Macaristan - Türkiye maçının yazar yorumları

Şimdi bir önerim var: Skor tabelasını çöpe atın... TRT Spor’dan gece gündüz yayınlanacak oyunu izleyin. Ciddiyet, gayret, özveri ve dayanışma göreceksiniz. Bu oyun Euro 2024’te iş yapar... Ha gayret çocuklar.

UĞUR MELEKE: Golü kim atacak sorusunun yanıtını aradım maçı izlerken sık sık. Dün üçüncü bölgedeki kısırlığımızı seyredince Semih’in Ümit milli takıma gönderilmesi daha da anlamsızlaştı, umarım hatasından döner İtalyan Hoca.

Montella’nın hayalinde 2014 Dünya Kupası üçüncüsü Hollanda’nın stratejisinin olduğunu hissediyorum. Van Gaal’in direkt oyunuyla İspanya ve Brezilya’ya fark atmışlardı. Dün başlayan değil ama bitiren 11’imizle, sağ bekte Barış’la, on numarada Arda ile daha mümkün o hayal.

GÜRCAN BİLGİÇ: Bu gidişat önemli veriyi de getirdi; maçın kahramanı Macarlar'ın kalecisi Gulacsi oldu. Hakan'ın müthiş şutunu çıkarması, karşı karşıya Kenan'a geçit vermemesi notlar arasında. Arda'nın girmesiyle birlikte hücum kalitesinin yükselmesi, 3. bölge organizasyonunun akıl kazanması maçın resimlerinden. Ama Enes santrforumuz olur mu, endişeliyim...

Avusturya karşısında, kulübede bekleyen isimleri de görürüz 11'de. Kerem, İrfan Can, Arda gibi "şapkadan tavşan çıkaranlar", bu kez daha fazla süre alır. Sonuç; birbirine inanan, korkmayan ve bunu yapmak için aklı ve kalitesi olan bir takımız. Yenilmiyoruz, öğreniyoruz…

ÖMER ÜRÜNDÜL: Takımımızda mücadele etmeyen oyuncu yoktu. Ama kimse performans olarak vasatı aşamadı. Bana göre Samet Akaydın beklentilerin çok üstünde bir performans gösterdi. Benim, Milli Takımımız için senelerdir yeri geldikçe vurguladığım önemli bir konu var.

Bizim oturmuş bir futbol ekolümüz yok. Bu rahatsızlığı en aza indirecek formül de kadro istikrarıdır. Biz ise yine senelerdir bu konuda tam tersini yapıyoruz. Buna dün Montella da eklendi… Bu kadar değişik 11'lerle kolektif yapı oluşturmak mümkün değil. O yüzden de hiçbir maçımızın garantisi olmadığını bilmemiz gerekiyor.

MEHMET AYAN: Birbirlerini tartan iki takımın oynadığı bir ilk yarı oldu. Hem biz hem rakibimiz, geriden oyun kurma anlayışından taviz vermedi. Bizim onlardan farkımız kale ağzından topu ortaya oynadıktan sonra İsmail-Orkun-Hakan üçlüsü ve zaman-zaman beklerimizle orta sahayı çabuk/dikine geçmek oldu. İsmail bu alanda olgunlaşıyor; Hakan da 6’laşıyor. İki kenarımız Kenan ve Yunus’a gelen toplar çok kötü kullanıldı diyemeyiz! Merkez santraforumuz Enes Ünal ise herkesin bildiği gibiydi. Yani kayıp! 32.dakikada Mert’in kurtarışı Macaristan’ın en büyük tehlikesiydi. Arka direğe atılan duran topta deneyimli eldiven büyük refleks gösterdi. Onun dışında onlar da planlarını oynamaya çalıştılar. Zevksiz bir ilk yarı izledik.

İkinci yarı kazandıkları penaltı ile başladı. 1-0 geriye düştükten sonra reaksiyon verebildik mi? Pek emin değilim! Gözler sanki kulübedeydi… Arda ile Yusuf 61’de girince hücum kalitemizde nispeten artış oldu. 71’de Kenan kaleciyi geçemedi. O sıra biraz baskı koysak da sonuç elde edemedik. Hücum kalitemizde artış olmalı. Pozisyon bulmakta zorlandık. Sonrası ise parçalı çok bulutlu. Macarlara da oyunu ve pozisyonları verdiğimizi söyleyemem.

MEHMET ÖZDİLEK: İkinci yarı topa daha çok sahip olduk. 60. dakikadan sonra Montella'nın belkide hayal ettiği 4-6-0'a döndük. İdeal santrforsuz oyuna döndü oyun. İkinci yarı daha çok pozisyona giren, daha çok rakip ceza sahasında giren milli takım oluştu.

OGÜN TEMİZKANOĞLU: Bu milli takım bende hayal ettirmeye devam ediyor. Skordan bağımsız olarak özellikle 60. dakikadan sonra kendi kimliğini bulmaya başladı. İki değişiklikten sonra milli takım tamamen kendi istediklerine rakibine karşı koyan bir taraf oldu. Çok etkili hücumlar izledik.