Astım hastalığında yaşam kalitesini artıran yeni tedavi yaklaşımları

Dünyada sık görülen astım hastalığıyla mücadele artık daha kolay. Hastalıkla ilgili tüm gereklilikler yerine getirilip çevresel düzenlemeler yapıldığında hastaların yaşam kalitesi ciddi oranda artıyor. Astımın kontrol edilebilir bir hastalık olmasında yeni nesil ilaçların da önemli katkısı bulunuyor. Bu alanda yapılan Salford Akciğer Çalışması dikkat çekici sonuçları ve sağladığı önemli verilerle dikkat çekiyor. HT Magazin'den Ceyda Erenoğlu'nun haberine göre; bu çalışma grubunun başındaki isim olan Manchester Üniverstesi Göğüs Hastalıkları Öğretim Üyesi, Klinik Araştırmalar Bölümü Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Ashley Woodcock, “İngiltere Salford’da, 4233 astım hastası üzerinde gerçekleştirilen bu klinik etkinlik çalışmasında, 24 saat etkili yeni tedavi ile hastaların bu yeni tedaviden önce kullandıkları mevcut tedaviyi (standart tedavi) kıyasladık” diyor.

KONTROL EDİLEBİLİR BİR HASTALIK

İçinde 74 pratisyen hekim, 130 eczane ve 3 bin eğitimli personelin yer aldığı çalışmanın amacının sonuçlarıyla uyumlu olduğu görülüyor. Çalışma, çevresel koşullar, yaşam alanları, hasta-doktor iletişimi, tedavinin düzenlenmesi ve tedaviye verilen yanıtın izlenmesi ile ilaca erişilebilirlik gibi ideal şartların sağlanması halinde astımın kontrol edilebilir bir hastalık olduğunu gösteriyor. Uluslararası Astım Tanı ve Tedavisi Rehberi GINA’ya (Global Initiative for Asthma) göre astımın kontrolü, gündüz yakınmaları, astıma bağlı gece uyanmaları, günün herhangi bir zamanında ortaya çıkan nefes darlığı, hışıltılı solunumu gidermek için kullanılan rahatlatıcı ilaç ihtiyacı ve astımdan kaynaklanan aktivite kısıtlılığı sorgulanarak saptanabiliyor.

ASTIM KONTROLÜNÜ DEĞERLENDİRME TESTİ

Salford Akciğer Çalışması’nda astım hastalığının kontrolünü değerlendirmek için Astım Kontrol Testi (AKT) kullanılıyor. Bu teste yukarıda sorgulananlara ek olarak hastaların kendi kontrollerini nasıl değerlendirdikleri sorusu da ekleniyor. Hasta, soruları doktorun ofisine girmeden önce son 4 haftayı düşünerek yanıtlıyor. Astımı kontrol altında olan hastalanın yaşam kalitesi iyileşiyor, alevlenmeleri, hastane yatışları ve acil başvuruları azalıyor. Tüm gereklilikler yerine getirildiğinde astım hastalarının ömür boyusağlıklı bir yaşam sürdürebilecekleri belirtiliyor. Salford bölgesinde yaşayıp astım hastası olan hemen herkesin çalışmaya dahil olduğu belirtiliyor. Hastalar uygun şekilde rastgele gruplara ayrıldıktan sonra ya mevcut tedavilerine devam ediyorlar ya da yeni tedaviyi uygulayıp normal yaşamlarını sürdürmeye devam ediyorlar. Hastaların takibi birinci basamaktaki kendi hekimleri tarafından yapılıyor. Hastalar çalışma ekibindeki araştırmacılarla hiç karşılaşmıyor. Çalışmada çok az ‘hasta dışlama kriteri’ bulunuyor. Günlük hasta pratiği esnasında izlenen hastalarda yeni tedavinin etkinliği araştırılıyor. Çalışmanın sürdüğü 12 ay boyunca hastalar standart doktor ziyaretlerini yapıyorlar ve ilaçlarını her zamanki eczanelerinden alıyorlar. Eğer rutin kontrollerine gitmemişlerse 1 yıl içinde 3 kez telefonla aranıyorler ve kendilerinden astım kontrol testinin sorularını yanıtlamaları isteniyor. Çalışmada, yayınlanan verilerin yanında, bundan sonraki yayınlarda duyurulması beklenen çok sayıda önemli veri de bulunuyor.

Astımla mücadelede tüm akciğere ulaşmayı sağlayan ilaç hedefi

KENDİ ALANINDA BİR İLK

Çalışmalarda en zorlanılan konunun hastaların tedaviye uyumu olduğuna dikkat çekiliyor ve bunu değiştirecek sihirli bir değnek olmadığı belirtiliyor. Bu çalışmada, tedaviye uyum takip edilmese de, ülkemizde de hastaların erişimine sunulan 24 saat etkili yeni tedaviyle astımda kontrol sağlama olasılığının mevcut (standart) tedaviye oranla 2 kat dahayüksek olduğu görülüyor. Bu yeni tedavinin astım kontrolünde mevcut tedaviye göre üstünlüğünün gösterilmesiyle birlikte, bu tedaviyi kullanan hastaların yaşam kalitesi anlamlı şekilde iyileşiyor, hastalar daha aktif olup daha az iş kaybı yaşıyorlar. Tüm farklı paydaşların dahil olduğu çalışmada katılımcıların kontrolleri sırasında uygulanan standart işlemlerinin ötesinde bir şey yapmamaları dikkat çekiyor.

Hastalar günlük yaşamlarında her zaman olduğu gibi doktorlarına kontrole gidiyor, astım alevlenmesi yaşadıklarında kendi kendilerine hastaneye başvurarak gereken tedavileri alıyorlar. Tedavi kılavuzlarına yön veren çoğu çalışmanın aksine, bu çalışmanın ilaçların günlük pratikteki etkisini görebilmek açısından kendisinden sonra gelecek çalışmaların önünü açma özelliği ile kendi alanında bir ilk olduğu belirtiliyor.