ ZOR

        TARİHİ dizi furyası tutunca Fatih Sultan Mehmed’in hayatı bir kez daha dizi yapılıyor.

        Daha önce denendi ve olmadı.

        Bu kez de olacağını zannetmiyorum.

        Çünkü Osmanlı’nın en büyük sultanı, imparatorluğun kurucusu Fatih’in hayatıyla ilgili hemen hemen hiçbir şey bilinmiyor.

        Elbette savaşları, fetihleri, yaptırdığı eserler biliniyor ama özel hayatıyla ilgili hiçbir bilgi yok.

        Dönemin Bizans kroniklerinden gelen kısıtlı bilgi dışında, bir de sarayın masraf defterleri var ki, ondan da ancak Fatih Sultan Mehmed’in ne yiyip ne içtiği ortaya çıkar.

        Gerisi büyük oranda tevatür.

        Buradan nasıl bir hikâye çıkaracaklar bilemiyorum.

        Büyük ihtimalle uydurma bir Fatih anlatacaklar.

        **************

        KABİR YOKSA KÖŞK VAR

        BİLİRSİNİZ, İranlı devlet adamları Türkiye’ye geldiklerinde Anıtkabir’i asla ziyaret etmezler.

        Başbakan Binali Yıldırım ise çok hoş bir iş yaptı.

        Anıtkabir’i ziyaret etmeyen İranlı konuğu Cumhurbaşkanı 1. Yardımcısı Cihangiri’ye Atatürk’ün köşkünü anlattı.

        O da dinledi.

        **************

        DERBİ HAKEMİ

        MHK, Galatasaray-Fenerbahçe maçına Cüneyt Çakır’ı atadı.

        Her iki taraf da memnun değil.

        Galatasaraylılar, “Fenerbahçe’ye yaranmak için bizi yakacak” diyor.

        Fenerbahçeliler ise “Bizim en sevmediğimiz hakem” diyorlar.

        Ben ise “Zaten kötü bir hakemdir. Türkiye’de doğru düzgün yönettiği büyük maç pek azdır” diyorum.

        Bir de iki sezon önce yarım metre taca çıkmış topta oyunu devam ettirip Fenerbahçe’nin Galatasaray’a gol atmasına neden olduğunu hatırlıyorum.

        İnşallah sadece gördüğünü çalar da hem maçı hem kendini kirletmez.

        **************

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        Maçlardan sonra hakemleri konuşmak zorunda kalmadığımız zaman.

        Diğer Yazılar