Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        EMİNDİM, eğlenceli bir film olacaktı ama bu kadarını beklemiyordum... Önceki akşam, senaryosunu Gupse Özay’ın yazdığı, Kıvanç Baruönü’nün yönettiği, başrollerini de Gupse Özay, Buğra Gülsoy ve Eda Ece’nin paylaştığı ‘Görümce’nin galasındaydık. Görümce deyip geçme, Türk insanı için önemli mevzudur. Ya batarsın ya çıkarsın bu ilişkide... Sanmayın ki filmde o klasik gelin-görünce didişmesi var. Baştan sona bir savaş izledik...

        DEMET AKBAĞ SÜRPRİZİ

        - Çok ama çok güldük. 109 dakika aralıksız kahkaha... Bir ara da inceden inceye gözyaşı...

        - Filmin konuk oyuncusu Demet Akbağ, ‘Feriştah’la büyük bir sürpriz yapmış.

        - Film başlamadan önce Nevra Serezli, salonda üç sıra arkasında oturan Demet Akbağ’a “Demet seni öldürürüm” diye seslenince ortalık buz kesti. Akbağ “Hayırdır” diye sordu, Serezli, “Beni o şaka programında (Demet Akbağ ile Çok Aramızda) işletirsen diye baştan söyleyip tedbirimi alayım” diyerek kahkahayı patlattı.

        - Gupse Özay’ın sevgilisi Barış Arduç içeri girip yerine geçene kadar salonda gerçek bir Meksika dalgası yaşandı. Aynı dalga, after partide de devam etti. Kadınlar bayılıyor Barış’a...

        - Eda Ece’nin filmin başında yaptığı zorlayıcı yoga hareketi salondan büyük bir alkış aldı.

        - Bir Türk ile evlenerek Türkiye’ye yerleşen İtalyan şef Danilo Zanna, filmde yine sevimli bir İtalyan’dı.

        - Zeynep Kankonde, Ayşegül İşsever ve İnci Pars rollerine cuk oturmuş.

        - Filmden sonra düzenlenen after partinin girişinde, konuklara ışıklı şeytan taçları dağıtıldı. Meğer koca koca kadınlar ne çok seviyormuş şeytan kulağı takmayı...

        - Yılmaz Erdoğan after partiye ilk gelen isimdi. Ardından Cem Yılmaz ve Ozan Güven geldi. Üçlü, gece boyunca sohbet etti.

        - Gupse Özay çok heyecanlıydı. Tebrikleri kabul ederken, kulağına eğilip “Birbirinin aynı zırvalıktaki Hollywood komedilerinden sonra ‘Görümce’ çok iyi geldi” dedim, inanmaz gözlerle baktı. Halbuki ben çok ciddiydim.

        Sen bir illüzyonsun

        GEÇEN hafta Uniq Hall’de düzenlenen Astroloji Festivali’ne uğradım. Sanal gerçeklikte uzayda eşsiz bir seyahate çıktım. Güneş’i gördüm, Ay’a yürüdüm ama baktım ki, saat ilerlemiş, astrologlar bir bir gitmiş ve benim o çok istediğim astroloji haritası yine yalan olmuş. Ben de hafta içi, ‘Yol’ ile ‘Dem’ kitaplarının yazarı Metin Hara’nın sahibi olduğu ‘İnsana Güven’in kapısını çaldım. ‘Astroterapist’ (kendilerini böyle tanımlıyorlar) Arzu Canik’in karşısına oturdum. Bekliyorum ki, doğum tarihime göre bir harita çıkaracak ve bana şu günlerde şunu şunu yaşayacaksın diyecek. Bir nevi fal. Ancak hiç de beklediğim gibi gelişmedi olaylar. Canik, “Haritaların hayatımıza bire bir etkisine inanmıyorum” diyerek söze başladı ve devam etti: “Bu bir ilim. Bu haritalar bize yolumuzu bulmada doğru ipuçlarını gösteriyor. Hazırsan, hayatındaki aksaklıkların sebebini bulalım” dedi.

        BENİM SINAVIM

        Ardından da bugüne kadar hayatımı çok etkileyen olayların başlangıcı olan üç ayrı tarih verdi. O üç tarihte neler yaşamış olabileceğimi söyledi ve birbirinden içerik olarak son derece bağımsız gibi görünen bu olayların üçünde de aynı tepkiyi verdiğimi fark etmemi sağladı. Meğer benim haritam bana ‘İllüzyona dikkat et. Senin bu hayattaki sınavın bu’ diyormuş. Yani kendi sanal gerçekliğim içinde debelenip duruyormuşum. Bu ‘illüzyon’ kelimesini duyar duymaz vücuduma bir iğne batırılmış gibi yerimden sıçradım. Çünkü daha kısa süre önce, Arzu Canik’in söylediği bir tarihte, birinin yüzüne “Sen bir illüzyonmuşsun” demiştim! Görmek ve idrak etmek birbirinden çok ayrı. Görmüşüm ama idrak edememişim, o yüzden aynı hataya düşüp durmuşum... Artık aydım mı desem, aydınlandım mı bilemem ama bir ışık yandı kafamda. Evet, yine benim istediğim cinsten bir astroloji haritam yok elimde ama bir daha aynı hatayı yapmamı engelleyecek gerçek bir farkındalığım var...

        Diğer Yazılar