Mağribinin gündemi
Dün yeni yılın 1. günüydü.
Memleketimin başta Covid-19, corona aşıları, mutasyona uğramış ve bulaşıcılığı artmış virüsün Türkiye'de görülmesi, köprü ve otoyollara yapılan yüzde 30’luk zamlar, asgari ücret, işsizlik gibi sabit ve değişken sorunları var iken, yeni yılın ilk gününde Türkiye’nin gündeminde bunların hiçbiri yoktu.
Dün Türkiye’nin en önemli iki sorunu ve iki gündem maddesi vardı.
1. Türban
2. Ayasofya’nın açılması
Sanki eski bir Bakan’ın türbanlı hakimleri görevden alma yetkisi varmış ya da Sözcü gazetesi Ayasofya’yı ibadete kapayabilirmiş gibi Türkiye bunu konuştu, Türkiye’ye bu “Konuşturuldu.”
Özal döneminde sorun olarak ortaya çıkan, sonrasında giderek büyüyen ve AK Parti iktidarının 10. yılında çözülen türban meselesi hala siyasi “geçim kaynağı” olmaya devam ediyor.
İbadete açılması toplumda beklenilen coşkuyu yaratmayan Ayasofya meselesi ise hala iktidarın eline koz olarak verilmek üzere aptal bir muhalif anlayış tarafından gündeme getiriliyor. İktidar tarafı da bunun üzerine "mal bulmuş mağribi" gibi atlıyor haklı olarak. Çünkü 30 yıldır tükenmeyen bir siyasi sermaye bu. Tükendikçe muhalefet tarafından doldurulan bir hazine sandığı gibi.
Ve bizim ister istemez yeni yılın ilk gününde tartıştığımız konu bu.
Bu bile ülkenin geleceği hakkında karamsarlığa kapılmamıza neden oluyor.
Hadi biz yaş grubu olarak bu pisliğin içinde debelenmeye alışkınız diyelim, iktidarıyla, muhalefetiyle gündemi bu olan bir ülkenin gençleri geleceğe sizce nasıl bakar!
Bu ülkede kalıp, bu gündemde yaşamak ister mi!
Hele okumuşu, yazmışı…