Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Dünya Bulgaristan'daki müftülük sorununa el attı

        Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, günübirlik çalışma ziyareti için gittiği Sofya'da Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov'la bir araya geldi. Tokalaşarak basın mensuplarına poz veren her iki lider, daha sonra baş başa ve heyetler arası görüşme yaptı. Erdoğan ve Borisov, ardından Başbakanlık Binasında ortak basın toplantısı düzenledi ve gazetecilerin sorularını yanıtladılar.

        ''Terörle mücadele konusunda AB'nin destek olması gerekiyor. Bu noktada AB üyesi Bulgaristan'a talebinizi ilettiniz mi? Çünkü, bazı AB üyesi ülkeler net bir şekilde desteklerini sürdürüyorlar. Yine NATO çerçevesinde de o bölgede bir tampon bölge oluşturulması ya da farklı bir desteği olacak mı terörle mücadele konusunda?'' sorusuna Erdoğan, şu yanıtı verdi:

        ''Şu anda zaten Bulgaristan'da bu çalışmalarımızda gerekli adımları atıyoruz. AB üyesi ülkeler içinde zaten tüm üye ülkeler terör konusunda ortak bir mücadele verilmesinin gereğini hep ifade ediyorlar. Ama bazı ülkeler maalesef teröristi ülkesinde barındırmasından tutun da mali noktada yataklık yapmaya varıncaya kadar destekler veriyor. Bunlar tabii üzücü. Bunların olmaması gerekir. Madem ki Türkiye'deki bu bölücü terör örgütünü hep birlikte 'PKK bir terör örgütüdür' diye ilan ettiyse AB üyesi ülkeler, o zaman ortak bir mücadeleyi birlikte yürütmek gerekir. Bunu şu anda yaptıkları uygulamada maalesef bazı AB üyesi ülkelerde göremiyoruz. Kendilerine de bunları belgelerle, bilgilerle hep hatırlatıyoruz, belgeleri de kendilerine hep teslim ediyoruz.''

        Terörle mücadelede yapılan temaslarla ilgili Meclis'e bilgi verilmesine ilişkin soruyu da yanıtlayan Başbakan Erdoğan, ''Bu soruya Ankara'da gerekli cevabı vermiştim. Bu konuda Parlamentomuz rahatlıkla bilgilendirilebilir bir gizli oturumda. Dönüşte de arkadaşlarımla konuyu müzakere edeceğim ve konuyla ilgili de bilgilendirmeyi ne gün yapabiliriz bunu ilgili bakan arkadaşımdan isteriz'' diye konuştu.

        Bulgar bir gazetecinin, ''Türkiye'deki Bulgarlara ait olduğu belirtilen tarihi eserlere ve Türkiye'den 1917-1925 yılları arasında göç eden göçmenlerin bıraktığı mallar konusunda tazminat ödenip ödenmeyeceği'' yönündeki soruları üzerine Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:

        ''Türkiye'deki Bulgaristan'a ait kültürel varlıkların restorasyonu noktasında, restore edilmesi, tarihi varlıkların ortaya çıkarılması, korunması aynı şekilde Bulgaristan'daki Türk, Müslüman, Osmanlıdan kalma olan bir çok tarihi eserler var. Bu eserleri restorasyonuna yönelik atılması gereken adımlar noktasında... Çünkü bunlar bir yerde tarihi miraslar olarak bu ülkelere çok şeyler kazandırıyor. İstanbul Belediye Başkanı olduğum dönemde, Bulgaristan'a ait meşhur çelik kilise vardır. Bu kilisenin restorasyonunu bizzat kendim o zaman üstlendim ve onu gerçekleştirdik. Şu anda Haliç güzel yerdir. Haliç'in tamamen temizlenmesi yine o dönemde gerçekleştirirken orada farklı bir güzelliğe, zenginliğe sahip olduk. Diğer konuda ise sevgili meslektaşım gerekli bilgiyi verdi. Bu konuda her şey bilgiye, belgeye gerçek manada dayalıdır. Nerede bilgi, belge varsa bunun üstünde dururuz ve hakkı da sahibine teslim ederiz.''

        AB İLE MÜZAKERELER

        Başka bir Bulgar bir gazetecinin, ''Fransa'nın Sofya Büyükelçisinin, Bulgaristan'ın Türkiye'nin AB üyeliği konusunda net bir tavır alması gerektiğini'' söylediğini ilişkin sözleri ile ''Norveç'in de bu konuyu referanduma götürmesine'' ilişkin soruları üzerine Erdoğan, şu yanıtı verdi:

        ''Norveç ile ilgili ben Başmüzakerecime onu sordum. Yazılı ve görsel medya haberleri ile böyle duyduklarımızla hareket edecek olursak yanlışa düşebiliriz. Norveç, müzakereleri bitirmiş bir ülke iken, AB'ye girmeye hak kazanmış bir ülke iken, yaptığı referandum ile AB'ye girmeme kararını verdi. Biz daha şu anda müzakere sürecindeyiz. Böyle bir noktaya gelmeden karar vermek gibi bir durumumuz söz konusu değil. Fakat tabii yine de önümüz açık. AB bu tür bir oyalamayı nereye kadar devam ettirir onu da bilemiyorum. Şu anda biz kararlı bir şekilde, azimli bir şekilde AB ile müzakerelerimizi sürdürüyoruz. Fakat şunu da söyleyeyim, Türkiye'ye karşı yapılan uygulamalar maalesef AB üyesi hiçbir ülkeye bugüne kadar yapılmadı. Yani sene 1959 o günden bu güne yaklaşık 50 yıl geçti, Türkiye sürekli olarak oyalanıyor, Türkiye'nin önüne sürekli olarak farklı farklı engeller çıkarılıyor. Benzer engellemeleri Hırvatistan'a da çıkardıklarını görüyoruz. Oraya da farklı bahaneleri uyduruyorlar. Bunlar doğru şeyler değil, etik şeyler değil. Eğer AB genişlemeden yana ise, eğer AB bir renkliliği bünyesinde arzu ediyorsa hele hele bir medeniyetler ittifakını da adres olarak kendi bünyesinde düşünüyorsa Türkiye'nin bu sürecine destek vermesi lazım, önünü açması lazım. Sürekli olarak engeller koymaması gerekir. Biliyorsunuz şu anda Türkiye'nin müzakerelerinde açma var ama kapama yok. Bunun yanında bir başka engel, bazı fasıllara hiç açılış bile söz konusu değil, bu tür engeller var. Bunlar tabii üzücü. Bazen bakıyorsunuz dönemlerde bir fasıl açılabiliyor, bazısında iki fasıl, bazen hiç açılmıyor. Bu tür dönemler de bize zaman kaybettirme olarak devam ediyor. Şu anda biz tabii sabırla işimizi yapıyoruz, dersimizi çalışıyoruz. Temennimiz odur ki bir an önce bir neticeye kavuşalım.''

        Başbakan Erdoğan, ''Türkiye'den Bulgaristan'a doğal gaz verilmesine'' ilişkin bir soru üzerine de şöyle konuştu:

        ''Biliyorsunuz Yunanistan'a doğal gaz veriyoruz, İtalya hattı hazırlanıyor. Şu anda Yunanistan'a verilen hat İtalya hattı, ortak İtalya hattı. Bu arada aynı şekilde bakanlarımız görüşmelerini yapıyorlar. Şu andaki mevcut çalışmalar nezdinde de yine Bulgaristan'a burada bir hattı çekmemiz mümkün. Ona şu anda mevcut potansiyelimizde, gücümüzde zaten yeter. Bu adımı da atabiliriz. Yeter ki bakan arkadaşlarımız aralarında görüşmeleri yapıp bunu bitirsinler. Nabucco olayının dışında bir ifade olarak, bir proje kapsamı içinde bir komşuluk hakkı olarak öyle bir adımı atabiliriz.''

        Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ziyaretin, Anayasa referandumu nedeniyle geciktiğini ancak bugün Bakanlar da dahil olmak üzere verimli bir çalışmayı gerçekleştirdiklerini söyledi.

        Türkiye ile Bulgaristan arasında yoğun bir işbirliği süreci yaşandığını ifade eden Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:

        ''Bu işbirliği sürecinde inanıyorum ki, gerek askeri, gerek siyasi, gerek ticari, ekonomik, gerek kültürel çerçevede yaptığımız bu anlaşmaların izleri bizleri çok daha güçlü yarınlara birlikte götürecektir. Artık AB'ye girmiş olan bir Bulgaristan var. Ve bu AB süreci içerisinde Türkiye'nin yanında olan Bulgaristan'ın desteklerinin bundan sonra da devam edeceğine olan inancım tamdır. İçinde bulunduğumuz coğrafya, ilişkilerimize tabi ki ayrı bir önem kazandırıyor ve Karadenizi birlikte, paylaşıyoruz. Karadeniz'de komşu iki ülke olduğumuz gibi, bunun yanında ayrıca kara sınırları itibariyle de ortak komşu ülkeyiz. Aramızdaki komşuluk, çalışmalarımıza ayrı bir ivme kazandırıyor ve bu çalışmalarımızla birlikte özellikle 2008'de yakaladığımız ikili ticaret hacmindeki rakamı -küresel krize rağmen bir gerileme oldu- ama inanıyorum ki bunu çok kısa zamanda telafi ederek, önümüzdeki dönemde 5 milyar doları aşacağımıza inancım tamdır. Bulgaristan'ın güçlü yatırımcı ülkelerinden bir tanesi Türkiye'dir. Türk Müteahhitleri'nin 1 milyar doları yakalamış olan ticaret hacmi söz konusudur ve bu artarak devam ediyor.''

        MÜFTÜLÜK SORUNU

        Erdoğan, Türkiye ile Bulgaristan arasında kültürel noktada attıkları adımlara da değinerek, ''Karşılıklı olarak bu adımları özgüvene dayalı devam ettiriyoruz, devam ettireceğiz. Karadeniz Ekonomik İş Birliği Teşkilatı başta olmak üzere, Karadeniz Havzası ve Güneydoğu Avrupa Bölgesi'nde barış ve güvenliğin korunmasına yönelik girişim ve kuruluşlar bünyesinde işbirliğimiz var. NATO'daki dayanışmamız bunun en güzel ifadelerinden bir tanesidir'' diye konuştu.

        Başbakan Erdoğan, Bulgaristan'daki Türk azınlığa ilişkin olarak da şunları söyledi:

        ''Özellikle bugün, bunu yine aramızda teyit ettik; Bulgaristan'daki, Türk azınlık mensuplarının, Bulgaristan'da eşit haklara sahip vatandaşlar olarak ülkenin istikrarına, refahına ve gelişimine huzur içinde katkısı olan ve ikili ilişkilere ilave bir boyut katmak suretiyle Bulgaristan'ın güçlenmesine vesile olması temennimizdir. Bu ziyaretin, ikili ilişkilerimizin tüm yönleriyle ele alındığı ve bunun artmasına vesile olacağına inancım tamdır.

        Kamuoylarının birinci elden doğru mesajlarla bilgilendirilmesi bakımından önem arz ediyor. Özellikle de arkadaşlarımızın kendi aralarında yaptıkları çalışmalar, ortak komisyonlar olarak çok büyük önem arz etmektedir.

        Malum bir konu da -özellikle dikkatle takip edilen bir konu- o da başmüftülük sorunuydu. Ki bu konuda çok kısa bir zamanda demokratik ölçüler içerisinde müftülerin katılımıyla yapacakları seçim olacaktır. Ve güvenliğini aynı şekilde değerli meslektaşımın ifade edeceği şekilde bu seçimle birlikte atılacak adım inanıyorum ki bir huzuru bir rahatlamayı getirecektir. Bundan dolayı da değerli meslektaşıma ve dostuma çok teşekkür ediyorum. Zira bu Bulgaristan'ın kendi iç meselesidir. Bu iç meselesinde de inanıyorum ki huzur mutluluk her kesimin arzuladığı bir neticedir. Bundan dolayı şükranlarımı tekrar ifade ediyorum.''

        Basın toplantısında, bir Türk gazetecinin Erdoğan'a soru sormak isterken, Bulgar gazetecinin soru için araya girmesi Başbakan Erdoğan'ın dikkati çekti ve ''Misafirlere de soru hakkı verelim'' diyerek espri yaptı.

        AA

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ