Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu doğru bir işi dert edinmiş.

        Sayın Başkan, banka genel müdürleri ile yaptığı toplantıda TL’nin itibarını ve değerini koruma mesajı vermiş. Birkaç çözüm önerisi de getirmiş.

        Ben kendi payıma buna çok mutlu oldum.

        TV programlarını izleyenler ya da yazıları okuyanlar bilir. Güçsüz TL diye bir model olmadığını ve bunun sonucunun gelir dağılımında eşitsizlik, finansal oynaklık, enflasyon şeklinde kendini gösterdiğini düşünürüm. Bunu da sayısız kere ifade ettim.

        Ancak uzun yıllardır ekonomimizi yöneten ‘ekonomik akıl’ bunun tersi yönde politikalar üretti. Bunun mantığı da zaman içinde güçlü TL’nin ithal etme dürtüsünü azdırdığına inanmalarıydı. İlk bakışta çok yanlış gibi durmuyor. TL çok güçlü olduğu için ithal ediyorduk. Öyleyse milli paranın alım gücü düşürülüp içeride üretime yönlendirmek gerekir diye hesap yapıldı.

        Yıllarca teknik ve felsefi düzeyde görüşlerimizi ilan ettik. Medeni bir biçimde hepimiz kanaatimizi dile getirdik. Ancak bu sürede yeterli kanıt toplama imkanı da bulduk. Bakın Türkiye’nin kurunu reel olarak değersizleştirdiği yıllarda sonuçlar nasıl olmuş.

        REKLAM

        Aşağıdaki grafikte, enflasyon farkları alındıktan sonra kurdaki değişimleri gösteren Reel Efektif Döviz Kurunun (REDK) ülkemizde ve gelişen ülkelerdeki seyrini görmek mümkün. Buna göre 2013’ten bu yana bizim kurumuz yaklaşık %40 reel olarak değersizleşmiş.

        Bakalım ne gibi avantajlar elde etmişiz o günden bu yana?

        Kaynak: Bloomberg

        2013’ten bu yana enflasyonda artış, işsizlikte yükseliş ve kişi başı milli gelirde erozyon...

        Değersiz kur mu buna yol açtı tartışmasını bir kenara bırakıp en azından faydası olmuş mu kuru devalüe etmenin bunu görelim.

        Bence tablo ortada.

        Kaynak: Bloomberg HT Araştırma

        Peki makro değişkenler kurla ilgili olmasınlar da mesela başkaca sebeplerden böyle gelişmiş olsunlar. Acaba üretimde kalite, verimlilik, dışa bağımlılık gibi konularda geride kalan 8 yılda bir değişim var mı?

        Kilogram başına katma değer, Türkiye’nin dünya ticaretinden aldığı pay, cari dengesi... Hangisine bakarsanız bakın bir ilerleme ve iyileşme yok. Yazı uzamasın diye hepsini tek tek koymuyorum. Ama mesela ihracatın katma değerine bir bakın lütfen.

        Kaynak: TOBB

        2013’ten bu yana katma değerde artış şöyle dursun, düşüş görüyoruz.

        REKLAM

        Uzatıp çok farklı argümanlar ile bezemek mümkün. Fakat durum ortada. Kuru planlı biçimde yüksek tutmak, farklı bir şekilde ifade edersek Türk Lirası'nı değersiz tutmanın ya da faizleri olması gerekenden düşük tutmanın sonuçları hayal ettiğimiz gibi olmadı.

        Peki hangi sonuçları oldu?

        Milli paranın itibarı ve değeri nasıl korunabilir?

        Onları da hemen sonraki yazıda yine okunabilir bir uzunlukta yazmaya çalışacağım.

        Diğer Yazılar