Heathrow Havalimanı, 2022’de gelirlerinin yüzde 90’ın üzerinde artırmasını, Amsterdam Schiphol Havalimanı da önümüzdeki üç yıl içinde yüzde 40’ın üzerinde gelir artışını, Airports Company South Africa (ACSA) 2022’de gelirlerinin yüzde 38 oranında yükselmesini bekliyor. Genel beklentiler ve geleceğe yönelik araştırmalar olumlu, ama başka detaylar var.
Havayollarının bu süreçte birikmiş epeyce mali yükü oluştu. Bazıları uçabilmek için kesinlikle devletin desteğine ihtiyaç duyuyor. Türkiye’de Onur Air de bunlardan birisi. Destek sağlanmazsa 1500 civarında çalışan işsiz kalacak. IATA zirvesinde havayollarının varlıklarını devam ettirebilmeleri için devletlerin sağlayacağı finansal desteğin önemli olduğu, şirketler için tehlikenin aynı şiddetle devam ettiğine işaret edildi.
IATA Genel Müdürü Willie Walsh (Soldan ikinci), 2022'den ümitli olduğunu ve yeniden yüz yüze buluşulmasından duyduğu memnuniyeti biz havacılık editörleriyle birlikte zafer işareti yaparak gösterdi.
Dünya genelinde de havayolları bu dönemde çoğunluğu geri ödenmesi gereken krediler şeklinde olan devlet yardımı istedi. Bazı ülkeler bunu sağladı. Mesela dünyada havayollarına sağlanan 243 milyar doların 81 milyar doları maaş bordrosuna ve yaklaşık 110 milyar doları da geri ödenmesi gereken destekler için olmuş. Sonuç olarak, havayolları 650 milyar doların üzerinde büyük bir borç yükü altına girmiş. Herhangi bir temerrüt, havayollarının batmasına ve binlerce çalışanın işini kaybetmesine neden olabilir.
COVİD-19 etkisi devam edecek!
IATA Genel Müdürü Willie Walsh’ın açıkladığı gelecek tahminleri ümit vaat ediyor. Sektör 2021 sonu itibariyle 51,8 milyar dolarlık kayıp yaşayacak, ama 2022’de kaybın 11,6 milyar dolara düşmesi bekleniyor. Ayrıca 2020’deki korana virüs zarar tahmini de 137,7 milyar dolar olarak revize edildi. Daha önce 126,4 milyar dolar olarak duyurulmuştu. Böylece 2020-2022 arasında toplam havayolu kayıplarının 201 milyar dolar olması bekleniyor.
Yolcu talebinin 2019 rakamlarına göre 2021’de yüzde 40’a, 2022’de ise yüzde 61’e çıkması ümit ediliyor. Yolcu sayısının 2021’de 2,3 milyara, 2022’de 3,4 milyara çıkma beklentisi var. Yolcu sayısının 2019’da 4,5 milyar ulaştığı dikkate alınırsa 2023’te salgın öncesi rakamlara erişilmesi beklenebilir.
Ayrıca 2021’de iç hat uçuş talebinin 2019 seviyesinin yüzde 73’üne, 2022’de ise yüzde 93’üne ulaşması bekleniyor. Sıkıntı iç talepten ziyade sınırlara bariyer ören devletler sebebiyle dış talebin artmasında yaşanıyor. 2021’de uluslararası talebin kriz öncesi (2019) seviyelerinin %22’sine, 2022’de ise yüzde 44’üne çıkması tahmin ediliyor.
Havayolunun COVİD-19 riski ne kadar?
İngiltere’ye gelenler için yapılan test sonuçlarına göre yolcuların yerel nüfusa risk eklemediğini ortaya koyduğuna işaret etti Willi Walsh. Şubat ve Ağustos arasındaki üç milyon gelen yolcu arasında sadece 42 bini pozitif çıkmış. Günde 250’den az bir rakam. Ama İngiltere’de günlük vaka sayısı 35 bin civarındayken, ülkede her şey açık ve ekonomik faaliyetler devam ederken uluslararası seyahatlerin anlamsız şekilde kısıtlandığını söyledi.
Yurt dışı seyahatleri nasıl artar?
IATA’ya göre ülkeler arası seyahatlerin artması için şunlar yapılmalı;
2050’de sıfır karbon olabilir mi?
IATA Genel Müdürü Willie Walsh, tüm değer zincirinin ortak çabaları ve destekleyici hükümet politikalarıyla havayollarının 2050 yılına kadar sıfır karbon salınım seviyesine ulaşma hedefleri olduğuna işaret etti. Sıfır emisyona uluşmak kolay bir yol gibi görünmüyor. Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü’nün (ICAO) bu hedef için planları var. IATA da bu planı destekliyor. Peki ama nasıl olacak?
Strateji, sürdürülebilir havacılık yakıtları, yeni uçak teknolojisi, daha verimli operasyonlar ve altyapı gibi sektör içi çözümler ile elektrik ve hidrojen gücü gibi sıfır emisyonlu enerji kaynaklarının geliştirilmesine göre kurgulanmış.
Bu süreçte pazara büyük ölçekli, maliyet açısından rekabetçi sürdürülebilir havacılık yakıtları (Sustainable Aviation Fuels -SAF) üreten şirketler girmesi gerekiyor. Toplantıda dikkat çektiği üzere Shell gibi şirketler bu konuda çalışma yapıyor. Hükümetlerin düzenleme yapması, Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) gibi hava seyrüsefer hizmeti sağlayan kurumların da adım atması icap ediyor. Bir yandan havalimanlarında SAF’lar için çalışmalar gerekirken diğer taraftan da uçak ve motor üreticilerinin yeni teknolojileri geliştirmeye devam etmeleri gerekiyor.