Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Bir zamanların zengin ismi Mübariz Mansimov önce malının mülkünün önemli bir bölümünü kaybetti.

        Sonra da FETÖ’cü olduğu iddiasıyla hapse atıldı.

        Bu kişi ile ilgili rivayet muhtelif.

        Servetinin aslında kendisine ait olmadığı ve bazı güçlü ve siyasi kişilerin paravanı olduğu söylendi bir zamanlar.

        Sonra bu güçlü kişileri kızdırdığı için mallarının elinden alındığı iddia edildi.

        Hatta bu kişiler o kadar güçlü idi ki, FETÖ’cü iddiasıyla hapse atılmasının nedeni bu güçlü kişilerdi.

        Bu dedikodular aylar yıllardır konuşuldu.

        Gerçeği bilmiyoruz.

        Ancak Mansimov’un genç yaşta elde ettiği servetin arkasında hep bir şüphe bulutu vardı.

        Bu ararada Mansimov, Türkiye’deki güçlü günlerinde hem iş çevrelerinde bulunuyordu hem de siyasi çevrelere girip çıkabiliyordu.

        Ve yanında güçlü bir adam vardı hep.

        Mehmet Ağar.

        Ağar Mansimov’un mütemmim cüzü gibiydi.

        Her zaman yanında, her zaman çevresinde, sıklıkla aynı fotoğraf karesinde.

        Yaz ve kış.

        İstanbul’da ve Bodrum’da ve her yerde.

        Ağar’ın şimdi milletvekili olan oğlu da Mansimov’a ait görünen Yalıkavak Marina’nın genel müdürü idi.

        Sonra Marina, Mansimov’un elinden alındı.

        Mansimov’un genel müdür yaptığı Tolga Ağar ise oradaki görevinde kaldı.

        Baba Ağar ile Mansimov’un arası açıldı.

        Şimdi Mübariz Mansimov, Mehmet Ağar’ı suçlayan açıklamalar yapıyor.

        “Beni Fetullah Gülen’e Mehmet Ağar götürdü, beni o tanıştırdı. Ben Gülen’e para mara vermedim tam aksine kavga ettim. Ağar benim evimde bedava oturdu, benim otelimde bedava kaldı. Benim helikopterimle bedava uçtu” gibi şeyler söylüyor.

        Ben ise şunu merak ediyorum.

        Mansimov’un bunları anlattığı İsmail Saymaz ise şunu niyeyse sormamış:

        “İyi de Mübariz Bey, siz Mehmet Ağar’a niye bedava ev verdiniz, niye bedava otelinizde kaldı, niye bedava uçağınızı kullandırdınız, niye bedava helikopterinizi kullandırdınız, niye yakınına helikopter pisti yaptırdınız, niye hiçbir marina yönetme tecrübesi olmayan oğlunu marinanıza genel müdür yaptınız? Bu imkanları Ağar’ı kullandırtmak için mutlaka bir çıkarınız, bir beklentiniz olmalı. Ağar’dan tüm bu süreç boyunca hangi hizmeti aldınız ya da alamadınız? Bunları da bir zahmet açıklar mısınız!” diye bari ben sorayım.

        Mehmet Ağar’ı sizin için bu kadar önemli ve değerli kılan neydi Sayın Mansimov?

        Herhalde hayır işi diye yapmadınız tüm bunları!

        Bu hesaplar kaça göre

        Bu hesaplar kaça göre
        0:00 / 0:00

        Türkiye muhteşem rakamların ülkesi.

        Bilimsel kandırma metodu istatistiki en iyi uygulayan ülke.

        Sürekli sağımızdan solumuzdan sayılar, rakamlar uçuşuyor.

        Biz de bunları şaşkınlıkla izliyoruz.

        Sürekli büyüyoruz ama cebimizdeki para küçülüyor.

        Sürekli gelirimiz artıyor ama biz sürekli fakirleşiyoruz.

        Şimdi de aşı konusunda sayılar uçuşuyor.

        Aşılanma oranımız övünçle ve kıvançla anlatılıyor.

        Ancak benim kafamda hep bir soru işareti.

        Mesela milli gelir konusunda.

        Geçen yılın açıklanan kişi başı milli geliri 8.599 dolar.

        Biliyorsunuz bu gelir Gayrı Safi Yurtiçi Hasıla’nın nüfusa bölünmesi ile elde ediliyor.

        İyi de nasıl.

        Kaç kaça bölünüyor.

        GSYH’yı üç aşağı beş yukarı bilebiliyoruz.

        TÜİK’e göre 2020 gayrisafi milli hasılamız 5 trilyon 47 milyar 909 milyon TL.

        Buna göre kişi başı milli gelirimiz de 60 bin 537 TL.

        Buradan anlıyoruz ki, TÜİK’e göre Türkiye’nin nüfusu 83,3 milyon kişi.

        TÜİK 5 trilyon 47 milyar 909 milyonu, 83 milyon 300 bin kişiye paylaştırmış kişi başı 60 bin 537 TL düşmüş.

        İyi de bu hesap doğru mu!

        Tabii ki değil.

        Bu hesapta Türkiye’deki en az 7 milyon göçmen yok.

        Bunlar da Türkiye’de ekonomik faaliyetlerin içinde olduğuna, çalıştığına, kazandığına, harcadığına, yiyip içtiğine göre bunları da hesaba katmak gerek.

        REKLAM

        Yani gelir aslında yüzde 8 oranında daha düşük olmalı.

        Bunları da hesaba katarak 60,5 bin TL değil, 56 bin TL’ye düşmeli.

        Aynı şey aşı için de geçerli.

        Bakan Koca aşıda şu oranı geçtim, bu oranı geçtik deyip duruyor.

        Peki Sayın Bakan’ın bu açıklamalarına ülkedeki Afganlar, Suriyeliler, Iraklılar ve Afrikalılar dahil mi!

        Yoksa onlar hasta olmuyor ve hastalığı bulaştırmıyor mu!

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
        0:00 / 0:00

        Gelir artışı gelir adaletini bozmaya yönelik olmadığı zaman.

        Diğer Yazılar