Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Amerika ve Rusya’nın karşılıklı geliştirdikleri stratejik enerji hamlelerinde ilginç gelişmeler oluyor. Avrupa doğalgaz pazarındaki Rus hâkimiyetini kırmak isteyen Amerika’nın, Baltık Denizi’nden Almanya’ya planlanan Kuzey Akım II doğalgaz boru hattı projesi başta olmak üzere diğer hatlar için de devrede olduğu bilinen bir gerçek. Rusya’ya uygulanan ekonomik ambargonun sınırlarını genişleterek ve boru hatlarının geçeceği ülkelere baskı yaparak amacına ulaşmaya çalışıyor. Böylece Rus gazı yerine ABD’de son yıllarda keşfedilen kaya gazını sıvılaştırarak Avrupa pazarına ulaştırmayı planladığı biliniyor.

        ABD-Rusya enerji gaz savaşında Ağustos 2017’de ilginç bir gelişme yaşandı. Alman endüstriyel gaz grubu Linde, ABD’nin en büyük gaz şirketi Praxair tarafından satın alındı. Alman Linde, Rusya’nın Sibirya gaz sahalarındaki üretiminde en önemli, hatta olmazsa olmaz denilebilecek teknolojiye sahip ortağıydı. Takriben 74 milyar dolarlık Linde-Praxair birleşmesi ABD tarafından atılan önemli bir adım olarak değerlendirilmişti. Bu gelişmenin Rusya tarafında nasıl bir etki yapacağı ise birleşme sonrasının merak edilen en önemli konusuydu.

        Fakat bu yıl soğuk geçen kış sebebiyle ABD, doğalgaz tedarikinde sıkıntı yaşamış ve dünya piyasasından sıvılaştırılmış doğalgaz tedarik etmek zorunda kalmış. Konuyla ilgili araştırma yaparken ABD’nin bu sebeple dolaylı yoldan Rusya kökenli sıvılaştırılmış doğalgaz kullandığı haberiyle karşılaştım. Fransız konsorsiyum, dünyanın en büyük doğalgaz ihracatçısı Rusya’nın sıvılaştırılmış gazını ABD piyasasına sevk etmiş. Zaten Rusya’nın ABD engeline karşı kullanmak istediği en büyük silah da sıvılaştırılmış gazla dünya pazarına çıkmaktı. Gazprom’dan sonra Rusya’nın ikinci büyük gaz üreticisi, Kuzeydoğu Sibirya’daki Yamal Yarımadası’nda sahaları olan Novatek de bu işin bir numaralı oyuncusu. Yamal’daki rezervlerin yüzde 60’ında ise Fransız petrol devi Total ve Çinli yatırımcılar ortak çalışıyor. ABD’ye sevk edilen Rus gazının arkasında da böyle bir ilişkiler ağı varmış.

        Peki, ABD bu duruma nasıl düşmüş olabilir? Bu gelişmenin siyasi yanları olabilir mi? Yukarıda not düştüğüm üzere ABD’deki soğuk hava, enerji piyasasında fiyatları yukarı çekmiş. Soğukların devam etmesi sebebiyle de sıvılaştırılmış doğalgaz ihtiyacı tavan yapmış. Böylece ABD dünya piyasalarından gaz almaya yönelmiş. Ruslara göre bunun bir siyasi yanı da yokmuş. Hatta küçük miktarlarda, birkaç tankerlik Rus gazının ABD’ye sevk edilmesi sorun olmazmış!

        Bu gelişme üzerine asıl tartışılması gereken husus, gelecek yıllarda tankerlerle dünya piyasasına çıkacak sıvılaştırılmış doğalgaz sevkıyatının nasıl bir etki yapacağıdır. Türkiye’de enerji arz güvenliğinin artırılması için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın hasseten konuyu gündemine alması neticesinde, yüzer enerji terminali olarak tarif edilen FSRU (floating storage And regasification unit) tankerlerinin ilki, ithal edilen sıvılaştırılmış doğal gazın sisteme entegresini sağlamak üzere İzmir Aliağa’da devreye girdi. Aliağa’ya Hatay Dörtyol ve Saros Körfezi’nde 2 adet FSRU eklenmesiyle de bu alanda önemli bir adım atılmış olacak. Böylece boru gazı ile sıvılaştırılmış gemi gazı rekabet ettirilerek, ihtiyaçlarının teminiyle birlikte çok daha uygun fiyatlara gaz tedariki de mümkün olacak. Bakalım Rusya’dan sıvılaştırılmış gaz almak zorunda kalan Amerika, bu enerji savaşında karşı hamleyi nasıl yapacak? Gaz fiyatlarına bu savaşın etkisi nasıl olacak?

        ***********

        KERKÜK PETROLÜ İRAN’A AKACAK MI?

        Kerkük’teki Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) hâkimiyeti, referandum kararıyla sona erince Bağdat, İran ile bu konuda masaya oturmuştu. Kısa süre önce de Irak Petrol Bakanı Cabbar Luaybi, Kerkük petrolünün ocak sonu itibarıyla İran’a sevkıyatına başlayacaklarını açıklamıştı. Araştırdığımda henüz bir gelişme olmadığını gördüm.

        Bağdat, ilk aşamada günlük 30 bin varil ham petrolü tankerlerle Kırmaşan’daki rafinerilere taşımayı planlıyor. Bu amaçla da Irak ve İran aralıkta anlaşma imzalamıştı. Diğer taraftan Türkiye ile yapılan görüşmelerde ise Kerkük-Ceyhan (Yumurtalık) hattının yeniden devreye girmesi için boru hattı güzergâhında bazı değişiklikler yapılmasının gerekli olduğu gündeme gelmişti. Dolayısıyla Kerkük-Ceyhan devreye girinceye kadar İran’a mecburiyetten bir sevkıyat söz konusu.

        Irak Petrol Pazarlama Şirketi (SOMO) İran’a gönderilecek Kerkük petrolünün miktarının günlük 60 bin varile kadar çıkabileceğini açıklarken, bazı kaynaklar da Irak-İran arasında kurulacak yeni petrol hattının, Türkiye’ye uzanan Kerkük- Ceyhan boru hattının yerini alabileceğine işaret etmişti.

        Ancak tankerle başlayacak sevkıyatın boru hattına dönüşmesi biraz spekülasyon içeren bir haber. Zira tanker sevkıyatı anlaşmasındaki amaç İran’ın aynı miktarda işlenmiş petrolü Basra Körfezi üzerinden Irak’ın güneyindeki limanlara ulaştırması.

        Diğer taraftan IKBY’de petrol sahaları bulunan ABD, Fransa, Almanya ve Japonya gibi ülkeler de Bağdat’a bu konuda baskı yapıyor. Anlayacağınız saha biraz karışık. Bu ortamda Kerkük petrolünün İran’a akması zor. Ancak belli bir süre tankerlerle gider. Kerkük-Ceyhan açılınca da her şey normale döner...

        Diğer Yazılar