Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Şampiyonlar Ligi karşılaşmasında iyi bir oyun sergileyen Galatasaray, Ankara’da hayal kırıklığı yarattı…

        4 gün önce Fransız rakibine karşı çok iyi bir mücadele sergileyerek taraftarın sevgisini kazanan Sarı-Kırmızılılar bambaşka bir görüntü içerisindeydi…

        Süper Lig’de henüz kazanamayan bir takım olan Gençlerbirliği karşısında, maç boyunca doğru dürüst bir pozisyona girememek elbette yadırgandı…

        Fatih Terim, PSG karşısına çıkan takımı sakatlar dışında bozmamıştı. Takımda isim olarak ağırlığı olan futbolcuların maça ağırlığını koymaması ise şaşırttı. Bu şaşkınlığı Fatih Terim de yaşadı. Başta Belhanda ve Fegouli olmak üzere bazı oyuncuların kafası Şampiyonlar Ligi’nde kalmıştı. Sanki takım olarak rakibe göre bir mücadele vardı sahada. Kısaca özetlemek gerekirse, lakayıtlık, vurdumduymazlık ve ciddiyetsizlik tüm takımı içine çekmişti…

        Karşılaşmanın ikinci yarısı ev sahibi takım öne çıkarak pozisyon olarak daha çok fırsat buldu. Açık bir futbol sergilediler. Galatasaray’a göre daha iyi bir oyun ortaya koydular…

        Sarı-Kırmızılı takım savunması yine sorunlar yaşadı. Her iki bek atak konusunda başarısızdı. Nagatomo bir türlü gerçek formunu yakalayamadı. Bu durumda acaba "Linnes daha mı yararlı olurdu" sorusu da ister istemez gündeme geliyor…

        Fatih Terim, futbolcularının performansından haklı olarak şikayetçi. Ancak sahaya sürdüğü takımı kendisi belirliyor. Haftalardır oynamayan, fizik gücü neredeyse olmayan Selçuk neden ilk 11’de yer almıştı. Aldığı her topu kaybetti. En ufak darbede yere düştü. Eski Selçuk’tan eser yoktu. Bu oyuncunun Fenerbahçe’de oynayan 39 yaşında ki Emre’den ders alması gerekir…

        Bir başka isim ise Babel. Tam olarak ne oynadığını anlamakta zorlandık. Forvet mi, orta saha mı? Daha çok orta alanda top almaya çalıştı. Ofansif özelliklerini göstermekte cimri davrandı…

        Orta alan çalışmayınca, üretim yapılamadı. Rakip arkasına top atma yoktu. Doğru dürüst şut göremedik…

        Takımın bütününe baktığımız da sanki rakibi küçümseme vardı. Profesyonel oyuna yakışmayan, iş olsun diye sahaya çıkmış görüntü Sarı-Kırmızılıları en çok üzen davranıştı…

        Futbolcuların maç seçtiğini söylemek yanlış olmaz sanırız. İyi rakibe karşı gösterilen mücadele ile Gençlerbirliği’ne karşı sergilenen oyunu anlamak mümkün değil…

        Fatih Terim’e de bir şey söylemek gerekirse; sahaya çıkan takımı belirleyen kendisi. Emre Mor gibi işi çözecek bir oyuncu neden kenarda oturuyor. Oynadığı 7-8 dakika da rakip ceza alanını karıştıran bir oyuncu olduğunu gösterdi. Bilinen özellikleri olan bir oyuncu. Daha fazla dakika alması gerekirdi. Yedek kulübesinde oturan oyuncular sahada kilerden daha iyi bir mücadele ortaya koyabilirlerdi…

        Hakeme gelince, iki önemli hata yaptı. Mariano rakibinin sırtına yumruk attı. Sarı kartla geçiştirdi. Kırmızı kart gerekirdi. Halil Umut Meler, penaltı tartışmalarının da hedefi oldu. Belhanda’nın omzundan çekilme pozisyonunu atladı…

        Bu iki hareket maçın sonucuna kesinlikle etki yapacak kararlardı…

        Maçın özeti; Galatasaray maçı ciddiye almadı. Nasıl olsa kazanırız diye sahaya çıkmışlardı. Orta saha etkisiz kalınca pozisyona giremediler. Çok topla oynamalarına karşın, rakip ceza alanında etkisiz kaldılar. Fatih Terim, yüksek bir maçtan çıkan takım da revizyona gitmeliydi…

        Diğer Yazılar