Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Merkez Bankası’nın en yeni başkanı Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu ilk açıklamasını faize temas etmeden yaptı. “Kanunla belirlenmiş görev ve yetkiler çerçevesinde enflasyonda kalıcı düşüşü sağlama temel hedefi doğrultusunda para politikası araçlarını etkin bir şekilde kullanmaya devam edecektir” vurgusuyla yapılan açıklama akla şu soruyu getiriyor: Merkez Bankası Başkanları değişirken yerlerini koruyan Para Politikası Kurulu üyesi 6 isim ne düşünüyor?

        Son 20 ayda Merkez Bankası’na 4’ncü başkan göreve getirildi. Para Politikası Kurulu’na ise 2019’de boş bulunan üye yerine bir atama yapıldı. Bir değişiklik de 2018’de gerçekleşmişti. Kısacası görevini bırakmak zorunda kalan merkez bankası başkanlarının aldıkları faiz artırma kararlarının altında imzası, onayı olan kurul üyeleri değişmedi.

        ABD ve İngiltere gibi ülkelerde merkez bankası kurulu üyeleri de görüşlerini kamuoyuna açıklayabiliyorlar. Bizim kurul üyeleri ekonomiye, faize nasıl baktıklarını neden açıklamıyorlar?

        Merkez Bankası’nda kararlar ya konsensüsle ya da çoğunluk oylarıyla alınıyor. Bu durumda başkan dışındaki diğer 6 üyenin son dönemdeki 3 başkanın değişmesine sebep olan politika ve alınan kararlarda etkileri, katkıları yok mu? Mesuliyetleri nereye kadar? Neden başkanlar değişmesine rağmen hiçbir Para Politikası Kurulu üyesinden ses çıkmıyor?

        REKLAM

        Bu durumda son 20 ayda 4’üncü başkanla çalışacak olan kurul üyeleri nasıl bir tavır sergileyecekler? Şahap Kavcıoğlu, Para Politikası Kurulu üyelerine rağmen tek başına nasıl bir yönetim anlayışı ortaya koyabilir? Başkan mı Kurul Üyelerini, yoksa Kurul Üyeleri mi Başkanı etkileyecek?

        Bilindiği üzere Para Politikası Kurulu, Merkez Bankası’nın en önemli karar organı. Enflasyonu düşürmede en önemli parametre olan faiz aracını kullanan da bu kurul. Son olarak Naci Ağbal başkanlığında faizlerin yükseltilmesini onaylayan da bu kuruldu. Ancak 200 baz puan faiz artışı sonrasında Ağbal görevden alındı. Diğer ifadeyle faizin artırılması için karar veren çoğunluk yerlerini koruyor.

        Şu hususu da elbette ilgili çevreler merak edecektir. Merkez Bankası 89. Hesap Dönemi Olağan Genel Kurul Toplantısı, 30 Mart’ta İdare Merkezi Konferans Salonu'nda yapılacak. İnternet üzerinden de genel kurul toplantısı canlı olarak izlenebilecek. Acaba burada Para Politikası Kurulu üyeleri faiz, ekonomi, enflasyonla ilgili olarak neler söyleyecekler. Veya bir fikir beyan edecekler mi?

        TOBB e-ticaretle neden övünür?

        TOBB e-ticaretle neden övünür?
        0:00 / 0:00

        Türkiye’nin ekonomide atılım yapamamasının önündeki en büyük engellerden birisinin Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) olduğu yıllardır söyleniyor. Ama bu yarı resmi kuruma çeki düzen vermeyi AK Parti Hükümeti bile uzun ömürlü iktidarında birkaç deneme yapmasına rağmen başaramadı.

        Sanayici Adnan Dalgakıran’ın kısa süre önce yayınlanan “Yüzleşme” adını taşıyan kitabında da bu konuya ciddi şekilde temas edilmiş. Kitaptan küçük bir alıntı: “Türkiye’de ihracatçı birlikleri ve TOBB’un altındaki sanayi ve ticaret odalarının yıllık gelirinin toplamda 500 milyon dolar kadar olduğu iddia edilir.”

        Zorunlu üyeliklerle böylesine büyük meblağlı bir gücü elinde bulunduran bir yarı resmi kuruma kim, nasıl dokunabilir? Bu kurumu ele geçirenler kendi menfaati için mi çalışır, yoksa üyelerinin sorunlarıyla mı ilgilenir? Tablo ortada olduğu için fazla söze gerek var mı? Ayrıca bu TOBB, her zaman iyi olan gelişmeler üzerinden yol alır. Sorunlarla, problemlerle, üyelerinin dertleriyle ise pek ilgilenmez!

        Mesela ‘Geleceğin Gücü Girişimciler Forumu'ndakonuşan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, on yıllar alacak teknolojik dönüşümün 1 yılda yaşandığını söylemiş. Dijitalleşme ve e-ticaretin, tüm dünyada öne çıktığına dikkati çekip, Türkiye’de e-ticaret hacminin, geçen yılın ilk 6 ayında yüzde 64 arttığını, geleneksel ticaretten neredeyse 4 kat daha hızlı büyüdüğünü herhangi bir katkıları varmış gibi büyük bir gururla duyurmuş.

        TOBB Başkanı’na birilerinin büyüme diye bahsettiği gelişmelerin önemli oranda bir dönüşüm olduğunu, geleneksel ticarette ise işlerin kötü gittiğini şirketlerin, işletmelerin büyük sorunlarla uğraştığını hatırlatması lazım. Asıl ilgilenmesi gereken tarafın zorla parasını aldığı üyelerinin şu salgın döneminde yaşadığı sorunlar olduğunu hatırlatması gerekir.

        Karadeniz gazı 2023'e yetişecek mi?

        Karadeniz gazı 2023'e yetişecek mi?
        0:00 / 0:00

        Küresel piyasalarda enerji mamulleri özellikle de petrol dolarla fiyatlanıyor. Doğal gaz ücretleri de petrol endeksli. Diğer taraftan Türk Lirası da son yıllarda dolar karşısında ciddi değer kaybedince hem alım gücümüz düştü hem de ithal enerji kaynaklarına ödediğimiz rakamlar yükseldi. Bu sebeple yerli enerji kaynaklarımızın bir an evvel ekonomiye kazandırılması önemlidir. Ne kadar acele edersek o kadar avantaj yakalayabiliriz. En azından doğal gaz alacağımız ülkelerle pazarlık masasında elimiz güçlenecektir.

        Enerji kaynakları konusunda iyi haberler ise Türkiye’yi güzel gelişmelerle sevindiren Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) Genel Müdürü Melih Han Bilgin’de. Sismik araştırmalarda, sondajlarda ve doğal gazın çıkarılması konularında artık bir kulağımız Bilgin’de. Keşfedilen Karadeniz gazı 2023’te ve ilk etapta 10 milyon metreküp olarak emre amade hale gelmesi hedeflenmiş. TPAO Genel Müdürü Bilgin, bu amaçla 10 tane kuyu açılacağına dikkat çekiyor.

        Türkiye sismik, sondaj derken doğal gaz kuyu tamamlama konusunda da tecrübe kazanıp, üretime geçmiş olacak. Küresel ölçekte enerji şirketlerinin konumu da Türkiye’nin lehine. İstenilen yerden, uygun rakamlarla teknik destek alınacak bir hava var. Bu süreçte sadece gaza ulaşmayacağız, ciddi bir tecrübe de elde etmiş olacağız.

        Bilgin, deniz üzerine herhangi bir platform koymadan, tamamen “subsea tieback” deniz tabanına yerleştirilecek üretim sistemleriyle oradaki boru hatlarından, deniz tabanından gazı alarak karaya getireceklerini söylüyor. Denizde platform olmayacağından doğal gazın daha hızlı bir şekilde ekonomiye kazandırılması söz konusu. Dolayısıyla 2023 hedefine ulaşılmasında bir sıkıntı olmayacaktır.

        Diğer Yazılar