Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, PKK terör örgütüne karşı yapılan operasyonların başarısında teknolojinin önemini gündeme getirerek, “35 yıllık mücadelede son 75 gün kadar sonuç alınan hiçbir dönem olmadı” demiş. Bakan, Göktürk 2 uydusunun 2.5 gün arayla Kandil üzerine geldiğine ve oradaki fiziki değişim saptanarak nokta atış yapıldığına da vurgu yapmış. Peki bakan ne kadar haklı?

        Bir çiçekle bahar gelmez misali, terörle mücadele için daha çok eksiğimiz olduğunun tespitini, verilen şehit sayısına ve alınamayan önlemlere bakarak yapmak durumundayız. Bardağın dolu tarafı, moral yükseltmek için iyidir, lakin boş tarafını görebilirsek başarıya ulaşabiliriz. Bu sebeple, terörle mücadelede ne kadar yerli teknolojiyi kullandığımız konusu ciddi soru işaretleri içermektedir. En basitinden el yapımı patlayıcıları (EYP) hâlâ tespit edecek bir çözümümüz yok. Üstelik bildiğim kadarıyla çözenlere de “özel Türk şirketi” diye izin verilmedi.

        Ayrıca henüz PKK’nın etkili isimlerinden herhangi biriyle sıcak temas olmadığı gibi pasifize edilen de yok. Demek ki daha fazla teknolojiye ve bunları kullanacak elemana ihtiyacımız var. Bakan Işık ile aynı görüşte olmama, maalesef “Şehit Yarbay İlker Çelikcan’dan ilginç notlar...” başlıklı yazım ciddi anlamda engel teşkil ediyor. Bakan Işık’ın bu yazıya bir göz atmasını tavsiye ederim. Zira halen ordumuzun tam donanımlı olduğunu söylemek mümkün değil. Göktürk 2 uydusunun 2.5 günde bir Kandil’den bilgi vermesi tamam, ama PKK ile mücadele için saatlik, hatta anlık bilgiler gerekiyor. Ve bu meseleyi de şimdiye kadar çoktan çözmüş olmamız icap ederdi. Asıl kısa sürede verdiğimiz şehit sayısı ile teknolojik eksikliğimizin kıyaslanması lazım.

        Ayrıca Bakan Işık bilmeli ki savunma sanayiimizde hâlâ ciddi bir illüzyon söz konusu....

        TCDD NEDEN SORGULANIYOR?

        Demiryolu yatırımlarında yapılan hatalar yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlıyor. Son örnek; Ankara-Sivas Yüksek Hızlı Tren (YHT) hattının, Sivas bölümünde yapılan güzergâh değişikliğiyle milyonlarca liranın boşa harcandığının ortaya çıkması. Kızılırmak üzerine yapılan hızlı tren köprüsünün ayakları, güzergâhın değişmesiyle boşta kalmış. Kamulaştırma ve yatırımlar derken milyonlarca lira zarara sebep olanlar, bu planlama hatasının hesabını nasıl verecek acaba?

        Türkiye’nin son yıllarda ciddi yatırımlar yaptığı demiryolu (raylı sistem) yatırımlarında önemli hatalar yapıldığını defalarca bu köşeden gündeme getirdim. Bu hataları 3 başlıkta toplamak mümkün.

        1) Demiryoluna yatırım yapılırken, Türkiye’nin raylı sistemlerde teknolojik olarak kabiliyet kazanması için endüstri tarafının geliştirilmesinde yeterli adımlar atılmadı. Hatta kamu eliyle özel sektörün kendini geliştirmesinin de önüne geçildi. Ayrıca dünyadaki 4 ana demiryolu firmasının ülkemizde faaliyet göstermesiyle de sıkıntılar gündeme geldi.

        2) Demiryolu güzergâhları belirlenirken yeterli araştırma yapılmadığı gibi hatların politik hesaplarla veya etkili kişilerin memleketleri dikkate alınarak projelendirilmesi yüzünden de sorunlar çıkmaya başladı.

        3) Demiryolları için yatırım yapan, hatlar geliştiren, plan ve projelere imza atan ve ihaleler açan kurumun aynı zamanda işletmeci konumundaki Kamu İktisadi Teşekkülü (KİT), TC Devlet Demiryolları (TCDD) olması sebebiyle de yeterli kontrol ve denetim sağlanmadığı için milyarlarca liralık harcamalardan istenen verimin alınmasında problemler yaşanır oldu.

        Yukarıda saydığım hususları çeşitlendirmek de mümkün, ama meselesinin ana nedenini bulmak gerekiyor. Daha önce Ulaştırma Bakanlığı bünyesinde yer alan Demiryolları, Limanlar ve Hava Meydanları İnşaatı Genel Müdürlüğü (DLH) mühendisiyle, mimarıyla, ekonomistleriyle Türkiye’nin bu tarz altyapı yatırımlarında rol aldığı için bugün TCDD’nin yaşadığı problemler ortaya çıkmıyordu. DLH gitti, yerine etkisi, yetkisi azaltılmış “Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü” gelince yatırımların daha hızlı yapılması gibi bir gerekçeyle, bu kurumun rolleri ilgili KİT’lere (TCDD, DHMİ) verilir oldu. Böylece altyapı yatırımlarında ciddi hatalı işler de kamuoyuyla tanışmaya başladı. Sivas, işaret fişeklerinden birisi olarak kabul edilmeli...

        Diğer Yazılar