Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Geçen hafta sonu Diyarbakır’da gerçekleşen Ahmet Güneştekin sergisi epeyce gündem oldu.

        Bir değil birkaç nedenden dolayı tartışılmaya devam eden organizasyonun davetlileri arasında bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ismi de merkezde.

        Öncelikle şunun altını çizeyim.

        İmamoğlu’na bölge halkının ciddi bir ilgisi var.

        Buna şahit oldum.

        Çünkü davete icabet ettiği dakikalarda ben de oradaydım.

        Ancak net söylemem gerekiyor ki; Bu ilgi Ekrem İmamoğlu’nun şahsı ile alakalı değil.

        Yani sanıldığı gibi Ekrem İmamoğlu’nun Kürt seçmenin kalbinde daha özel bir yeri filan yok!

        Bir yeri var ama bu yer mensubu olduğu partiyle alakalı.

        Yani CHP’yle.

        Çünkü bölge halkının hoşlandığı, beğendiği veya başka bir deyişle kendisine yakın bulduğu şey Ekrem Bey’in kişiliği, hayata bakışı, duruşu değil rozetini taşıdığı partisinin son dönemde izlediği politikalar.

        Nereden biliyorum bunu?

        REKLAM

        Çünkü sordum Diyarbakırlıya…

        Eğer o gün orada İmamoğlu değil Kılıçdaroğlu olsaydı o ilginin çok daha fazlasını görmek mümkün olacaktı.

        Gelelim şimdi zurnanın zırt dediği yere!

        Yani İmamoğlu’nun bu gezileri hangi amaçla yaptığı sorusunun yanıtını aramaya…

        Elbette ki politik bir gerekçe ile yapıyor.

        Belli ki hala önümüzdeki seçimde Cumhurbaşkanı adayı olabilme hedefi var.

        Ben bunu absürt ya da anormal karşılamıyorum.

        Sonuçta her yiğidin gönlünde bir aslan yatar.

        Ekrem Bey de Cumhurbaşkanı adayı olmayı kafaya koymuş olabilir.

        Bu yüzden de sonuna kadar şansını kullanmak isteyebilir.

        Ancak sorun şu ki; Millet İttifakı çatısı altında olması pek mümkün değil.

        (Bunu daha önce de yazmıştım hatırlarsanız. O yazımın linkini tekrar dikkatlerinize sunuyorum efendim)

        Bu arada şunu da ekleyeyim…

        İmamoğlu’nun sanki yakında seçim varmış da kendisinin de aday olabilme ihtimali uzak değilmiş gibi diğer illeri gezmesinden Kemal Kılıçdaroğlu belli ki hoşnut değil.

        Rahatsız.

        Ancak politik tutum sergileyip bunu açıkça dile getirmek yerine üstü örtülü ifadeler kullanıyor.

        Dün mesela…

        İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in genel merkezi ziyareti sonrası ortak basın toplantısında bir gazetecinin İmamoğlu’nun ziyaretlerine ilişkin yöneltilen; "İmamoğlu Cumhurbaşkanı adayı olmak istiyor yorumları yapıldı, İmamoğlu'nun böyle bir talebi var mı?" sorusuna, "Bana gelmiş böyle bir talep yok. Ayrıca giderken de benden izin aldı" şeklinde verdiği yanıt çok ama çok kritik.

        REKLAM

        İyi okumak lazım bu yanıtı.

        Çünkü o yanıtla Kemal Kılıçdaroğlu hem İmamoğlu’na hem de onun Cumhurbaşkanı adayı olabilme hayalini kuran yakınlarına net bir şekilde diyor ki; ”Beyhude bu çabalarınız!”

        Diyeceksiniz ki; “Nereden anladın bunu? Nasıl?”

        Kemal Kılıçdaroğlu’nun siyasi adabını ve bu adap çerçevesinde kullandığı üslubu, dili bilenler benim ne demek istediğimi de iyi anlarlar.

        Eğer İmamoğlu gerçekten Kemal Bey’in önümüzdeki seçimde CHP’den gösterilecek Cumhurbaşkanı adayı olabilecek isimlerden biri olsa…

        “Patron benim nihayetinde… Bu partiden kimin aday olup olmayacağına da ben karar veririm… Ekrem İmamoğlu değil kim olursa olsun söz konusu seyahatleri dahi ancak benim iznimle gerçekleştirebilir” manasına gelen o cümleyi yani; “İzin aldı” cümlesini kurmaz…

        “Bilgi verdi bana” ya da “Bilgim dahilinde” derdi.

        Anlatabildim mi efendim?

        Bakalım hangi astrologun öngörüsü tutacak?

        Bakalım hangi astrologun öngörüsü tutacak?
        0:00 / 0:00

        Fatih Altaylı geçen akşam Habertürk TV’de hazırlayıp sunduğu Teke Tek programında birbirinden ünlü üç astroloğu konuk etti.

        İzleyemedim ama sonrasında programın özetinin geçtiği haber metnini okudum.

        Öner Döşer, Hande Kazanova ve Dinçer Üner’in çizdiği tabloya göre hem Türkiye’yi hem de dünyayı kabustan beter yıllar bekliyor…

        Yanlıştır demiyorum çünkü astrolog değilim.

        Ancak ben de Altaylı gibi meraklıyım o alana ve değişik astrologların da ne dediklerine bakıyorum.

        Onlardan biri de Can Aydoğmuş’tur.

        Can’a göre Türkiye’yi acayip güzel günler bekliyor.

        Böyle dediğini zaten biliyordum da…

        Teke Tek’e katılan astrologların söylediklerini duyunca tekrar aradım dün Can’ı…

        Tabii biraz serzenişle…

        Dedim ki; “Can sırf gönlüm hoş olsun diye mi önümüzdeki yıllar iyi olacak diyorsun! Üç önemli astrolog çok başka şeyler söylerken sen niye tersini söylüyorsun?”

        Baktım hala arkasında dediklerinin…

        REKLAM

        Ona göre neredeyse toz pembe günlere doğru gidiyor Türkiye…

        Bende kalmasın istedim ve mini bir söyleşi yaptım…

        Sordum…

        O da cevap verdi…

        Noktasına, virgülüne dahi dokunmadan paylaşıyor ve Hint Astrolojisi uzmanı Can Aydoğmuş’un söylediklerini de ben kayıtlara geçiriyorum…

        Türkiyeyi neler bekliyor?

        2016 yılından beri senin de şahit olduğun üzere Türkiye’nin 2023’ten sonra çok büyük yükselişe geçeceğini ve öncesinde ekonomik ve genel anlamda zor bir süreç yaşayacağını hep yazdım, anlattım. Depremlerden, dövizi kurunun tam yükseliş tarihlerinden, futbol olaylarından, pek çok olaya kadar hepsini bildim. Farklı astrologlar farklı şeyler söylüyor ama benim öngörü çizelgem beni hiç yanıltmadı.

        Türkiye 2018 yılında kendi 19 yılda bir olan zorlayıcı bir sürecine birde üstüne hemen arkasından 1961 ve 1962 yıllarındaki değişim sürecine 2020 yılında girdi. Eğer 2017’den 19 sene öncelere giderseniz 1999, 1980, 1961, 1942 ve 1923 yılları çıkar. Bunların çok önemli dönemler olduğunu görürsünüz.

        En son 1961 ve 1962 yılında olan adalet gezegeni Satürn’ün en güçlü özgürlük gezegeni jüpiterin en düşük konumda olduğu birleşmesinin etkisi 2020 yılı ile 2023 sonu arası aynı 1960 ile 1963 arası gibi kendini gösteriyor. Özetle bu dönem Türkiye aynı astrolojik döngüyü yaşadığı için bir doğum sancısı gibi dönem yaşıyor ve arkasından da çok büyük yükseliş dönemi yaşayacak ve 2023 sonrası büyük değişim ile birlikte 2024, 2025 ve 2026 yılları Türkiye’nin çok mutlu oldukları dönemler olacak! Tabii 2028 ve 2029 tarihlerinde büyük İstanbul depremi gibi Türkiye'de büyük bir depremin olacağı astrolojik olarak görünüyor. Bunu ilk ben yazdım pek çok şeyi yazdığım gibi ama hemen arkasından pek çok astrolog çalıp kendileri bulmuş gibi yazdılar.

        REKLAM

        Türkiye ekonomisi ne zaman düzelecek?

        Ekonomi hayallerin ötesinde bir şekilde düzelecek!

        Yıllar önce de söylediğim gibi Türkiye'de toprak değeri ve ev fiyatları milyon dolarları geçecek ve artmaya devam edecek ki bunu yıllar önce söylememe rağmen bu dönemde bile çılgınca arttı. Türkiye’de pek çok yeni yer altı kaynakları bulunacak diye bu yılları işaret yazarak söyledim ve bulundu ve bulunmaya devam ediyor.

        İleriki dönemde daha fazlası da bulunacak.

        Türkiye'nin iş hayatı özellikle 2023 Mayıs ile 2024 Mayıs arası büyük bir yükseliş yaşayacak ve muazzam kazançlar elde etmeye başlayacaklar.

        Türkiye’ye hayal ötesi çok büyük yatırımlar yapılacak!

        Toplum bilinci değişecek ve Türkiye dünyaya öğretmen ülke olacak!

        Dünya Türkiye’yi örnek alacak ama şu anki hali ile değil. Şu anki durumu tamamen değişecek ve ciddi değişimler olacak!

        Corona salgını ne zaman bitecek?

        Yıllar öncesinde 2017 köşe yazılarımda, “2020 3. Dünya savaşı” başlıkları ile bu dönemi anlatmış, 2020 yılına girerken ve hemen Ocak ayının başından Çin’den büyük bir etkinin bütün dünyada hissedileceğini yazmıştım.

        Sonrasında bütün astrologlar Corona’nın 2020 yazında çoğu en geç 2021 başında biteceğini söylerken ben 2020 Eylül ile Aralık arasında aşının bulunacağını ve bir rahatlama olacağını, 2022 Nisan döneminden 6 ay önce veya sonra Corona’nın ilacının bulunacağını, hatta bu Corona faydalarına dair yazdığım yazımda ve pek çok paylaşımımda kanser gibi pek çok ilacın tedavisinin bulunacağını tam tarihleri ile yazdım ve şu an bunlar ile ilgili açıklamalar geldi.

        REKLAM

        2023 Mayıs ayının sonrasında artık Corona’nın nerede ise bitmiş olacağını ve 2023 Eylül ayında normal hayatlarımıza döneceğimizi 2020 yılında defalarca köşe yazılarım ve sosyal medyam üstünden yazdım.

        Söylediğimin arkasında duruyor ve ikide bir başkaları gibi laf değiştirmeden aynılarını söylüyorum.

        İşin özeti 2023 Eylül sonrası tamamen bitmiş olur.

        Kaos ve endişe besleyici yorumları saçma buluyorum.

        Dünya için şu an yaşadığımız süreç ilk değil. Daha öncede defalarca yaşanmış ve bitmiş. 2023 sonrası dünyaya şenlikler olacak.

        2024, 2025 ve 2026 yılları festivaller, yeni film, dizi, konser, tiyatro ve sanat etkinlikleri ile dolup taşacak!

        Diğer Yazılar