Vandal yasası elektrikte kaçağa da çözüm olacak...
Kobani’yi gerekçe gösterip sokağa inen ve hiçbir şey ayırt etmeden her şeye zarar verenleri devletin zirvesinin ‘vandal’ olarak tanımlamasının ciddi sonuçları olacak. Gündeme gelen güvenlik paketiyle Doğu ve Güneydoğu’da kamu kurumlarının ve kamu görevlilerinin rahat çalışmasının sağlanması da hedefleniyor. Özellikle elektrikteki kayıp-kaçakla mücadelenin, güvenlik paketiyle birlikte yeni bir pozisyona kavuşacağını söylersem, yanılmış olmam.
Kamu görevlilerini tehdit eden ve kamu mallarına zarar verenlere yönelik getirilmek istenen cezai müeyyideler içinde hem hapis, hem de zararın bu kişilerden tazmin edileceğine yönelik düzenlemelerin olması, aynı zamanda bölgenin kangren haline gelmiş ve yüzde 85’lere varan elektrikteki kayıp-kaçakla mücadeleyi de kolaylaştıracak.
Bölge ortalamasına baktığımızda; Şanlıurfa, Diyarbakır, Mardin, Batman, Siirt ve Şırnak’ta geçen yıl tüketilen 19 milyar kilovatsaat enerjinin yüzde 70’inin kaçak kullanıldığını yetkililer açıklamıştı. Buradaki kaçak elektrik parası ise Batı’daki vatandaşın faturasına yükleniyor. Fakat adına kaçak densin, çalma densin, şimdiye kadar önüne geçilemedi.
Hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan da Başbakanlığı döneminde Türkiye’nin en fazla kaçak elektrik kullanan illerinden birisi olan Şanlıurfa’da şu ifadeleri kullanmıştı; “Herhalde elektriği kaçak kullanmayacağız değil mi? Çünkü siz haramı, helali çok iyi bilirsiniz. Ben bilirim ki Kürt kardeşimizin boğazından haram geçmez.” Evet tahlil edildiğinde ağır olan bu ifadelerden alınan olmamıştı. Şimdi yeni güvenlik paketi ve kanunlarla bakalım elektrikte kayıp kaçağın üstesinden gelinebilecek mi?
TANAP tamam TAP da ihmal edilmesin!
Azerbaycan’ın Şahdeniz-2 Sahası’ndan çıkarılacak doğalgazı Avrupa’ya taşıyacak olan Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı’nın (TANAP) boruları ve diğer müştemilatının tedarikine yönelik anlaşma Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun ve ilgili bakanların katılımıyla imzalandı. Türkiye içindeki ana hat boruları ve ilgili teçhizatın alımı Türk şirketlerinden yapılacak. Olması gereken bir durumdu, imzalar atıldı. Ancak asıl önemli olan Türkiye dışındaki boru hatlarında Türk şirketlerinin rol alabilmesidir.
Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi (SOCAR) Başkanı Rövnag Abdullayev, imza töreninde, Türk boru üretimi ve boru inşaatı sektörünün, gelişmesi ve dünyada TANAP projesi referansı ile yeni işler alarak kazanacağı faydalara işaret etmiş, haklı ama TANAP’da Türkiye’ye biçilen rol Türkiye sınırları içinde kalmamalı.
Türkiye üzerinden geçecek 1850 kilometrelik boru hattının, Baosteel Europe, Borusan, Noksel Çelik ve Erciyas Çelik, Tosçelik, Ümran Çelik ve Emek Boru gibi şirketlerden oluşan 4 konsorsiyuma verilmesiyle TANAP dosyası kapanmamalı. Türkiye’den geçip Avrupa’ya devam edecek 870 kilometrelik Trans Adriyatik Boru Hattı Projesi’nde (TAP) Türk şirketlerinin rol almasının sağlanması gerekir.
BOTAŞ henüz bu projede yer almıyor. BOTAŞ burada olmaz, ilerde doğalgaz pazarlıklarında yer almazsa Türk şirketlerinin de TAP’da şansı olmayacaktır. Tabii işin bir de Azerbaycan’dan Türkiye’ye kadar olan TANAP boyutu var. Türk şirketlerine bakalım bu hatta da görev verilecek mi?
Türkiye yabancıların yol geçen hanı mı?
Dün Türkiye - İran TIR tartışmasını yazdım, ama bir konuyu atlamışım. İran’ın, Türk araçlarına, 110 dolar karşılığında takip cihazı takıp, takip ettiğini biliyoruz. Peki İran’ın araçları başta olmak üzere Türkiye’ye giriş yapan hangi yabancı araç, nasıl takip ediliyor? Trafik cezası, köprü ve otoyol geçişleri nasıl tahsil ediliyor? Edilmiyor, çünkü böyle bir sistemimiz yok. Sonra kalkmış İran’ı eleştiriyoruz. Önce üzerimize düşeni yapalım. Kendi vatandaşına ceza kesenler, ülkeyi yabancıların yol geçen hanı yapmadığı zaman işler yoluna girer. Yabancı araçların köprüleri ve otoyolları kaçak kullanıp ücret ödememesi önemli haksızlık değil mi? Türkiye’nin buradaki maddi kayıplarının hesabını kim veriyor, merak ediyorum?
