Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Yıl başından bu yana 11 şirketimiz halka arz oldu. Dünyada da benzer bir gidişat var.

        Neden böyle?

        Dünyada değerlemeler uçuk. Yüksek çarpanlarla kendilerine ortak almış oluyor şirketler.

        Bizde ise hem değerlemeler cazip hem de krediler pahalı. Şirketler büyümek için ya yüksek enflasyondan kaynaklanan fahiş fiyatlı krediler kullanacaklar ya da sermaye piyasasına bakacaklar.

        Sermaye piyasası demişken, yanlış anlaşılmasın; yüksek enflasyonun olduğu bir ülkede sermaye piyasası olmaz. Olur da olmaz.

        Derinleşemez.

        Örneğin enflasyon 17 iken bir bono arzını kaçtan yapabilirsiniz ki? Enflasyonun altında borçlanmak mümkün değil. Çok özel durumlarda. Bu bakımdan halka arzlar çok kıymetli.

        Hisse vererek toplu şekilde ve faizsiz biçimde istediğiniz büyümeyi finanse edebilirsiniz.

        Geçen yıldan bu yana şirketlerimiz bu yolu tercih ediyorlar çünkü kredi maliyetleri en az yüzde 20’lerde geziyor.

        REKLAM

        Şirketler cephesinde hayat böyle.

        Yatırımcıların zaviyesinden olay nasıl?

        Halka arz girilir. En az 2 tavan çekilir. Ardından birkaç gün içinde para ‘en az’ yüzde 20 değerlenir.

        Bedava bir öğlen yemeği, yabancıların tabiri ile.

        Bu bir süre de böyle devam etti açıkçası. Ta ki devam etmeyene kadar.

        Yabancılar borsamıza uğramaz olduktan sonra, her halka arzda bir başka hisseden çıkarak diğerine girme sanatı türedi. Bir yerden sonra da ‘halka arzların ilk günü’ piyangosu çıkmamaya başladı. İş, sonrası günler amortilerine döndü.

        İşin şirket bacağı ve yatırımcıların cephesinden görünümü böyle.

        Bir de halka arza gelirken yapılan hesaplar var. Yatırımcıların özellikle bakmaları gereken yer buraları. Hazine burada fakat zannımca en az bakılan da burası.

        Kilit burada. Burada çünkü şirketin hangi çarpanlarla, nakdini kaç faizle indirgeyerek buralara geldiğini görmeniz elzem. Örneğin korona zamanında bir turizm şirketi yüksek çarpanlarla mı işlem görüyor? Borsada benzeri olan bir şirket onun çarpanları ile değil de yurt dışı benzerlerine göre mi işlem görüyor? Bunlar bilinmeden yatırım yapılamaz ki.

        Unutmayalım, asıl maksat halka arza yatırım yapmak değil! Gayemiz BIST’te bir şirkete, mümkünse de doğru şirkete ve doğru fiyattan ortak olmak. Örneğin iki şirketten ucuz olanı zaten borsada işlem görürken siz özellikle halka arza giriyorsanız bunun tek bir izahı olabilir. Halka arzda oluşabilecek rasyonel olmayan fiyatlamayı satın almak niyeti.

        REKLAM

        Borsada yabancı sahipliği son yılların en düşük seviyesinde ve yıllardır yüzde 60’larla anılırken şimdilerde yüzde 40’larda. Stok böyleyken akımlar da zayıf. Yabancı yatırımcı gelmiyor. Bu durumda benzer ellerde farklı şirket hisseleri el değiştirir hale geliyor. Keza 1 hisse senedini elinde tutma süresi de zayıf.

        Oysa patronları zengin etmeden ama mağdur da etmeden, uzun vadeli bir yatırımcı bazı oluşturmak mümkün. Bunun için de adil fiyat çok önemli. Daha önümüzde çok arz var, belli.

        Şirketlerin tüm yukarı potansiyelini bugüne indirgeyip yatırımcıdan almak yerine, onları da olası olumlu gelişmelere ortak etmek en doğrusu. Yoksa bu yıl borsaya gelen neredeyse milyon kişiden mutsuz yığınlar yaratacağız. Onlar da mutlu olmak, daha fazla halka arzdan pay alabilmek için 10-20 hesapla arza katılmaktan kredi çekmeye kadar farklı yöntemler deneyecekler.

        Sonucu hüsran olmadan elimizdeki fırsatı kullanmaya davet ediyorum düzenleyicileri, şirket sahiplerini ve aracıları.

        Kaynak: Bloomberg HT Araştırma

        Diğer Yazılar