Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi Para "Kulağımız her zaman otoritededir" - Para Haberleri

        Aydın, ''Biz genelde ekonomi yönetimi, alt kıvrımlarla Merkez Bankası ve BDDK'nın proaktif politikalarını önemsiyoruz, doğru buluyoruz. Kulaklarımız onlarda, onların her açıklamasını ciddiye alıp, onun gereklerini kendi bankalarımızda uyguluyoruz'' dedi

        Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Aydın, Marmara Üniversitesi Bankacılık ve Sigortacılık Yüksekokulu ile Bankacılık ve Sigortacılık Enstitüsü tarafından düzenlenen ''Yükselen Ekonomilerde Finansman: Fırsatlar, Sorunlar, Çözümler'' başlıklı uluslararası finans sempozyumunda Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin'in önceki gün bankalara yönelik uyarılarına ilişkin sorular üzerine şunları kaydetti: ''Biz genelde ekonomi yönetimi, alt kıvrımlarla Merkez Bankası ve BDDK'nın proaktif politikalarını önemsiyoruz, doğru buluyoruz. Kulaklarımız onlarda, onların her açıklamasını ciddiye alıp onun gereklerini kendi bankalarımızda uyguluyoruz. Yani ekonomi yönetiminin genel aldığı bütün kararları olumlu buluyoruz. Gerek Merkez Bankası'nın, gerekse BDDK'nın aldığı bütün kararları can kulağıyla dinleyip gereklerini yapıyoruz. Bu da Türk mali sektörünün gücünü, duruşunu gösteriyor. Krizi son derece olumlu yönettik. Duruşumuz sağlam, iyi durumdayız, böyle devam edeceğiz.''

        BANKACILIK FARK YARATTI

        Dünya ekonomisinde 2001 başından 2007 yılına kadar geçen dönemde hızlı bir büyüme döneminin yaşandığını anımsatan Aydın, 2007 yılından itibaren ise dünyada geçmişte benzeri olmayan bir sıkıntılı döneme girildiğini, geçmişten farklı olarak bu kez sorunların dünya ekonomisinin motoru durumundaki gelişmiş ülkelerde yaşanmaya başladığını ifade etti.

        Küresel krizin ilk yansımalarının görüldüğü günden bugüne dört yıl geçmesine rağmen, krizin yarattığı sorunların aşılmasını sağlayacak ve piyasalara güven verecek yol haritasının henüz oluşturulamadığının altını çizen Aydın, dünyada krizin ilk aşamasında ertelenen bazı sorunların büyüyerek yeniden gündeme geldiğini söyledi.

        Hüseyin Aydın, Türkiye ekonomisinin ise küresel krizde genel olarak başarılı sınav verdiğini ve kriz sonrasında ülke ekonomisindeki toparlanmanın hızlı olduğunu vurgulayarak, ''Bazı gelişmiş ülkeler için sorunların temeli haline gelen bankacılık sektörü, ülkemizde krizde ekonomik faaliyeti finanse eden, özkaynak yeterliliği yüksek düzeyde olan, aktif kalitesini iyileştiren, risk algısını düşük düzeyde tutabilen ve küresel düzeyde fark yaratan bir sektör olmuştur'' dedi.

        13 MİLYAR LİRALIK BANKA BONOSU VAR

        Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkan Yardımcısı İbrahim Peker de ''Türk yatırımcısının sermaye piyasalarına ilgisi hala çok az. Yapılan yerli yatırımların ancak yüzde 8'i hisse senetlerine yönleniyor. Yatırım fonları vesaireleri dahil ettiğimiz zaman oran en fazla yüzde 12-13'e çıkıyor. Halbuki bu, sağlıklı büyüme sağlamış, ciddi reel sektör altyapısı olan ülkelerde yüzde 40-50'ler civarında... Bunu sağlayabilmek için de birkaç yıldır SPK, İMKB ciddi oranda reel sektör şirketlerinin ayağına gidip, onları halka arza ikna etmeye çalışıyor. Son 2 yıldır da her sene 20'nin üzerinde halka arzla karşılaşıyoruz'' şeklinde konuştu. Özel sektörün, ağırlıklı olarak da bankaların bono ihracını anlatan Peker, şu an itibariyle piyasada 13 milyar lira civarında vadesi henüz bitmemiş banka bonosu bulunduğunu söyledi.

        Finansman artık risk yönetimi oldu

        Marmara Üniversitesi Bankacılık ve Sigortacılık Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Erişah Arıcan Kriz sözcüğü, neresinden bakılırsa bakılsın sevimli bir duru ifade etmemektedir. Ancak krizin bir yönü de fırsattır. Dolayısıyla hem kriz hem de yükselen ekonomilerin varlığı, dünya finansal sistemine ve yatırımcılara yeni, farklı ve bol kazançlı bir gelecek fırsatı sunmaktadır. Buradaki temel sorun, mevcut risklerin yönetimidir. Finansman günümüz finans dünyasında bir "risk yönetim süreci" halini almıştır" dedi.

        Türkiye'nin yükselen ekonomilerin kuşkusuz en parlak yıldızlarından biri olduğunu kaydeden Arıcan, şunları kaydetti: "Türkiye'nin uluslararası finans merkezi olması için; uluslararası standartlarda işleyen bir hukuk altyapısının oluşturulmasına, finansal ürün ve hizmet çeşitliliğinin artırılmasına, vergi sisteminin basitleştirilmesine ve etkinleştirilmesine, düzenleyici ve denetleyici çerçevenin geliştirilmesine, fiziksel ve teknolojik altyapının güçlendirilmesine, nitelikli insan kaynağı ihtiyacını karşılayacak bir eğitim altyapısının sağlanmasına ihtiyaç bulunmaktadır."

        BES'TE HEDEF 4 MİLYON KİŞİ

        Sigortacılık ve Bireysel Emeklilik Sistemi'nin büyüme potansiyelini harekete geçirmek için sektör olarak yoğun emek harcadıklarını belirten Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü Mete Uğurlu, "Bu konuda 61'inci Hükümet Programı, Orta Vadeli Program ve Hazine Müsteşarlığı Stratejik Planı sektör hedeflerini destekler nitelikte. Ekonomimizin sağlıklı büyümesinde ihtiyaç duyduğu uzun vadeli fonların oluşumu önemli" dedi. Sosyal güvenlik sisteminin tamamlayıcısı da olan Bireysel Emeklilik Sisteminin yaygınlaştırılması ve geliştirilmesinin önemine dikkat çeken Uğurlu, 2011 yılı ilk yarısı itibariyle sigorta ve emeklilik şirketlerinin aktif büyüklüğünün 54,4 milyar TL'ye ulaştığını açıkladı. Anadolu Hayat Emeklilik'in sektör lideri olduğu Bireysel Emeklilik Sistemi'nde katılımcı sayısının 2,6 milyon kişiye ve toplam fon büyüklüğünün ise 15 milyar TL'ye yükseldiğini ifade eden Mete Uğurlu, "Sektörde hedef katılımcı sayısının 2015 yılında 4 milyon kişiye ve toplam fon büyüklüğünün de 48 milyar TL'ye çıkarılması'"diye konuştu.

        Uluslararası Finans Sempozyumu'nun açılış konuşmalarını Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Zafer Gül, Marmara Üniversitesi Bankacılık ve Sigortacılık Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Erişah Arıcan ve Marmara Üniversitesi Bankacılık ve Sigortacılık Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Cemal İbiş yaptı.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ