Paris İklim Değişikliği Anlaşması’nı imzalayan çok ama inanan yok
ABD Başkanı Trump'ın Paris İklim Değişikliği Anlaşması'ndan çıkma kararı AB'de eleştirildi. Oysa çevre konusunda en az ABD kadar sabıkalı olan AB'li ülkeler, son 30 yılda çevreyi kirleten sanayi kollarını Çin'e transfer ederek karbon sorunlarını gizlemeyi tercih etti
ABD Başkanı Donald Trump seçim kampanyasında belirttiği gibi ülkesini Paris İklim Değişikliği Anlaşması’ndan (COP21) çıkarma kararını perşembe günü Beyaz Saray’da düzenlenen bir toplantıyla duyurdu. Gazete Habertürk'ten Mahmut Sancak'ın haberine göre Trump, 4 Kasım 2016’da yürürlüğe giren ve dünya çapında 193 ülke tarafından imzalanan anlaşmadan ABD ekonomisi açısından engelleyici olduğu için çıkıldığını söyledi. ABD Başkanı anlaşmanın tekrar pazarlığa açılması halinde ülkesinin de tekrar müzakerelere başlayabileceğini belirtti. Trump açıklamasında bu kararıyla geleneksel demir çelik ve kömür sektörüne ağırlık vererek istihdamı ateşleyip ekonomiyi daha da canlandırmayı planladığını sözlerine ekledi.
Diğer yandan dünyanın pek çok ülkesinden Trump’ın kararına yönelik tepkiler geldi. Özellikle AB’li siyasiler ABD Başkanı Trump’ı sorumsuzlukla suçladı. Ancak çevreyle ilgili konulara bakıldığında Avrupalı ülkelerin ABD’den çok da sorumlu davranmadığı gösteriliyor. Zira son 30 yılda Avrupalı ülkelerin karbon emisyonu değerleri hızla düşerken Çin’in emisyon verileri yükseldi ve yükselmeye devam ediyor. Bunun nasıl olduğuna bakıldığında ise AB’li küresel devlerin çevreyi kirleten sanayi tesislerini Çin’e taşıdıklarını görüyoruz. Diğer bir ifadeyle şu sıralar Trump’a ateş püsküren AB’li ülkelerin kendi karbon emisyonu sorunlarını Çin’e transfer ederek çözdüklerini görülüyor. Avrupa kanadından konuyla ilgili umursamazlığın en önemli kanıtı ise piyasalardan geldi. Trump’ın anlaşmadan çıkış kararı sonrası Alman borsası yeni bir rekor kırarak 12 bin 800 puanın üzerine çıktı. Özellikle Alman otomotiv üreticilerinin hisse değerleri yüzde 2’nin üzerinde artış gösterdi. Dünyada her yıl 90 milyon otomobil satılıyor. Bunların en az yarısı Avrupalı otomotiv üreticilerinden geliyor. Diğer yandan geçen sene patlak veren Volkswagen’in dizel skandalına rağmen hukuki olarak hâlâ harekete geçilmemesi de AB’nin çevre politikaları ve icraatının ne kadar farklı olduğunu gösterdi.
"PARİS ANLAŞMASI ABD EGEMENLİĞİ İÇİN BÜYÜK ENGELDİ"
ABD Başkanı Trump’ın Paris Anlaşması’ndan çıkışını eleştirenlerin yanı sıra destekleyenler de oldu. Kentucky Kömür Birliği (KCA) ise Trump’ın Paris İklim Anlaşması’ndan ABD’yi çekme kararını destekledi. KCA Başkanı Tyler White, yaptığı açıklamada, Trump’ın selefi Barack Obama ve hükümetinin ABD Kongresi’nin onayını almadan Paris İklim Anlaşması’nı müzakere ettiğine dikkati çekti. White, Paris Anlaşması’nın Amerikan halkını ve ülkenin rekabet gücünü riske attığını savundu.
Obama döneminde 8 yıl hükümet politikaları nedeniyle kömür endüstrisinin olumsuz etkilendiğini öne süren White, “Paris Anlaşması ABD’de enerji egemenliğine karşı bir engeldi.” değerlendirmesinde bulundu.
ABD'Lİ CEO'LAR TRUMP'I ELEŞTİRMEK İÇİN REKABETE GİRDİ
ABD Başkanı’nın teknoloji alanındaki danışmanlarından olan Tesla şirketinin CEO’su Elon Musk danışmanlık görevini bıraktığını belirterek Twitter hesabından “İklim değişikliği gerçek. Paris Anlaşması’ndan çekilmek Amerika veya dünya için iyi değil” ifadelerini kullandı. Trump’ın danışmanlık kadrosundan ayrılan bir diğer isim olan The Walt Disney Company’nin CEO’su Robert Iger de Twitter hesabından, “Paris Anlaşması’ndan çekilme nedeniyle prensip olarak Başkan’ın konseyinden istifa ettim” mesajını paylaştı.
ABD’nin en büyük yatırım bankalarından Goldman Sachs’in 2006’dan bu yana CEO’su olan Lloyd Blankfein, Haziran 2011’den itibaren ilk kez Twitter’dan paylaşımda bulundu. Paris İklim Anlaşması’ndan çekilme kararının ABD’nin aleyhine olduğunu vurgulayan Blankfein, “Bugünkü karar, çevre ve ABD’nin dünyadaki lider pozisyonu için bir gerilemedir” açıklamasını yaptı. ABD’li teknoloji devi Google’un CEO’su Sundar Pichai de Twitter’daki açıklamasında, kararın kendisini hayal kırıklığına uğrattığını ifade ederek, “Google, daha temiz ve refah bir gelecek için sıkı çalışmaya devam edecektir” yorumunu aktardı.
ABD’nin en büyük enerji şirketlerinden General Electric’in CEO’su Jeff Immelt, Twitter’daki paylaşımında söz konusu kararın kendisi için hayal kırıklığı olduğuna işaret ederek, “İklim değişikliği gerçek. Şimdi, endüstri liderlik yapmalı ve hükümete bel bağlamamalı” ifadelerine yer verdi.
