Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Futbol tek başına bir oyun olarak tanımlanamaz. Aslında futbolu tanımlamak, anlatmak herkese göre değişir. Kişiye göre mantığı da, felsefesi de farklı yorumlanabilir. Buna ister oyun deyin, ister vazgeçilmez sevgi...

        Dünyanın birçok ülkesinde top peşinde koşan, coşan, üzülen, sevinen binler hatta milyonları görüyoruz. Bir başka eğlence, bir ayrı tutku aslında futbol...

        Amatörce hayatımıza giren bu oyun, zaman içerisinde özellikle son yıllarda endüstriyel bir şekilde konumlandırılmıştır. Nedeni de anlaşılır ve basittir. Büyük sermayenin takımlara egemen olması ve sektörün büyümesi sonucu artık peşinde koşulan o meşin yuvarlak, bugün dünyanın en pahalı tekme atılan bir mücevherine dönüşmüştür. Büyük paraların döndüğü bu sektörün içinde dramların yaşanması da kaçınılmazdır.

        ALTYAPININ İLK MİMARLARI

        Dün Habertürk’te okumuşsunuzdur. Yıllarını futbola vermiş, birçok takıma şampiyonluklar yaşatmış Teknik Direktör Adnan Dinçer, bir gazeteye ilan vererek iş aradığını duyurmuş. O ilanı okuyunca çok eski yıllara gittim. Şimdi Çırağan Sarayı’nın bulunduğu yerde Şeref Stadı’nı bilmeyen yoktur. 70’li yıllar, Saray yanık ve yıkık halde. Yalnız içindeki havuz halka açık. Bir de Şeref Stadı. Beşiktaş’ın tüm takımlarının antrenman yaptığı toprak saha. İşte, o sahada Andan Dinçer’i tanıdım. Serpil Hamdi Tüzün ile Beşiktaş alt yapısını kurmuşlar, gece gündüz mahalle mahalle gezip genç oyuncuları futbola kazandırmaya çalışıyorlardı.

        Sonraki yıllarda Adnan Dinçer’le yollarımız Cumhuriyet’te kesişti. Tıpkı, Fatih Altaylı, Halil Özer, Hıncal Uluç, İsmet Berkan, Mehmet Tezkan, Deniz Gökçe, Murat Murathanoğlu, Ahmet Kurt’la olduğu gibi. 80’li yılların Cumhuriyet Spor Servisi ayrıca yazılmalı. Bir gün o müthiş kadronun hikayesi kaleme alınırsa Nadir Nadi, İlhan Selçuk ve Hasan Cemal’in sportif yönleri de ortaya çıkacacaktır.

        BİRÇOK ÜNLÜ İSİMDE HAKKI VAR

        Adnan Dinçer, kendine özgü çalışkan ve hırslı bir teknik adamdır. Adam gibi adam tanımını en çok hak edenlerdendir. Samsun ve Antalya’yı şampiyon yaptığı, Fenerbahçe’de genç takımların başındayken hep yan yanaydık. Milli takımlardaki başarısı onun gençlere olan sevdasının bir başka örneğiydi. Bugün teknik direktörlük yapan birçok ismin yetişmesinde büyük emeği vardır. Rıza Çalımbay, Tanju Çolak, Rüştü Reçber, Abdullah Avcı hemen aklıma gelen isimlerdir. İngiltere’de efsane futbol adamı Boby Robson’a bir yıl süresince asistanlık yapmış, futbolun beşiğinde bilgisini pekiştirmiştir...

        Şimdi, gazete ilanı ile iş arayan biri durumuna düşmüş. İşte, Türk futbolunun en büyük sorunlarından ve vefasızlığından bir örnektir Adnan Dinçer. Oysa, Avrupa’nın birçok ülkesinde özellikle İngiltere’de böylesine değerleri emektarları takımların başında, yönetiminde, kadrolarında görmek mümkün. Tecrübeye, bilgiye, birikime, ülke olarak ne zaman değer vereceğiz.

        ANKARA’DA SEÇİM HEYECANI

        Futbolun en önemli toplantılarından biri yarın Ankara’da yapılacak. Başkanlık seçimi 3 önemli aday arasında geçecek. Bu yarışta şüphesiz Yıldırım Demirören daha şanslı. Eski başkanlardan Haluk Ulusoy’un bu yarışta yer alması heyecan ve çekişmeyi de arttırıyor. Önemli olan, önümüzdeki yıllarda hedefin daha da büyümesidir. Sportif başarı, amatör takımlara verilen destek ve alt yapılarda ki yapılanmada yapılacak yenilikler futbolun geleceğini de şekillendirecektir. Kim kazanırsa kazansın, dileğimiz futbol sevgisinin daha da büyümesi için gerekli adımların atılmasıdır.

        Diğer Yazılar