Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Neden ve nasıl dövizleştiğimizi, dövizleştirildiğimizi ilk yazıda aktarmaya çalışmıştım ve çözüm önerilerini de kısaca tartışmıştım.

        Dolarize olmuş / dövizleşmiş bir ekonomiyi tanımlamanın tek bir yolu yok. Çeşitli yaklaşımlar söz konusu. Ancak bilançonun iki tarafını bu iş için kullanmak mümkün.

        Tasarruflarını dövize kaydırmış hane halkı ve özel sektör bilançonun bir tarafı. Borçlanmasını döviz ile yapmış hane halkı ya da özel sektör ise bilançonun diğer tarafı.

        Biz kendi ekonomimize dönünce iki taraftan da dövizleştiğimizi görüyoruz. Memleketteki tasarrufların yaklaşık %55’i yabancı para cinsinden. Finans dışı özel sektörün kullandığı ticari kredilerin de yine yarısı dövizle alınmış. Yukarıdaki taksonomiye dönecek olursak, evet ekonomimiz dolarize olmuş durumda denebilir.

        Bunu nasıl yeneceğiz? Yenenler nasıl yendiler?

        *

        Rusya Merkez Bankası Başkanı Elvira Nabullina (EN) göreve geldiğinde önünde müthiş korkutucu bir manzara vardı.

        Putin yönetimindeki Ruslar başka ülke topraklarına göz dikiyor, ABD ile bilek güreşini yeni bir seviyeye taşımış durumdaydılar. Orta Doğu’da emelleri büyümüş ve bölgesel savaşın bir parçası olmuşlardı. Kırım ve Ukrayna hamleleri peş peşe geliyor ve Batı sert tedbirler ve ambargo ile Rusya’nın gücünü kırmaya çalışıyordu. Petrolün varil fiyatı 120 dolardan 27 dolara gideceği hızlı yolculuğuna başlamıştı.

        Ruble belli bir bant dahilinde dalgalandırılıyor, ülkenin yabancı para rezervleri 540 milyar dolardan 350 milyar dolara serbest düşüş gerçekleştiriyordu. Bankacılık sistemi çatırdıyordu. Enflasyon %15,5’e fırlamıştı…

        Ülkedeki mevduatlar hızla dövize dönüyordu. Ruble varlıklara güven dip yapmıştı. Ülkedeki toplam mevduatın yarısı çoktan döviz olmuştu bile.

        *

        IMF yayınlarından birine verilen EN röportajından aynen aktaracağım gerisini.

        2015 ve 2016 yıllarında birçok saygın yayın tarafından bu Merkez Bankası Başkanı ödüller alıyor ve doğal olarak kendisine başarısı soruluyor.

        Nedir başarısı bu arada?

        Enflasyon %2’lere iniyor, büyüme toparlama eğilimine giriyor, bankalardaki tahsili gecikmiş alacaklar düşüyor, rezervler yeniden şişiyor ve Ruble istikrar kazanıyor. Ruble varlıkların saygınlığı artıyor!

        Dolarizasyon bitiyor…

        EN tarif ediyor neler yaptıklarını:

        ‘Önce dalgalı kur rejimine geçtik. Ardından enflasyon hedeflemesine geçtik. Faizleri yükselttik ve bunun daha sonra düşük faizler için gerekli olduğunu anlattık. Enflasyon düşüp hedefler tutunca herkes bize inandı’.

        Konu Rusya değil ancak dikkatinizi çekmek isterim, ortada ne doğru düzgün bir kur rejimi var ne de enflasyon hedeflemesi. Sürekli rezerv satarak çok dalgalanmasın istenen bir Ruble var ve Başkan Putin. Rus MB toplantı tarihleri dahi belli değil ve gün yaklaştıkça iletişimi yapılıyor. Çok olumsuz bir ortam var. Üstelik Rusya başka ülkeleri işgal etmiş durumda.

        *

        EN kısaca şunu söylüyor: Önce iletişimini yaptık ve aynı zamanda uyguladık. Ancak en büyük iletişim aracı insanları ikna ettiğimiz andı. Bu ne zaman oldu? Enflasyon hedefi tutunca. En önemli ikna kanalı bu oldu. En önemli iletişim stratejisi verdiğimiz sözü tutmak oldu. Dolarizasyon böyle bitti. Dövizleşmenin sonunu Ruble varlıklara olan güven getirdi.

        Diğer Yazılar