Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ABD ve Çin'in art arda irade beyanlarının ardından Almanya da geleceğe dönük planlarını dünya ile paylaştı. Çin'in çok tepki çeken ve 2025'te yüksek katma değerli ürünlerin Çin'in tekelinde olmasını sağlamaya dönük programına ABD ticaret savaşları ile yanıt vermişti. Başkan Trump 'Make America Great Again' (ABD'yi yeniden muhteşem yapalım) diyerek gelecek tahayyülünü ilan etti.

        ABD'nin Dolar'ı ve askeri gücünü, Rusya'nın siber kapasitesini ve Çin'in devlet destekli kapitalizmini kullanarak üstünlük elde edebileceğini gören Almanya alarm zillerini çaldı. Gelecek vizyonunu biraz da buna bakarak oluşturdu. Almanya'nın ilk motivasyonunu böyle okumak gerekiyor. Dış tehditler ve onların kullanım kanallarına karşı bir cevap olarak.

        Alman ekonomisi olunca mesele, ilk akla gelmesi gereken mühendislik & mekanik ve üretim. Toplam ekonomik çıktıda sanayi motifinin ağırlığı Almanlar için %23'ten fazla. Bu, elbette çok iyi. Ancak Almanlar katma değerin üretimden dijitale kaydığını görüyorlar. Mühendislikten dijitalleşmeye. Bu dönüşüm ihtiyacı baskı yaratıyor. 2030 hedeflerine sebep olan ikinci motivasyon bu.

        Çin'in devlet destekli şirketleri ve onların kuralsız rekabet güçleri ise son motivasyon kaynağı. Sistem içerisinde bilgi paylaşımı ve stratejik sektörler belirlenerek devlet destekli, güdümlü ticaret ahlakı Almanları ürküttü. Siemens / Alström birleşmesine mahkemeler izin vermeyip Fransız ve Alman ortaklığı kurulamayınca alarm zilleri çaldı.

        Demokrasi kuralları çerçevesinde anti-demokratik Çin ile mücadele etmek zorlaştı.

        REKLAM

        ***

        Almanya milli hasılasına oranla dünyanın en yüksek cari fazla veren majör ülkesi (%7,6). Bunu ise yüksek katma değerli üretimi ile yapıyor (%22,9). Ülkenin üretim sektörü 6.1 milyon kişiye istihdam sağlarken, bunu 45 bin şirket ve 1,8 trilyon euro hacim ile gerçekleştiriyor.

        Bu yapının korunması, dönüşmesi ve gelecekte de başarı üretebilmesi için Almanya 3 başlıkta 2030 stratejisini oluşturdu.

        * İnovasyona yüklü yatırım: Yerleşik kültürü yerinden oynatacak yeniliklerin önünü açacak girişimleri ve bunların fonlanma imkanlarını genişlet. AR-GE için Fransa ile birlikte yatırım yap ve Yapay Zeka konusunda dünya lideri olmak için birlikte hareket et

        * Düzenleme altyapısını hazırla: Rekabet kurallarını değiştir ve çağa uyumlu hale getir. Şirket birleşme / satın almalarında kuralları yeniden düzenle. Mahkemeler aksi yönde karar verirlerse devreye girebilecek uygulamaları belirle. Devlet - şirket ilişkisini düşündürecek ve revize edecek adımlar at.

        * Kendini korumaya al: Piyasanı, şirketlerini ve tüketicileri koru. Uluslararası boyutta adil ticareti özendir, kural bazlı yaklaşımı tercih et ve dayat. Kamu ihalelerinde mütekabiliyet prensiplerini benimse. AB ülkeleri, Fransa'nın ve Almanya'nın yaptığı gibi kendileri için kritik sektörleri belirlemeli ve milli bir izleme mekanizmaları kurarak kendi çıkarlarını korumalılar.

        REKLAM

        ***

        Fransa ile ortaklaşa bir akıl tutturmaya çalışan Almanya'nın strateji belgesi birçok zorluğa yanıt vermeyi amaçlıyor. Dış dünyanın bel altı vuruşları, kendi ekonomisinin dönüşme ihtiyaçları bunların başında geliyor. Diğer yandan, ülkedeki göçmen alerjisi sebebiyle kendi ihtiyaçları olan işçiler ve yüksek teknoloji üretme potansiyeli olan yaratıcı beyinler Almanya'ya gidemiyor. Bu da sanayinin gelişmesi önündeki en büyük problemlerden biri.

        Son olarak, Almanya'nın kimi özel şirketleri stratejik ilan etmiş olması da oldukça fazla tartışma yaratıyor. Bunun Çin gibi devlet kapitalizmi doğurabileceği ve şirketlere ahlaki olmayan bir mesaj içerdiği eleştirileri yapılıyor.

        Liberal düzenin demokratik bekçileri, daha düşük demokrasi standardına sahip ülkelerin tehditleri karşısında kendi demokratik standartlarını koruyup bir yanıt üretebilecekler mi yoksa toplam küresel demokrasi açığı büyümeye devam edecek mi? Aslında sanayi politikalarındaki değişimin özünü biraz da burada aramak gerekiyor. Belki de Almanya'nın şimdi bir Max Weber'e ihtiyacı var...

        Diğer Yazılar