Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Son yaşanan kriz elbette Türkiye için ABD'ye nazaran daha önemli. Amerika 20 trilyon dolarlık büyüklüğü ve kişi başına 60 bin dolarlık refahı ile rahat davranıyor. Gururun bedeli olmaz elbette, bu yüzden ülkemiz de tek ses ve dümdüz bir duruş belirlemiş durumda. Yine de aramızdaki ekonomik münasebetin bir bilançosunu çıkarmakta beis görmüyorum.

        TİCARİ İLİŞKİLER GELİŞİYOR

        Türkiye'nin döviz biriktirme ve ithalatı azaltma çabalarının önemli bir bölümü ihracata dayanıyor. Bu yılı 170 milyar dolarla bitirmesi beklenen dış satımımız için Amerika en müstesna partnerimiz değil. Diğer yandan dış ticaretimizin son yıllarda geliştiğini, üstelik lehimize döndüğünü görmek önemli.

        Karşılıklı ticaretimizin detayına bakınca, 2017 yılı verilerine göre ABD'ye otomobil, uçak parçası, halı, kimya, demir ve çelik sattığımızı görüyoruz. İthalat hanemizde ise hurda çelik, uçak, pamuk, yat ve motorları saymak mümkün.

        YATIRIMDA ŞAMPİYON

        Ülkemizin en çok çekmeyi arzuladığı doğrudan yatırımlarda son yıllarda azalış yaşanıyor. TCMB verilerine göre 2017 yılında memleketimize 7.4 milyar dolar doğrudan yatırım yapılırken, bunun sadece 214 milyon doları Amerika'dan gelmiş. Şampiyon 4,96 milyar dolar ile tahmin edildiği üzere Avrupa Birliği olmuş.

        2002-17 döneminde Türk yatırımcılar ABD’ye 4,8 milyar doğrudan yatırım yapmışlar. Bu rakamlarla ABD, Hollanda ve Azerbaycan’dan sonra üçüncü sırada yer almakta. Buna mukabil aynı dönemde ABD’li yatırımcılar Türkiye’ye 11,3 milyar dolarlık yatırım yapmışlar. ABD bu klasmanda Hollanda’dan sonra ikinci sırada. Mayıs 2018 itibariyle Türk özel sektörün yurt dışından sağladığı uzun vadeli borcun %9’unu ve kısa vadeli borcun %2’sini ABD’li kreditörler vermiş. (Uzun vadeli 20,1 milyar dolar, Kısa Vadeli 0,4 milyar dolar). Diğer taraftan BIS verilerine göre Türk bankalarının ABD’den yurtdışı alacağı -çoğu bankalardan olmak üzere- 2017 sonunda 4,7 milyar dolar olduğu raporlanmış.

        İş, portföy yatırımına gelince ise Amerika şampiyonluk koltuğunda. Borsadaki yabancı payının yaklaşık üçte biri ABD'lilere ait. Borsamızın yaklaşık %60'ı yabancıların elinde olduğuna göre BIST'in kabaca %20'si Amerikalılarda demek doğru olur. Bonoda ise bu sahiplik toplam yabancı portföyünün beşte birine tekabül ediyor. Yabacıların da Türk Hazinesi borçlanması içindeki payı kabaca %20 olduğuna göre, ABD'liler hazinemizin borçlanma senetlerinin yaklaşık %4'üne sahipler denebilir.

        Sadece rakamlar üzerinden konuşmak gerekirse, 41 bin yabancı sermayeli şirketin 1.500'üne, bono ve hisse senedi yatırımlarında önemli paya sahip ve aynı zamanda 3. büyük ticari partnerimiz olan ABD'nin önemi ülkemiz için yadsınamaz. ABD için de ticaret fazlası vererek yüksek teknoloji ürünleri sattığı Türkiye ilişkilerini koparmak istemeyeceği ortaklardan biri konumunda. Siyaset ve diplomasi bu yolu açtıktan sonra ekonomik olarak rasyonel olanın ortak bir yol bulunması olduğu açıkça görülüyor.

        Diğer Yazılar