Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Latin Amerika’nın (LA) açık ara en iyi kredi notuna sahip ülkesi Şili…

        Kişi başı milli gelirde LA ve Karayipler ortalamasını 2’ye katlayan Şili. Yoksulluk oranını 30 yılda beşte birine indiren ve nüfusun yüzde 6’sına kadar çeken yine aynı Şili. Enflasyon 2’lerde geziniyor. İşsizlik yüzde 6’larda. Önemli bir ticaret ya da bütçe açığı olmayan, hem özel sektörü hem de kamusu disiplinli bir ekonomi. Faiz oranları yüzde 3’lerde olan Şili.

        Şimdi bu girdilerden çıkan sonuçlara bakalım.

        Sokaklarda sadece 1 günde 1 milyon gösterici var. Ülke nüfusu 18 milyon. Bir nevi, neredeyse herkes sokakta. Protesto ediyorlar.

        Olayların kopuşu toplu taşımaya yapılan 30 peso büyüklüğünde zam. Yani yüzde 3!

        20’den fazla insan hayatını kaybetti, binler hastanede tedavi altında, 10 bine yakın vatandaş göz altında. Sokağa çıkma yasağı, kimi şehirlerde acil durum ilanları…

        Alt alta yazınca, bölgesinin her anlamda yıldızı konumundaki Şili’de olanları açıklamak epeyce zor. Küçük bir kıyaslama imkanı vermek gerekirse, Şili’nin kredi notu bizim kredi notumuzun ortalama söyleyeyim, 8 kademe kadar üstünde!

        *

        Şili’yi bugüne taşıyan faktörler elbette yakın tarihte saklı. 73’te beklenmedik bir karakterin umulmadık askeri darbesi ve ardından gelen uzatılmış cunta, korkunç katliamlar ve karanlık bir dönem. Askeri yeniden sokakta gören ülkenin acı anılarını depreştirdi. Cuntaya direnen ya da ona karşı ezilen yaşlıların çocukları ve torunları buna izin veremezlerdi.

        Ortalama Şililinin hayatı demokrasiye geçtikten sonraki 30 yılda epeyce iyileşse de ülkede eşitsizlik çok yüksek. Adil bölüşüm sorunu var. 36 üyeli OECD ligi içinde en yüksek eşitsizlik Şili’de. Ortalama vatandaş geride bırakıldığını hissediyor.

        LA’nın sevdiği dil ile ‘politik elit’ vatandaştan uzak, çözüm üretemiyor ve sorunları derinleştiriyor. Örneğin, ulaşım zammından sonra yapılan gösterilere İç İşleri Bakanı ‘daha az ödemek istiyorlarsa erken kalksınlar, ucuza gelir’ açıklaması yaptığında gösteriler büyüdü. Gösterilerin ardından çözüm olarak sunulan kabine değişikliğinde Ulaştırma Bakanı değil İç İşleri Bakanı görevinden alındı! Sorun zam değil, halka yapılan muameleydi.

        Gösterilere bir iç güvenlik sorunu olarak yaklaşılması da bu bölümde saydığım ilk maddeyi azdırdı. Halkın reel talepleri ve sosyolojik fay hatlarıydı söz konusu olan. İç güvenlik meselesi değildi. Sırf bu sebeple gösteriler yayıldı; yıkıcı hale geldi.

        Gelişen orta sınıf, sosyal medyanın büyümesi ve iletişim araçlarının demokratikleşmesi birçok ülkede olduğu gibi burada da özellikle gençlerin liderliğinde taleplerin sayısını artırıyor. Bu talepler özenli bir şekilde anlaşılamazsa sorunu büyütmekten başka işe yaramıyor.

        Şili’nin belki de en önemli ekonomik sorunlarından biri bakıra dayanan ihracat kompozisyonu. Dış ticaret çeşitlendirilemediği için küresel yavaşlama başa geldiğinde etkisi fazladan hissedilebiliyor. Ancak tekrarlamak gerekirse, mesele sadece ekonomik değil.

        *

        Geçmiş cunta döneminde oluşturulan emeklilik sistemi, sağlık ve eğitim gibi alanların yapısı artık yeni Şili’yi tatmin etmiyor. Sınıfsal ayrımların anayasa ile güvence altına alınmış olması ‘darbe anayasası bu’ söylemini geçerli kılıyor. Yüzde 3 metro zammı ile başlayan hareket bir anda toplumun geniş kesimlerince ‘aslında anayasaya ihtiyaç var’ noktasına kadar gidiyor.

        8 bakanın değişimi, yeni anayasa sözü, muhalefet ile görüşme sözleri ve reform sözleri… Bunlar, Başkan Pinera’nın attığı olumlu adımlar arasında. Ancak bunca can kaybı ve kalp kırıklığından sonra çok geç ve çok az hissi herkeste hakim.

        Şimdi ne olacak sorusunu yanıtlamak epeyce güç. Protestolar siyasi kimliklerden bağımsız olarak örgütlendiği için bundan sonra kitlelerin taleplerine kim ve nasıl sahip çıkacak bunu görmek gerekiyor. Bir yandan LA’nın kalanında da durum hiç parlak değil. Bölgesel karışıklık ve kimi ülkede benzeşen kimilerinde ise farklı taleplerden etkilenmesi de olası protestocuların.

        İktidarın bundan sonraki yol haritasını ne kadar sağlıklı anlatabileceği ve uygulama konusunda ne kadar başarılı olacakları da şüpheli. Geçmişin mirasını tek başlarına omuzlayacak siyasi olgunluğu ve çözme kapasitesini de ortaya koyup koyamayacakları belirsiz.

        Bu ve bunun gibi sebeplerle Şili Pesosu 1 ayda %10 değer kaybetti. Ekonomini görünümü belirsiz hale geldi. Yatırımcılar ve dışarıdan izleyenler artık biliyorlar; mesele göründüğünden çok daha büyük ve kökleri yakın geçmişte. Geçmişin bir durak öncesinde ise en kirli anılar duruyor. Üstelik ticaret savaşlarının korumacı yapısının ve onun dayattığı popülizm çağındayız. Latin Amerika halihazırda karmakarışık durumda.

        Şili’den Venezuela çıkar mı? Kimse böyle düşünmüyor ama arada çok uzun bir yol var. Onu yürüme ihtimali bile yeterince ürkütücü.

        Uzun bir hikaye başladı Şili’de…

        Diğer Yazılar