Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Küresel ekonomi tam gaz giderken bu gidişata razı olmayan Başkan Trump hem global toparlanma oyununda devre ilan etti hem de bu arada birçok ticari ve politik aksiyon aldı. Mayıs sancısını getiren Amerika’dır. Pasifik anlaşmasından çekilen, NAFTA’yı çıkmaz sokaklara hapseden ve İran’ı yalnızlaştırma adına İsrail’de Binyamin Netanyahu’ya sunumlar yaptıran işte bu değişikliktir. Öyle görünüyor ki Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın Suud’daki iddialı profili de kerhen bu değişimin gücüne yaslanmaktadır.

        Merkel ve Macron seçildikten sonra kısa vadeli post-politika dönemi ilan edip reformlara odaklanan AB bir anda kapısında ticaret savaşlarını buldu. Mayısta 1 aylık ek süre alan Avrupa, niyeti sezip aksiyon almakla meşgul şimdilerde. Bu arada ekonomik aktivite yavaşladı ve çelik-alüminyum tarifelerini bekliyor. İtalya yeniden seçime gidiyor; İngiltere’de May her gün yeni bir Brexit mağlubiyeti yaşıyor ve gerçek Brexit’e sadece 10 ay kaldı. Euro / Dolar 1.25’ten 1.19’a taşındı bile.

        Çin örneğin, uzun süre sonra belki de ilk kez yükseklerde olduğunu hissediyor. Keza oksijen azalıyor. Artık küresel güç olduğu tescillidir. Diğer yandan, ABD’nin talepleri çok yüklü. Ticari heyeti Çin’den bir anlaşma olmadan döndü ABD’nin. Görüşmeler sürecek. Çin’de hisse senetleri son 1 yılın dibinde. Anlaşma olmazsa karşılıklı, toplamda 300 milyar dolarlık ticaret yeni gümrük tarifelerine konu olacak. Ne var ki mesele rakamların çok ötesinde. Bir kez bu yaşanırsa Çin’in 2025 Made in China politikası risk altında. Birçok Çinli şirket, ülkelerin siber güvenlikleri, savunma sanayileri tehdit edilecek. Buradaki kırılma küresel ekopolitik için şok dalgaları üretebilir.

        Mayısın tatlı rüzgârları yerine soğuk duşlar bulan bir başka ülke İran. Ortadoğu politikası “İran’ın karşısında olmak” şeklinde özetlenebilecek Başkan Trump P5 + 1 anlaşmasından (ABD, Çin, Rusya, Fransa, İngiltere ve Almanya arasında 2015’te imzalanan nükleer anlaşma) caymak niyetinde. İran uranyum zenginleştirme programına, uluslararası gözetmenlerin ifadesiyle “sadık” kalsa da ABD bir şekilde anlaşmayı iptal etmek istiyor. Bu olmazsa başka bir yerden sebep bularak ambargo uygulama planları var. Karar 12 Mayıs’ta açıklanacak. Petrol fiyatını varil başına 76’lara götüren rüzgâr bu.

        Diğer yanda Amerikan ekonomisinin devamlı istihdam üretme iştahı sürerken ABD 10 yıllıkları yüzde 3’e yeniden taşındı. ABD Doları bir ara ralli yaşıyor. Ticaret savaşları, küresel satın alma yöneticileri endekslerinde geçici yavaşlama gibi sorunlarla gelişen ülkeler de bu mayısı hissediyorlar. Hissediyorlar hissetmesine ama böyle zamanlarda en çok duyumsanan şey birikmişlikler, eski alışkanlıklar ve alerjiler. Bu yüzden bahar nezlesi akutlaşıyor. Örnek? Arjantin ve ne yazık ki Türkiye.

        Arjantin’de reformcu olarak görülen Macri hükümeti enflasyon hedeflerinde başarılı olamayınca merkez bankası repo faizini 2 hafta içinde % 27’den % 40’a çıkarmak zorunda kaldı. Kanama durmadı, kur uçtu ve banka rezerv yakmak zorunda kaldı, atağı engellemek için. Sert bir devalüasyon ve ardından maliyenin bütçe açığını düşürme sözü ile birlikte belki şimdi fırtına dindi.

        Bu mayıs bizde de hissediliyor. Seçim öncesi finansal-alıngan yapımız, evvelce biriktirdiğimiz makro dengesizlikler, eksik rehberlik birleşince kurda yeni zirveler ve 10 yılın en yüksek faizi geldiğimiz yerdir. Oysa kurda ve faizde daha geçtiğimiz pazartesiye kadar olumlu yönde gelişmeler vardı. Şimdi ne yazık ki biz de mayıs virüsüne kaptırdık kendimizi. Geçmiş olsun.

        Diğer Yazılar