Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        1974 yapımı bir filmin yeniden çevrimi olan “Öldürme Arzusu”nun (Death Wish) gösterime girdiği hafta, son 18 yılda yeniden çevrilen filmleri hatırladık. Orijinalini geride bırakmayı başaran bütün filmlerin ortak özelliği, aynı tadı ve kıvamı tutturmayı denemek yerine, yeni ve farklı bir yorumun peşine düşmeleri...

        1. Ocean’s Eleven 2001

        Yönetmen: Steven Soderbergh

        Danny Ocean ve arkadaşları, Las Vegas’ta aynı gece üç büyük kumarhaneyi soymayı planlar... Başrollerinde “Rat Pack” olarak anılan Frank Sinatra, Dean Martin ve Sammy Davis Jr.’ın oynadığı 1960 yapımı filmde oyuncuların çok eğlendiğini hissedersiniz. Soderbergh’in filmi ise tutku dolu yönetmenliği, yaratıcı hikâye kurgusu ve ince mizah duygusuyla ilkinden çok daha iyi bir soygun filmidir.

        2.İz Peşinde 2010

        (True Grit) Yönetmenler: Joel ve Ethan Coen

        Babasının intikamınıalmak isteyen14 yaşındakiMattie (Hailee Steinfeld),mesleğindeuzatmaları oynayan,alkolik birkanun adamındanyardım ister.İkibinli yıllarınen iyi western’lerindenbiri. Coen kardeşler ilk kez 1967’de sinemayauyarlanan Charles Portis’in romanına daha gerçekçi veduyarlı bir yorum getiriyorlar. Jeff Bridges’in canlandırdığıkarakter filmin ruhunu besliyor.

        3.King Kong 2005

        Yönetmen: Peter Jackson

        Birçok King Kong uyarlamasının aksine 1933’teki ilk filmin hikâyesine sadık bir yeniden çevrim.... Film, goril ile Ann (Naomi Watts) arasındaki ilişkiye odaklanarak sadece King Kong’a değil, “Güzel ve Çirkin” öyküsüne de yeni bir yorum getirdi. Daha önceki filmlerin aksine yalnızca Kong’un sarışına duyduğu saplantılı aşk değil, sarışının Kong için hissettikleri de işlendi... Dev goril, “performans yakalama tekniği” ve Andy Serkis’in katkısıyla daha önce hiçbir filmde olmadığı kadar gerçekçi bir biçimde anlatıldı.

        4.O3:10 Yuma Treni 2007 (3:10 to Yuma)

        Yönetmen: James Mangold

        Çiftçi Dan Evans, mahkûm Ben Wade’i Yuma treni gelene kadar gözetim altında tutmak zorundadır. Zeki ve tehlikeli bir adam olan Wade, Dan ve ailesinin zaaflarından yararlanmak için elinden geleni yapar. Oyunculukların kalitesi, diyalogların derinliği ve karakterlerin gerçekçi bir şekilde ele alınması itibarıyla 1957 yapımı ilk filmi geride bırakmayı başaran bir yeniden çevrim.

        5.Köstebek 2006

        (The Departed) Yönetmen: Martin Scorsese

        2002 tarihli “Internal Affairs” adlı Hong Kong filminin Hollywood tarafından yapılan bu yeni çevrimi en iyi film dahil 4 Oscar kazandı. Film, birbirlerini açığa çıkarmaya çalışan iki köstebeğin hikâyesini anlatır. Birisi (Leonardo DiCaprio) Boston’daki İrlanda mafyasının içine sızan ve şefi dışında kimsenin tanımadığı genç bir polistir. Diğeri (Matt Damon), mafya tarafından yıllar önce polis teşkilatının içine yerleştirilmiş bir köstebektir.

        6.Kanıma Gir 2010

        (Let Me In) Yönetmen: Matt Reeves

        John Ajvide Lindqvist’in romanından uyarlanan 2008 tarihli İsveç yapımı “Gir Kanıma” (Lat Den Ratte Komma İn), Matt Reeves’in ellerinde ilk filmin ruhuna sadık bir Amerikan uyarlamasına dönüşüyor. Yaşamak için beslenmek zorunda olan ergen vampir Abby rolünde Chloe Grace Moretz harika bir performans çıkarıyor. Film aynı zamanda iki gencin aşkının saflığıyla unutulmazlaşıyor.

        7.Dünyalar Savaşı 2005 (War of the Worlds)

        Yönetmen: Steven Spielberg

        H. G. Wells’in, Marslıların dünyayı istila etmesini anlatan 1898 tarihli romanının 1953’teki uyarlamasında Marslılar, 50’li yılların komünizm paranoyasını yansıtı- yorlardı. Spielberg’in filmi ise ABD’nin yaşadığı 11 Eylül travmasından yola çıkıyor. Düşman, gökyüzünden değil, yeraltından geliyor. Kahramanlık, militarizm ya da erkekliğin işe yaramadığı bir savaş. İnsanlar kendi içlerindeki sorunlarla da savaşıyorlar...

        8.Uykusuz 2002 (Insomnia)

        Yönetmen: Christopher Nolan

        Teşkilat içindeki soruşturma nedeniyle başı dertte olan, uykusuzluk çeken tecrübeli dedektif, cinayet soruşturmasında yerel polise destek olmak için Alaska’da bir kasabaya gelir... 1998 tarihli Norveç filminden uyarlanan “Uykusuz” hikâyeye yeni bir yorum getiriyor. Her iki filmi seyrettikten sonra hangisinin daha iyi olduğuna karar vermek gerçekten zor. Tıpkı iki iyi “Hamlet” yorumunu karşılaştırmak gibi...

        9.13 AssassIns 2011 (Jusan-nin no shikaku)

        Yönetmen: Takashi Miike

        Japonya’da değil Batı’da da sevilen “kült yönetmen” Miike, 1963 tarihli Japon aksiyon filmini biçimci bakış açısıyla yeniden ele alıyor. 1844’te Japonya’da feodalizmin son dönemlerinde geçen filmde bir grup işsiz samuray, ülkenin huzurunu kaçıran kötücül bir derebeye karşı harekete geçerler. Amaçları derebeyinin iktidarı ele geçirmesine ve ülkeyi savaşa sürüklemesine engel olmaktır... Seyir zevki yüksek bir yeniden çevrim.

        10.Çılgın Cuma 2003 (Freaky Friday)

        Yönetmen: Mark Waters

        Tess (Jamie Lee Curtis) ile 15 yaşındaki kızı Anna (Lindsay Lohan), yaptıkları tartışmanın ardından, uyandıklarında beden değiştirirler... Ana kız işlerin kötüye gitmemesi için günü kurtarmaya çalışırken birbirlerini daha iyi tanıma fırsatı bulurlar... Mary Rodgers’ın senaryosundan uyarlanan, Barbara Harris ile Jodie Foster’ın oynadığı 1976 tarihli filme göre daha eğlenceli. Özellikle karakterlerin daha iyi yazıldığı kesin.

        Diğer Yazılar