Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Memleketin gündemi bellidir artık. Seçime gidiyoruz. Ekonomi yönetimi 4, 5, 6 küsur kur çaprazları ile haziranı görmek istemez. Bunda hemfikir miyiz? Diğer yanda ise enflasyon, çift hanede ve yapıştı kaldı. İşletmelerin ve vatandaşların kredi maliyetleri son yılların zirvesine çıktı neredeyse.

        Haftada en az bir kez yazıyor, birkaç kez de konuşuyorum. Ancak geri dönüşler hep sitemkâr vatandaşlardan. Yetmiyor. Demek ki hane halkında, işletmelerde ve beklentilerde hissedilen erozyon da büyük. Diğer yandan, büyüme çok güçlü. İnsanların bunu hissetmesi için uzun vadede bölüşüm sorununa dokunacak tedbirler lazım ama kısa vadede de bazı çözümler mümkün.

        Şöyle desek olur mu: Büyümeyi herkesin hissetmesi için bazı değişkenlerin değerlerine dokunmak gerekecek. O zaman sorunun bir kısmı hallolacak. Gerisi ise uzun soluklu, gerçek ve zorunlu bir çaba gerektiriyor. Bu durumda, problemi çözelim.

        Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası bu hafta Para Politikası Kurulu’nu toplayacak. Bloomberg HT anketine göre -TCMB üzerine yapılan en kapsamlı, yerli/yabancı katılımlı anket-ortalama beklenti, geç likiditede yarım puanlık bir artış. Bunu bekleyen de beklemeyen de ve daha çok bekleyen de var elbet. Konsensüs bu.

        “Kur kaç olursa Merkez ne yapar?”, bu da piyasa toto. Farkındayım, belli bir seviye herkes için konfor sağlıyor. Sarraf gibi ölçülüyor. Gel gör ki kurun dengesi, ağırlığı, fiyatı öyle belirlenmiyor. Keşke hep şurada kalsa ya da gram gram tartıp şuraya koyayım diyemiyorsun. Kura takıldığımdan değil, enflasyona ve finansal istikrara etkisinden. Yoksa, elbette kur dalgalı. Dalgalı ancak gelen yapılandırma haberleri ve enflasyon seviyeleri gösteriyor ki Reel Efektif Döviz Kuru için “sörf” mevsimi kapanmalı. Daha güvenli bir spor lazım.

        Ne yapmalı? Sanırım terzi olmalıyız. Tam bu şartlara göre bir dikim, biraz prova ve elbise!

        TCMB milenyumun “en sert faiz artışı” yönetimine sahip. Ancak son turda çalışmayan bir şeyler var. Banka her faiz artışında kurun reel olarak değerlendiğini görürdü. Son turda bu çalışmadı. Öyleyse şimdi çalışacağını düşündüren ne? Sanırım bunun garantisi yok. Üstelik ABD’de faizler % 3’ü de aştı. Kısa vadeli bir meltem esmesi normaldir okyanus ötesinden. Bu yüzden terzi lazım bize.

        Merkez Bankası para politikası ile “politika yoğunlaşmasına” gidebilir. Üst bantta yeri var, kullanmayacağı bir yere kadar gösterip kendine opsiyon satın alabilir. Bu belki de yeterli olur. Ancak en azından bir süre nefes almak istiyorsak mutlaka başka şeyler de gerekir. Bunlar yönlendirme, mali politikalar ile destekleme ve ardından ikisini bir amaca yöneltip bunu insanlara anlatmaktır. Rehberlik yani.

        ***

        Amerika’da her şey dakik. Uzun zamandır mayıs ayında faizler 3’ü vurur ve hesabı kitabı ona göre yaparız diye bekledik. İşte tam da biz 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutlarken ABD’de 10 yıllık tahvil faizi 3’ü buldu. Tam vaktinde! Şimdi ABD ekonomisini test etme zamanları yaklaşıyor. Faizler yükselecek, herkes yavaş yavaş korkacak ama gözler enflasyonda olacak.

        Gelirse Godot ne âlâ; aksi uzun bir hikâye. Başka bir gün tartışmak üzere...

        Diğer Yazılar