Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Son yıllarda maddi ve manevi olarak karşılığını aldığımız en önemli projeler savunma sanayi sektöründe hayata geçiriliyor. Böylece hem yurtdışına bağımlılığımız azalıyor hem de zor zamanlarda temininde sorun yaşayıp moral ve motivasyon kaybına uğramıyoruz. Yurtiçinde ve Irak’ta terörle mücadelede, Suriye’de saha temizliğinde Türkiye’nin yüzünü güldüren, geleceğe ümitle bakmasına vesile olan ve her şeyden önemlisi milli, özgün tasarımlarla hayata geçirilen savunma sanayi ürünleriyle elde edilen başarıların, özgüven aşılayarak, başka sektörlerde de benzer yaklaşımlar sergileneceğine yönelik inancı artırmış olmasıdır.

        Dün, Savunma Sanayi İcra Komitesi toplantısında, toplam 13,5 milyar lira bedeli olan projelerin en düzeyde ele alınıp, değerlendirilmesi bu alanda kaydedilen gelişmelerin bir tezahürüdür. Artık nerede eksiğimiz var, neyi, ne kadar yapabileceğimize dair durum tespitleri yapılabiliyor. Gelecek projeksiyonları da çıkarılabiliyor.

        Ancak halen daha savunma sanayinde atılım için doğru modelin ne olduğu konusunda arayışların da devam ettiğinin bilinmesi lazım. Bazı kamu ve yarı kamu kurumlarının aynı alanda benzer konularda birden fazla çalışma yaptığı, çakıştığı, gereksiz rekabete girdiği, kaynak ve zaman israfına sebep olduğunun da tespiti yapılmış durumda. Ayrıca yine kamu menşeli bazı kurumların, savunma sanayinde başarılı özel şirketlerin önünü kestiği de artık bilinen bir durum olduğu için doğru model arayışının da en üst seviyede gündem de tutulması kıymetlidir. Bir yandan geliştirilen mevcut ürünlerin üst varyantlarını geliştirilirken, diğer taraftan da başarılı olmuş projelerin hikâyeleri üzerinde doğru model arayışlarının devam etmesi de güzel bir gelişme.

        Kısa süre önce Baykar Makine’yi ziyaret ettiğimde Genel Müdür Haluk Bayraktar'dan ‘Uçan Balık’ olarak isimlendirilen Bayraktar TB2 insansız hava aracının (İHA) bir üst modeli olacak ‘Akıncı’ projesinin de kısa sürede hayata geçeceğini öğrenince şaşırmadım desem yalan olur. Türk Silahlı Kuvvetler (TSK) envanterine giren Bayraktar İHA’dan sonra çok daha gelişmiş, kabiliyetleri üst seviye yükseltilmiş taarruz kabiliyetli Akıncı İHA'nın yoğun bir çalışma sonrasında 2019 başında ilk uçuşunu yapması ve 2020’de ise göreve başlaması planlanıyor. Haluk Bayraktar’ın bu açıklamasına ‘acaba’ şeklinde bir yaklaşım dahi söz konusu değil. Zira şu an Türkiye’ye inanılmaz katkılar sunan Bayraktar İHA’lar onların eseri. Ziya Paşa’nın, ‘Ayinesi iştir kişinin lâfa bakılmaz.Şahsın görünür rütbe-iaklı eserinde’ sözünde olduğu gibi ortaya konulan işler, uzun süredir görevde olan mini İHA’lar, TSK’de 3 yıldır görev yapan Bayraktar TB2’ler her şeyi anlatıyor.

        DolayısıylaSavunma Sanayi İcra Komitesi'nde ele alınan yerli ve milli sistemlere yenilerini eklemeye yönelik projeler hakkında yeni kararlar alınmış olması dosta güven, düşmana korku salan somut bir adımdır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında, toplam 13,5 milyar TL bedeli olan projelerin değerlendirilmiş olması, kanaatimce hükümetimce hükümetin,‘100 Günlük Eylem Planı’içinde en değerli olanıdır. Çünkü savunma projelerinde maddi boyutuyla üretim var, yatırım var, istihdam var, dış ticaret açığını azaltma var, ihracat en değerli katkı sunacak teknolojiler ve kendi beyin gücümüz var. Manevi tarafındaki etkiyi ise hesap etmek dahi mümkün değil.

        Savunma Sanayi İcra Komitesi'nde Türk Havacılık ve Uzay Sanayi AŞ’nin (TUSAŞ) ATAK helikopterine de vurgu var. ATAK’a yeni kabiliyetler kazandırılması için karar alınmış. Evet, ATAK’ın da bir üst modeli planlanıyor, ama en dar halkası motoru. Pakistan’a 30 adet ihracat sözleşmesi imzaladık. Lakin Amerika’dan ATAK helikopterlerinin motorları için onay gerekiyor. Henüz bu onay alınmış değil. ABD’ye giden Türk heyetinin müzakere edeceği konulardan birisi de büyük ihtimalle ATAK motoru olacak. Öyle sanıyorum ki ATAK’ta yaşananlardan da önemli kazanımlar elde edilmiştir. Ve milli, özgün tasarım motor konusu da mutlak suretteSavunma Sanayi İcra Komitesi toplantısında gündeme gelmiştir. Bakalım savunma sanayindeki bu başarıları hangi sektör takip edecek?

        ULAŞTIRMA BAKANLIĞI BAZ İSTASYONLARI İÇİN NE YAPACAK?

        İstanbul’da Avcılar Belediyesi ile 3 GSM operatörünün;Turkcell, Türk TelekomveVodafone, baz istasyonları tartışması Ulaştırma Bakanlığı’nda beklenen etkiyi yapmışa benziyor. Belediye’nin; ‘İlçemizde İmar Kanunu gereği Yapı Ruhsatı ve Yapı Kullanma İzni almadan baz istasyonu kuran GSM operatörleri hariç, hiçbir baz istasyonuna müdahale edilmemektedir.’ açıklaması sonrası Ulaştırma BakanlığıveBilgi Teknolojileri İletişim Kurumu (BTK) dün bu köşede vurgu yaptığım üzere kapsamlı bir yasal düzenleme için harekete geçmek zorunda kalacak gibi görünüyor.

        BTK’dan gelen açıklamada dikkat çeken bölümler şöyle;

        “İşletmecilerin baz istasyonlarının kurulması ile ilgili olarak 2017 ve 2018 yıllarında güncellenmiş olan mevzuat uyarınca, belirli şartları taşıyan baz istasyonları için belediyeden imar ruhsatı alınmasına gerek bulunmamaktadır.

        Bununla birlikte, geçmişte kurulmuş olan baz istasyonları ile ilgili olarak belediyeler tarafından imar ve yer seçim belgesine ilişkin hükümler gerekçe gösterilerek çeşitli kararlar alındığı ve baz istasyonlarının mühürlenmesi, altyapıya müdahale edilmesi ve enerjisinin kesilmesi gibi uygulamalarda bulunulduğu görülmektedir.

        Kamu hizmeti niteliğindeki mobil haberleşme hizmetleri, kurumumuz tarafından yetkilendirilen işletmeciler marifetiyle kamu adına yürütülmektedir. Elektronik Haberleşme Kanunu'nda;

        "Elektronik haberleşme alt yapısına mahkeme kararı veya ilgili mevzuat uyarınca kurum, bakanlık veya diğer yetkili merciler tarafından alınmış bir karar olmadıkça, elektronik haberleşmenin aksamasına neden olacak şekilde müdahalelerde bulunulamaz,"hükmü bulunmaktadır.

        Türk Ceza Kanunu’nun 124'üncü maddesinde ise “(1) Kişiler arasındaki haberleşmenin hukuka aykırı olarak engellenmesi halinde, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.” hükmü yer almaktadır.

        Bu kapsamda, imar mevzuatı ve belediyeden yer seçim belgesi alınmaması gibi gerekçelerle elektronik haberleşme altyapılarına müdahalede bulunulmasının hukuki olmadığı görülmektedir.

        Bununla birlikte, belediyeler tarafından yürütülen bu tür uygulamaların toplumsal hayatı etkileyecek biçimde haberleşmenin engellenmesine yol açmaması ve güvenlik riskleri oluşmaması için,

        Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği’nin 62’nci maddesinden tanımlanan ve belediyeler tarafından farklı şekilde değerlendirilen ifadelerin yeniden düzenlenmesi,

        2012 yılından sonra kurulmuş olup yer seçim belgesi alınması ve ilgili ücretin yatırılması gereken baz istasyonları için işletmecilerin Elektronik Haberleşme İstasyonlarına Yer Seçim Belgesinin Verilmesine İlişkin Yönetmelik uyarınca yaptığı başvuruların belediyeler tarafından hızlı bir biçimde sonuçlandırılması,

        Tüm mahalli idarelerin haberleşme altyapısına müdahale ile ilgili mevzuat ve cezai hükümleri hakkında tekrar bilgilendirilmesi,

        İlgili yasalarda, elektronik haberleşme altyapısına müdahale ve haberleşmenin kesilmesine ilişkin maddeler ile; imar ve ruhsat hususları özelinde (İkincil düzenlemelerde gerekli düzenlemeler bulunmasına karşın) 5393 sayılı Belediye Kanunu ile 3194 sayılı İmar Kanunu’nda düzenleme yapılması seçeneklerine yönelik çalışmalar sürdürülmektedir.”

        Diğer Yazılar