Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Dünya Domino etkisi korkutuyor

        Tunus'ta bir kişinin kendini yakma girişimiyle başlayan olaylar, sadece bu ülkeyle sınırlı kalmayıp 'domino etkisi' gibi çevre ülkelere de sıçradı

        Kuzey Afrika ve Ortadoğu'da yıllarca süren baskıcı rejimlere karşıbaşlayan isyan hareketleri,Tunus'ta Bin Ali'nin 23 yıllık, Mısır'da da Hüsnü Mübarek'in 32 yıllık iktidarını bitirdi. Libya'daki isyan hareketi ise42 yıllık Kaddafi rejiminisallıyor.

        ABD'deki düşünce kuruluşu uzmanları, "domino taşları" gibi Tunus ve Mısır gibi ülkelerde birbiri ardına ortaya çıkan olayların, nereye gideceği kestirilemese de "farklı bir Ortadoğu" yaratacağını düşünüyor.Uzmanlara göre sıradaki "domino taşları" daLibya, Ürdün, Sudan, Yemen, Cezayir ve Suriye olabilir.

        Ortadoğu Stratejik Etütler Enstitüsü Müdürü Enver Eski, ''Arap liderler bundan böyle zamana karşı yarıştalar:Ya hızlıca bir liberal değişimden yana olacaklar ya da akıbetleri Mısır ve Tunus'taki gibi olacak'' uyarısında bulundu.

        Facebook ve Twitter gibi sosyal paylaşım siteleri üzerinden çağrılarla göstericilerin meydanlara inmesi dolayısıyla bu ülkelerdeki değişimlere ilişkin "internet devrimi" yorumları yapılıyor. Bölgede tırmanan olaylar, uluslararası piyasalarda petrol fiyatlarına da rekor kırdırıyor.

        TUNUS

        Tunus'ta 26 yaşındaki bir seyyar satıcının 17 Aralıkta kendini yakarak öldürmesiyle olaylar patlak verdi. İktidarda 23 yıldır bulunan DevletBaşkanı ZeynelabidinBin Ali, ülkeyi terk etti. Olaylar, bölge ülkelerine de sıçradı.

        Bin Ali'yi kaçışa sürükleyen olayların kronolojisi şöyle:

        19-20 Aralık: Ülkenin orta kesimindeki Sidi Buzid kentinde, 17 yaşındaki seyyar satıcı Muhammed Buazizi'nin zabıta tarafından tezgahına el koyulmasını protesto etmek için kendini yakmasından sonra işsizliğe karşı toplumsal hareket başladı. Güvenlik güçleriyle genç göstericiler arasında şiddetli çatışmalar çıktı ve ardından bir gözaltı dalgası başladı.

        3-10 Ocak: Giderek yayılan gösteriler Kasrin, Regeb ve Thala'ta başta olmak üzere kanlı biçimde bastırıldı.

        10 Ocak: BinAli ''kukuletalı eşkıyaların terör eylemlerini'' kınadı.

        12 Ocak: Ülke geneline yayılan gösterilerde birçok kişi öldü. Tunus Komünist İşçi Partisi lideri Hamma Hammami gözaltına alındı, 14'ünde serbest kaldı.

        14 Ocak: Binlerce gösterici ''Bin Ali dışarı'' çığlıklarıyla başkent ve taşrada toplandı.

        Akşam üstü saatlerinde Başbakan Muhammed Gannuşi televizyondan ülkeyi terk eden Bin Ali'nin yerine başkanlığı vekaleten devraldığını ilan etti. Gece yağmalama olayları görülürken başlıca hedef Bin Ali ile dünürü Trabelsi ailesine ait mülklerdi. Adının açıklanmasını istemeyen Fransız diplomat sivillere yönelik şiddet olaylarına Bin Ali yandaşlarının katıldığını söyledi.

        15 Ocak: Başkentin merkezi polis ve ordu araçlarıyla çevrelendi.

        Bin Ali iktidardan tamamen uzaklaştırıldı.Anayasa Konseyi Meclis Başkanı Fuad Mebaza'yı vekaleten devlet başkanı atadı.

        MISIR

        Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek, Kahire'de Tahrir Meydanı başta olmak üzere ülkenin değişik yerlerinde 18 gün süren protesto gösterilerinin ardından 11 Şubatta görevinden istifa etti. Mısır'da onlarca kişinin yaşamını yitirdiği olaylardan sonra yönetimi ordu devraldı.

        1981 yılından istifa ettiği güne kadar Mısır Cumhurbaşkanı olarak görev yapan Mübarek, 4 Mayıs 1928'de Menufiya'daki Kafr El Meselha'da doğdu.

        Liseden sonra Kahire'deki Mısır Askeri Akademisi'ni (1949) bitiren ve 1950'de Hava Kuvvetleri'ne pilot olarak katılan Mübarek, Sovyetler Birliği'nde ileri uçuş ve bombardıman teknikleri konusunda öğrenim gördü.

        Hüsnü Mübarek, Mısır Hava Kuvvetleri'nde çeşitli görevler üstlendikten sonra 1966-69 arasında Hava Akademisi komutanlığını yürüttü ve 1972'de Cumhurbaşkanı Enver Sedat tarafından hava kuvvetleri komutanlığına getirildi.

        Ekim 1973'te İsrail'le yapılan Yom Kippur Savaşı'nın ilk günlerinde Mısır Hava Kuvvetleri'nin elde ettiği başarılarda önemli rol oynayan Mübarek, ertesi yıl mareşal oldu.

        Mübarek, Nisan 1975'te devlet başkanı yardımcılığına atanmasının ardından Fas, Cezayir ve Moritanya arasında Batı Sahra'nın (İspanyol Sahrası) geleceğiyle ilgili anlaşmazlıkta arabuluculuk yaptı.

        6 Ekim 1981'de Enver Sedat'ın bir suikast sonucunda öldürülmesi üzerine Devlet Başkanı olan Hüsnü Mübarek, Arap ülkeleriyle ilişkileri geliştirmeye çalıştı ve 1982'de Lübnan'ı işgal eden İsrail'le yakınlaşma politikasından uzaklaştı.

        Mübarek, Enver Sedat'ın öldürülmesinde sonra 6 kez suikast girişimine maruz kaldı ve sonuncusu 1995'te Afrika zirvesine katılmak üzere Etiyopya'nın başkenti Addis Ababa'ya vardığı sırada düzenlendi.

        Hüsnü Mübarek, 1987'de 6 yıllık ikinci bir dönem için, oyların yüzde 97'sini alarak devlet başkanlığına yeniden seçildi ve 1989'da Enver Sedat döneminde İsrail'le yaptığı barış antlaşması yüzünden Arap Birliği'nden çıkarılan ülkesi tekrar örgüte kabul edildi, merkezi de Kahire'ye taşındı.

        1990-91'deki Körfez krizi ve onu izleyen Körfez Savaşı sırasında Arap ülkeleri, İsrail ve Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) arasında aracılık görevini üstlenen Mübarek, Suudi Arabistan'ın, uluslararası kuvvetlerin desteğine başvuru kararının desteklenmesinde öteki Arap ülkelerine öncülük etti.

        Enver Sedat'a yapılan suikastın ardından cumhurbaşkanlığı görevinin yanısıra Ulusal Demokratik Parti'nin liderliğine de seçilen Mübarek, 1987, 1993, 1999 ve 2005 yıllarında yapılan ve muhalefetin katılımının kısıtlandığı seçimlerde arka arkaya dört kez göreve seçildi.

        Oğlu Cemal Mübarek'i yerine geçirmeye hazırlanan Hüsnü Mübarek, 1981'de ilan edilen sıkıyönetim ile elde ettiği olağanüstü yetkileri muhalif sesleri bastırmak için kullandı.

        1950'den beri Kahire'deki Amerikan Üniversitesi mezunu, yarı İngiliz Suzanne Sabet ile evli olan Hüsnü Mübarek'in Alaa ve Cemal isimli iki oğlu bulunuyor.

        Sigara ya da içki içmeyen Mübarek, güne sabah saat 6'da spor salonunda başlamasıyla ve sağlıklı bir yaşam sürmeye özen göstermesiyle biliniyor.

        LİBYA

        Tunus veMısır'da yönetimleri deviren halk hareketleri, komşu ülke Libya'ya da sıçradı. Darbeyle 1969 yılında iktidara gelen Kaddafi karşıtı gösteriler ilk olarak Bingazi'de hükümetin istifası talebiyle 16 Şubatta başladı. Gösteriler, başkent Trablus ile diğer kentlere de yayıldı, yüzlerce kişi olaylarda hayatını kaybetti. Trablus yakınlarındaki bir şantiyede çalışan Trabzonlu Yunus Emre Çelik, etrafı kolaçan etmek için çıktığı vincin üzerinde vurularak hayatını kaybetti.

        Türkiye, Cumhuriyet tarihinin en büyük tahliye operasyonunu başlatarak, Libya'da olayların ortasında kalan Türk vatandaşlarını feribot ve uçaklarla yurda getiriyor. Bingazi Limanından ''Orhan Gazi-1''ve "Osman Gazi-1" feribotlarıyla 59'u yabancı, 3 bin 28 Türk vatandaşını yurda getirildi. Feribotlara fırkateynler de eşlik etti.

        Image

        İSTİFA ETMEDİ

        Libya lideri Muammer Kaddafi, görevinden istifa etmeyeceğini, ülkesinden ayrılmayacağını açıkladı.

        Libya'da bir şehit olarak öleceğini belirten Kaddafi, ''Ben devrimin lideriyim, istifa edecek bir devlet başkanı değilim'' dedi.

        1980'li yıllarda ABD saldırısında bombalanan ve ''meydana okuma anıtı'' olarak korunup onarılmayan binanın girişinde oluşturulan kürsüde konuşan Kaddafi, yönetime karşı gösterilerin dünyada Libya'nın imajını bozduğunu belirtti ve olaylardan ''diğer Arap ülkelerindeki olayları kopyalayan gençleri'' sorumlu tuttu.

        ''Libyalılara şan ve şeref getiren bir bedevi savaşçısı olduğunu'' ifade eden Kaddafi, ''Biz Libyalılar geçmişte ABD ve İngiltere'ye direndik, teslim olmayacağız'' dedi.

        Henüz güç kullanmadığını, gerekirse kullanacağını vurgulayan Kaddafi, protestocuları ''Libya halkını temsil etmeyen çete üyeleri, sıçanlar ve paralı askerler'' olarak tanımladı.

        AA

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ