Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Borsa İstanbul 100 Endeksi Ekim başından bu yana yükseliyor. Hatta dün rekor bir kapanış daha gerçekleştirdi.

        Ben yanlış saymıyorsam, son 18 seansta sadece 1 gün kırmızı renk görülmüş. Soluksuz bir yükseliş hakim hisse senetlerinde.

        Ben bu yükselişi kısaca bir perspektife koyup, sebeplerine kısaca değineceğim. Devamına ilişkin görüşlerimle yazı bitecek.

        *

        BİST100’deki bu kazançlar ile birlikte 2021 yılı içinde endeksin getirisi %10’u aştı. Getiride sanayi şirketleri bankaları geride bıraktı. Bankaların götürüsü %6 olurken sanayide %21’lik kazanç söz konusu. Elbette hisse bazında getiriler değişebiliyor.

        Dolar bazında bakınca işler değişiyor elbette.

        Yıl başından bu yana kayıplar %15’i buluyor.

        Hatta daha garip bir durum söz konusu. Pek çok yatırımcıyı mutlu eden bu getiriden sonraki hesapla bile ortada garip bir durum var.

        O da şu: Bizim rekor kıran borsamız, bilindik borsalar içinde dolar bazında dünya sonuncusu!

        En altta BİST 100 ve 30 Endekslerini görmek mümkün.

        Daha enteresanı, borsa rekor kırıyor olmasına rağmen borsadaki şirketlerin ileri dönük Fiyat / Kazanç beklentileri 5,6 çarpanda. Bu da aslında son 5 yılın en düşük değerlemelerinden biri demek.

        Hatta biraz istatistik vermek gerekirse, son 5 yılda ortalama F/K 7 olmuş. Demek ki, ortalamadan bile %20 ucuz durumdayız. 10 yıllık ortalama ise 8,41’de.

        Bu F/K oranının bir başka anlamı, yatırımcı %18’lik bir beklenti ile endeksi satın alıyor demek. Bu da mevcut mevduat oranının hemen üstünde. Endeksin volatilitesi ve mevduatın sağlamlığı karşılaştırıldığında, fazladan 2 puan için hisse senedi taşıdığı anlamına geliyor yatırımcıların.

        *

        Aslına bakarsanız, yukarıdaki iki gösterge birbiri ile bağlantılı.

        TCMB faizleri indirdikçe yatırımcılar alternatif getirilere yöneliyor. Çünkü Merkez Bankası tasarruf sahiplerine ‘TL mevduatta kalırsanız reel olarak zarar edebilirsiniz’ mesajını veriyor. Elbette TCMB’nin böyle bir söylemi yok. Ancak kararların sonucu olarak yatırımcı doğal şekilde bu kanaate varıyor.

        Ev, döviz, altın ve borsaya yönelerek birkaç puanlık fazladan getiri elde etmeye çalışıyor.

        Çünkü parayı para formunda tutarsa zarar ediyor.

        Bu ortamın bir benzerini geçen yıl yaz aylarında görmüştük.

        Hatırlayan var mı orada ne olmuştu?

        TCMB faizi tek haneye kadar çekmiş, aktif rasyosu ile kredi muslukları açılmış, bono faizleri yine bu rasyo ile sert şekilde gerilemiş ve rezervlerden döviz satışları ile kur baskı altında kalmıştı.

        REKLAM

        Sonrasında kur sıçramıştı.

        Bu sırada hisse senetlerine ne olmuştu?

        Yerinde saymıştı...

        Ardından gelen TCMB Başkanlığı değişikliği ile kur düşmüş ve borsada ralli yaşanmıştı.

        *

        Son reel faizin negatife çekildiği ortamda hisse senetleri bu işten faydalanamadı. Gerçek yükseliş kurun stabil hale gelmesi ile yaşanmıştı. O dönemde bono faizleri (uzun vade) %11-12’ler düzeyindeydi. Bugün %20’ye yakın. Mevduat faizi yine borsanın beklenen getirisinden yaklaşık 1-2 puan uzaktaydı.

        Sözün özü, şartlar oldukça benzer. Fakat geçen sefer hisse senetleri uzun vadeli faizleri yükselten ve kuru yukarı taşıyan faiz indirimlerine yanıt vermemişti. Bakalım bu kez verecek mi.

        Benim kanaatim, enflasyon beklentileri ve bilanço tahribatı endişelerinin yine öne çıkacağı yönünde.

        Diğer Yazılar