Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yerli baz istasyonu ULAK’ta, iyi gelişmeler olacağına en başta inananlardan, sıklıkla da bu konuyu yazanlardan birisi olarak, kaydedilen başarıları merakla takip ediyorum. Aynı model ve yöntemin başka alanlara da yayılmasında fayda olduğunu düşünüyorum. Ancak kamu kurumlarının önüne çekilen ithal otoları görünce biraz moral bozukluğu olmuyor değil. Çünkü devlet olarak kendi üretimimizden, mühendisimizden, sanayicimizden kaçan, yabancıyı yukarıda tutan, üstün gören bir yaklaşımımız var. ULAK’ta da benzer şeyler olmuştu. Milyar dolarlık GSM altyapı şirketleri karşısında ULAK’ın şansı olduğuna en başta Ulaştırma Bakanlığı’nın bürokratları inanmamıştı. Ama şu günlerde gelen haberler çok iyi: Yurtdışına ULAK ihracatı için gün sayılıyormuş.

        ASELSAN, Netaş ve Argela’nın imzasıyla, Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın (SSM) desteği ve Ulaştırma Bakanlığı’nın koordinasyonunda tek başına bir proje olarak devam eden ULAK, ne zaman ayrı bir şirkete dönüştü, işte o günden bu yana farklılaşmaya başladı. Zira ASELSAN çatısı altında bu başarıyı yakalama şansı olamazdı. Hatta ASELSAN’ın benzer kamu kaynaklı ve özel sektör projelerin önünü kestiğini, her şeyi kendi bünyesinde yapmaya çalışıp geciktirdiğini iyi biliyorum. Birçok projeyi ise ASELSAN’ın kamudaki gücünü kullanarak, kendi bünyesine alıp çok yüksek rakamlara mal ettiğini de biliyorum. Bu sebeple ULAK’ın durumu SSM için örnek olabilir.

        ULAK AŞ Genel Müdürü Metin Balcı, Türkiye’nin milli baz istasyonuna yurtdışından da talep olduğunu, Arnavutluk, Azerbaycan ve Katar’la görüşüldüğünü açıklamış. ULAK ile jandarma ve polise de geniş bant hizmeti sunulacağını anlatmış. Güzel ve moral veren haberler. Fakat elinizde beyin terlettiğiniz, kendi mühendislerinizin ürünü olan ULAK gibi teknolojiler varsa, Turkcell, Vodafone ve Türk Telekom’un bunları kullanması için çaba sarf edersiniz. İhale mevzuatlarını da ona göre dizayn edersiniz. Bir yandan da ihraç etmeye gayret eder, diğer taraftan daha iyi ve gelişmiş versiyonlarını geliştirmek için mühendisleriniz bu defa küresel ölçekte gayret gösterir. Ama önce elde bir ürünün olması gerekiyor. Aksi halde Ulaştırma Bakanlığı’nın 4.5G ihalesine yüksek yerlilik kriterini koyup sonradan bu şartların yerine getirilip getirilmediğini takip etmeyi bırakmasıyla bir netice alamazsınız. Maalesef ULAK’ın gelişip büyüme sürecinde bazı bakanlıklar yeterli desteği vermemişti. Şimdi öğüneni çok olur, ama 2-3 yıl önce kimin nerde durduğuna da bakmak lazım.

        Öte yandan ULAK’ın yaşadığını Baykar Makine’nin Bayraktar İnsansız Hava Aracı da (İHA) yaşamıştı. Dönemin Milli Savunma Bakanlığı, Savunma Sanayii Müsteşarlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri içinde bazı birimler hiç destek olmamıştı. Dolayısıyla ülkemizin sanayileşme modelinde ULAK’ın ayrı bir yerinin olduğunun düşünülmesi, modelinin de incelenmesi gerekir. Süper bir proje demiyorum, ama kamu kaynaklarının verimli kullanılmasıyla ortaya neler çıkacağına dair iyi bir örnek. Mutlaka geliştirilmesi gereken hususları vardır. Şirketleşme aşaması tam olarak istenilen seviyeye de gelmemiş olabilir. Ama iyi bir örnektir.

        ***********

        THY, ÇİN’DE TURNAYI GÖZÜNDEN VURDU

        Türk Hava Yolları’nın (THY) hem yolcu hem de kargo taşımacılığında uzun süredir Çin ile sorun yaşadığını biliyordum. Çünkü Çin’le her şeyi rahat rahat konuşup çözmek mümkün değil. Devasa bir ekonomi; iş yapma anlayışları farklı... Koca ülkeye büyük hayallerle gidip sıfır ümitle dönmek mümkün. Bu sebeple THY’nin hava kargo markası Turkish Cargo’nun Çinli ekspres kargo devi ZTO ve Hong Konglu PAL Air ile imzaladığı ortaklık hayati önemde. İşin bir ucunda İstanbul Yeni Havalimanı’nın (İYH) güçlü altyapısının olması, bu ortaklığı global ölçüde yukarı çekmektedir. Çünkü önü açıktır.

        Türkiye coğrafi konumuyla yolcunun ve yük taşımacılığının merkezinde. THY, 3-4 saatlik kısa uçuşlarla, çok sayıda ülkeye ulaşabiliyor. Konumu gereği bölgesindeki ülkeleri, dünyaya bağlayacak en iyi doğal imkânlara sahip. Bu pozisyonunu dünyanın en fazla ülkesine uçan bir havayoluyla, THY ile değerlendirmişse, bunu hava kargonun, teknik bakımın, teknik destek ve ürün tedariklerinin de takip etmesi gerekmez mi? Tam da öyle oluyor. THY Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı M. İlker Aycı, ZTO Express Başkanı Mei Song Lai ve PAL Air Ltd.’nin Yönetim Kurulu Başkan Vekili Vivian Lau tarafından imza altına alınan anlaşmayla devasa ekonomiyle olan ilişkimiz, ticaretimiz, turizm sektörümüz de farklı bir konuma geçecektir.

        ***********

        MOTORDA ÖNEMLİ BİR BAŞARI...

        Evet, bir başarı, ama çok geç gelen bir başarı. TUSAŞ Motor Sanayi kısa adıyla TEI’nin geliştirdiği TS1400 motoru ilk ateşlemeyi yapmış. Bu haberi epeydir bekliyordum. Hatta 2 defa bunun için Eskişehir’e gitme planımız oldu, ama genel müdür ile programları denk getiremeyince, bu ziyareti yapamadım. Başarıya ulaşmış motoru yuvasında göremedim, ama çok sevindim, gururlandım. Ancak bu motorun hikâyesi de çok önemlidir. Çünkü inanılmayacak kadar kısa sürede bir başarıya imza atıldı. Peki geçmişte motor konusunda niçin bir şeyler yapılmamıştı?

        Gerçekten Türkiye’nin en önemli havacılık projelerinden biri olan ve ilk defa kamuoyuna benim tanıttığım TAI’nin özgün tasarımı T625 Genel Maksat Helikopteri için geliştirilen bu motorun, havacılık tarihimizde bir dönüm noktası olduğunu düşünebilirsiniz. Zira motor mevzuu önemli. Artık bu model üzerinden farklı varyantları geliştirebileceğimiz gibi yabancı motor üreticileriyle de gerek ürün alımı ve gerekse ortak projeler geliştirmek için masaya oturduğumuzda motor tasarlayıp üretmiş bir ülke olarak elimiz daha güçlü olacaktır. Bu başarı sonrasında Türkiye’nin havacılık endüstrisinde güçlü varlık göstereceği motor ailesi oluşturulmasının da yolu açılıyor. İnsansız hava aracından helikopter ve uçağa, hatta ötesine bir yol olacak. Ama sabır gerekiyor. Emeği geçenleri saygıyla selamlıyorum.

        Diğer Yazılar