O sahtekarları attınız mı okuldan
Ukrayna’da eğitim gören öğrencilerin yurda dönme çabası beni iki sene önceye, pandeminin başlangıcına götürdü.
Hatırlayacaksınız, 2020 yılının ilk aylarında Corona salgını patlak verince, YÖK bir karar almış, yurt dışında dünya sıralamasında ilk 1000 üniversite arasında yer alan üniversitelerde okuyan öğrencilerin, Türkiye’deki üniversitelere yatay geçişine imkan sağlamıştı.
Tabii halkımız her imkanı olduğu gibi bu imkanı da kötüye kullanmanın yolunu bulmuş ve türlü sahtekarlıkla hak etmedikleri halde Türkiye’deki üniversitelere kayıt yaptırmışlardı.
Bu durumun ortaya çıkması ve benim bu köşede konuyu ısrarla takip etmem üzerine, dönemin YÖK Başkanı Prof. Yekta Saraç aramış ve “Bunlar hakkında gereken işlemi yapacağız. Okullarla ilişkileri kesilecek ama ne yazık ki biz ne yaparsak yapalım, yargı müktesep hak olarak yorumlayıp bunları geri yollayacak” demişti.
Bunun üzerine konuştuğum konuyla ilgili bir yargı mensubu, "Sahteciliğin müktesep hakkı olmaz. YÖK gerekeni yapsın, biz de gerekeni yaparız” demişti.
Aradan 2 yıl geçti.
Yurt dışındaki üniversitelerden Türkiye’deki üniversitelerin yüksek puan isteyen bölümlerine haksız ve hukuksuz geçiş yapan bu “sahtekarlara” hiçbir işlem yapılmadı.
Bir teki bile kayıt yaptırdıkları üniversitelerden atılmadı.
Her zaman olduğu gibi yaptığı, yapanın yanına kâr kaldı.
Çünkü sizlerin de tahmin edeceği üzere, bu sahtekarların hiçbiri gariban Anadolu çocukları değildi.
Hepsi birinin bir şeyi, iktidarın yakınları idi.
Şimdi ben bunu yazınca da bir şey değişmeyecek elbette.
Bunlar o okullarda okumaya devam edecekler hatta pek çoğu önümüzdeki bir iki yıl içinde bu okullardan mezun olacak, torpilli biçimde işlerini de bulacaklar.
Peki sonuç çıkmayacağını bile bile ben bunu niye yazıyorum.
Unutmayın diye.
Hatırlayın diye.
Başka hiçbir nedeni yok.