Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hasan Basri Yalçın'dan Habertürk'e açıklamalar

        Habertürk'ten Fevzi Çakır'ın sorularını yanıtlayan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hasan Basri Yalçın'dan açıklamalar.

        AK Parti'nin yerel seçim kampanyasıyla ilgili bilgi veren AK Parti Genel Başkan Yardıcısı Yalçın, emeklilerle ilgili olarak şunları söyledi:

        2024 yılını Cumhurbaşkanımız Emekliler Yılı ilan etti. Şu anki ekonomik şartlar içinde yapılabilecek zamlar yapılmaya çalışıldı. Bunun yeterli olmadığını biz de parti olarak biliyoruz. Sahada en fazla karşılaştığımız ekonomik şikayetlerden biri olarak karşımıza geliyor. Biz de her seferinde şunu anlatıyoruz. Dünyanın pandemiden sonra yaşadığı sıkıntılar var. Emeklilerin maaşlarının düşük olduğu hem Cumhurbaşkanımız hem kabinemiz hem de Cumhur İttifakımız tarafından bilinen bir gerçek. Şu an Meclis tatilde. Herhangi kanun değişikliğiyle bir çözüm bulmak mümkün değil. Ama önümüzdeki dönemde Cumhurbaşkanımızın promosyonun ötesinde tabii ki açıklayacağı şeyler var. 2024 yılı seçime giderken yapılacaklar var, seçimden sonra emeklilere yönelik müjdeli haberler vereceğimizi şahsen biliyorum. Hükümetimize güveniyorum ve vatandaşlarımıza bunu anlatmaya çalışıyorum. Emeklilerimizin güven içinde olmasını söyleyebilirim. Bu anlamda emekli yurttaşlarımıza AK Parti'ye ve Tayyip Erdoğan'a güvenmelerini tavsiye edebilirim.

        Yalçın'ın açıklamalarından öne çıkan satır başlıkları şöyle:

        "SÜREÇ BİZİM AÇIMIZDAN İYİ GİDİYOR"

        Kampanyanın özellikle sahada olan kısmı bizim için gerçekten iyi gittiğini söyleyebilirim. Henüz 1 yıl geçmemiş, ülkede genel bir seçim yorgunluğu olduğunu düşünürsünüz. O yorgunluk siyasetçisinden topluma kadar hissediliyor. Sahaya çıktığınızda gerçekten yoğun bir heyecanla karşı karşıya kalıyorsunuz. Vatandaşın beklentileri, şikayetleri, temennileri var. Bunları dinleme şansına sahip oluyorsunuz. AK Parti'nin seçim hazırlıkları oldukça heyecanlı ve dinamik geçiyor diyebilirim. AK Parti seçim kazanmasıyla bilinen bir parti. Birçok hazırlık vardı. Aday belirlemeden kampanyaya, seçim gününe kadar. Adaylarımız açıklandı. Kampanyaya geçiş yapıldı. Kampanya SKM (seçim koordinasyon merkezi) öncülüğünde gidiyor. Çok iyi bir kampanya süreci geçirdiğimizi, planladığımız üzere gittiğini söyleyebilirim.

        REKLAM

        "HER İLİN KENDİ GÜNDEMİ VAR"

        Seçime giderken ilk başta yerel seçim tadında geçmesi kanaatiyle yola çıktık. Bazı büyükşehirlerde muhalif bazı belediye başkanlarının, CHP'li belediye başkanlarının meseleyi siyasallaştırmak, polemik ve demagojiler üzerinden yürüteceklerini, aslında icraat bakımından çok da hazırlıklı olmadıklarını biliyorduk. Biz yerel seçimlerde bu tür polemiğe dayalı fazlasıyla kutuplaşmış seçim sürecinin ne vatandaşlara ne partilere ne de ülkemize hizmet etmediğini, kimin icraat ve projeleriyle şehirleri güzelleştirecek planları varsa onları atması gerektiği düşüncesiyle yola çıktık. Biz çoğunlukla İstanbul ve Ankara'da yaşayan insanlar olarak çokça konuşuyoruz ama bütün şehirlerimizin kendi mantığı içerisinde yürüyen bir seçim kampanyası var. Çankırı'ya gitseniz kentsel dönüşüm gündemi, Mardin, Diyarbakır, Antalya'ya gittiğinizde başka gündem ortaya çıkar. Özellikle şehirlerin kendi beklentilerini ön plana çıkartan seçim süreci yürettik.

        İZMİR'DE SÜRPRİZ OLUR MU?

        Biraz merkezi olmaktan uzaklaştırarak şehirlerin temel meselelerine odaklanan kampanya yürütmenin arkasındaki mantık da oydu. İzmir'de oyumuzu artıracak kampanya üzerinden gitmeye başladık. Tabii ki bunların temel prensipleri, ilkeleri var. Her şehrin kendine has sorunları var. Türkiye'nin geneline baktığımızda ekonomik kaygıların öne çıktığını, siyasi tutumların fazlasıyla seçmen davranışını etkilediğini söyleyebilirsiniz. Bize şüpheyle, hassasiyetle yaklaşan varsa onları anlamaya çalışıyoruz. Ekonomik sıkıntılar nedeniyle problemler dile getiriliyorsa onlara dair taahhütlerimizi ortaya koymaya çalışıyoruz. Bunlar üzerinden iyi bir denge tutturarak, iyi bir kampanya yürüttüğümüzü söyleyebilirim.

        "EMEKLİLERİMİZE MÜJDELER OLACAK"

        2024 yılını Cumhurbaşkanımız Emekliler Yılı ilan etti. Şu anki ekonomik şartlar içinde yapılabilecek zamlar yapılmaya çalışıldı. Bunun yeterli olmadığını biz de parti olarak biliyoruz. Sahada en fazla karşılaştığımız ekonomik şikayetlerden biri olarak karşımıza geliyor. Biz de her seferinde şunu anlatıyoruz. Dünyanın pandemiden sonra yaşadığı sıkıntılar var. Emeklilerin maaşlarının düşük olduğu hem Cumhurbaşkanımız hem kabinemiz hem de Cumhur İttifakımız tarafından bilinen bir gerçek. Şu an Meclis tatilde. Herhangi kanun değişikliğiyle bir çözüm bulmak mümkün değil. Ama önümüzdeki dönemde Cumhurbaşkanımızın promosyonun ötesinde tabii ki açıklayacağı şeyler var. 2024 yılı seçime giderken yapılacaklar var, seçimden sonra emeklilere yönelik müjdeli haberler vereceğimizi şahsen biliyorum. Hükümetimize güveniyorum ve vatandaşlarımıza bunu anlatmaya çalışıyorum. Emeklilerimizin güven içinde olmasını söyleyebilirim. Bu anlamda emekli yurttaşlarımıza AK Parti'ye ve Tayyip Erdoğan'a güvenmelerini tavsiye edebilirim.

        "SEÇİM BAŞARISI BÜYÜKŞEHİRLERİ KAZANMAKTAN İBARET DEĞİL"

        Başarı diyebileceğimiz şey alabiliyorsak hepsini almaktır. Ama tabii ki demokrasilerde böyle bir şey olmuyor. Benim beklentim mümkün olduğunca çok il, ilçe, belde fark etmez, AK Parti'nin özellikle Cumhurbaşkanımızın final seçimi olarak tarif ettiği seçimde AK Parti'nin başarılı performans sergilemesi, bundan sonraki başarılarının altına düşmemesi benim için başarıdır. Çıtayı elbette ki yükseğe koyuyoruz. Ama ben yerel seçim başarısını büyük şehirler üzerindeki başarılar olarak tarif etmiyorum. Ankara, İstanbul, İzmir, Antalya gibi şehirlerin alınması tek başına başarı kriteriymiş gibi değerlendiriliyor. Ben o kanaatte değilim. 10 bin oyla İstanbul'u kaybedebilirsiniz ama Türkiye genelinde yüzde 52 alırsanız başarılı sayılırsınız. Mesela muhalefet 2019 seçimlerini oldukça yanlış değerlendirdi. İstanbul, Ankara'yı aldıklarında 2023 seçimlerini kazanabileceklerini iddia ettiler. Ben yaklaşık 5 yıl boyunca yanlış bir değerlendirme olduğunu anlatmaya çalıştım. Aşağı yukarı aynı kanaatteyim.

        "ESKİŞEHİR'DE YAPILAN MAKYAJ BELEDİYECİLİĞİ"

        Hiçbir siyasi pozisyonum olmasa da Eskişehir'de doğmuş büyümüş olarak, açıkça söyleyebilirim ki özellikle son 10-15 yıl içerisinde makyaj belediyeciliği olarak geçti. Bunlar oldukça başarılı imaj çalışmalarıyla çok başarılı belediye varmış gibi uzun yıllar anlatıldı. Gerçekten böyle bir başarı yok. İmaj belediyeciliği yürütüldü. CHP adaylarının çok güçlü olmadığı buna karşı AK Parti ve Cumhur İttifakı adaylarının güçlü adaylar olduğunu düşünüyorum. İnşallah bu avantaj vatandaşın karşılığınnda bir teveccüh bulur, Eskişehir gerçek belediyecilikle tanışır diye temenni ediyorum.

        REKLAM

        "CHP HATAY'DA 'FİKRİNİZ ÖNEMLİ DEĞİL' DEDİ"

        Seçimi oldukça siyasallaştırarak, kamplaştırarak yerel hizmetleri gözardı eden kampanyanın kimseye faydası yok. Şehirlere hizmet götürmek istiyoruz dedim. Hatay bunun en kötü örneklerinden bir tanesi. Antakya'da doğru veya yanlış bir kampanya hatası, gerçekten iyiydi, kötüydü bir kenara bırakın. Hatay'da Antakyalılar tarafından oldukça rahatsız olduğu bilinen bir belediye başkanını tekrar Antakyalıların beklentileri umursamadan aday gösterdi. Özgör Özel 'Eğer siz Lütfü Savaş'a destek vermezseniz burayı AK Parti kazanır' dedi. Biz deprem bölgesindeki büyükşehirlerimizde başarılı olup olmadığına bakmadan başkanlarımızı tekrar bu seçimde aday göstermedik. Bu o şehirdeki insanlara olan saygımızla, Türkiye olan saygımızla alakalı bir şeydir. Hatay Belediye Başkanı kendisine oy veren CHP seçmeni tarafından bile ciddi eleştirilere maruz kalmıştı. Hatay'da Hataylılara CHP 'sizin beklentileriniz hiç umurumuzda değil, aynı adayı göstermeye devam ediyoruz' dedi. Vatandaşın gözünün içine baka baka vatandaşın rahatsız olduğu adayı çıkarıp 'mecbursunuz, tıpış tıpış oy vereceksiniz' ibaresini açık açık kullandılar.

        "İMAMOĞLU SÜREKLİ POLEMİK YAPIYOR"

        Büyükşehirdeki isimler bu şehirlerde hala neden kazanabilecekleri kanaatine sahipler? Nasıl olsa CHP seçmenine bir öcü olarak AK Parti'yi gösteriyoruz. Onlar bizim adaylarımıza oy vermek mecburiyetinde kalacaklardır anlayışı. CHP'de aday değişiminin gerekçesini bile doğru düzgün vatandaşa anlatmadılar. İstanbul'da 'ne yaptınız' diyoruz, 'lokanta, kreş açtık' diyorlar. Koskoca 5 yıl sonunda insanlara söylenebilecek icraat bundan ibaret olabilir m? Ortada bir şey yok. Doğru düzgün icraat yok. Topu topu 8 km. metro yapmışlar. Onlar da AK Parti'nin projelerinin başlattığı projelere 1-2 km. eklemelerinden ibaret. Bir ilçe belediyesinin yapacağı faaliyet kadar faaliyet yapıp, başarı hikayesi yazmak istiyorlar. Ekrem İmamoğlu icraatlarından bahsetmek yerine kendisi için demagojik, polemik üretmeye çalışıyor. Vatandaşımıza 'İstanbul'un, Ankara'nın, İzmir'in temel meseleleri var' diyoruz.

        "MURAT KURUM BU İŞİN TAM UZMANI"

        İstanbul'da Allah muhafaza bir deprem halinde sadece İstanbul değil Türkiye'deki insanlarımızın hayatının etkilenebileceğini düşünebiliyor muyuz? İBB 5 yıl içinde sadece 3 bin konut dönüştürmüş. Bu komik, trajik, üzücü değil mi? Murat Kurum'un İBB'ye aday olarak gösterilmesinin temel sebebi ne olabilir? Tam da bu. İstanbul'un 1 numaralı meselesi kentsel dönüşüm ise. Bu konuda en uzman adayı aday olarak koyduk. Biz İstanbul'un temel sorunu ne ise onunla geliyoruz. İstanbul'un meseleleriyle ilgili Murat Kurum tonlarca proje üretti. Karşı taraf algı yönetimiyle meselenin üzerini örtüp, siyasallaştırarak, kamplaştırmak peşinde.

        "İMAMOĞLU ÇAMURA YATIYOR"

        Ortada doğru düzgün icraat yok. Meseleyi olmayacak şekilde polemiklere garketmeye çalışırsınız. Mesela İstanbul'da trafik sorununu yüzde 35'i indirdim, dersiniz. Bu bir icraattır. Dolayısıyla trafikten bahsetmemesi lazım. Otobüs, metrobüs, metro ile ilgili söyleyebileceği bir şey yok. İstanbul'da otobüslerin, metrobüslerinin cayır cayır yandığını, bakımlarının yapılmadığını hepimiz biliyoruz. Metroya yaptım, diye bir şeyler söylemeye gayret etti. Halbuki Ulaştırma Bakanlığı'nın yaptığı metrolar ortaya çıktı. AK Parti döneminde başlanılanlara 8 km. eklemiş. Kendisi baştan sona metro planlamamış. Kentsel dönüşümde 100 bin konut dönüştüreceğim demiş. Gerçi şimdi hatırlamıyor. 5 bin tane konut bile dönüştürmemiş. Bunların hiçbirinden bahsedemezsiniz. O yüzden bir iki bir şey söylüyor. Kent lokantası, kreş açmış, bunu icraat diye anlatmaya çalışıyor. Söyleyecek bir şeyi yoksa bu meselede çamura yatması gerekiyor. Ben cumhurbaşkanıyla yarışıyorum diyor. Metrolar halkımızındır diyor. Ama metroları kusura bakmayın siz yapmadınız. Ulaştırma Bakanlığı yaptı. Pandemi döneminde Çam Sakura Hastanesi yapıldı. Buraya ne karayolu ne raylı sistemi yaptı. Havaalanına bir hizmet götürülmedi. Bütün bunları Ulaştırma Bakanlığı yapmak zorunda kaldı. Siyasallaştırdığında CHP'ye oy verme alışkanlığına sahip olan, AK Parti'ye, Cumhur İttifakı'na küskün olan herhangi sebepten dolayı, meseleyi siyasallaştırmaya gayret ediyor. İmamoğlu 'siz bana razı olun, aksi takdirde Tayyip Erdoğan'ın adayı gelir' demek istiyor. Böyle bir seçim kampanyası olabilir mi?

        "İSTANBUL'DA KIRAN KIRANA BİR YARIŞ VAR"

        İstanbul'un bir sürü derdi olabilir. Çok temelde iki meselemiz var. Bir tanesi kentsel dönüşüm bir tanesi trafik meselesi. İstanbul'u en fazla tehdit eden, ürküten mesele kentsel dönüşüm meselesi. Şehirlerimizi dayanıklı konutlarla donatmadığımız müddetçe ne yaptığımız önemi yok. Allah muhafaza deprem İstanbul'un kapısını çaldığında korkunç bir manzara ile karşı karşıya kalabiliriz. Murat Kurum'un adaylığında en temel mesele, İstanbul'un bu sıkıntısına karşı bir adayla çıkmamız. Mesele Ağustos böceği gibi saz çalıp şarkı söylemek değil. İstanbul'da kıran kırana yarış olduğunu söyleyebilirim. Murat Kurum'un 1 puan önde olduğunu söylemiş olursam, seçim yasaklarına karşı bir şey yapmış olmam sanıyorum.

        PARA SAYMA GÖRÜNTÜLERİ

        Herhangi konuyla ilgili yargısız infaz yapmamak gerektiğini ilke olarak beyan oluyoruz. Kişisel olarak gördüğüm açıdan yorumluyorum. Yaptığım şey hukuk yorumu değildir. Şunu söyleyebilirim; bir siyasetçi olarak gördüğüm manzara oldukça karanlık manzara. Adım gibi biliyorum ki orada il başkanlığına bina satın alma hikayesi yok, bundan daha fazlası var. Elimde bunu daha fazla değerlendirebilecek delil yok. Paralar, para kuleleri yapılmış, bunlar bizim görebildiğimiz kadarıyla. 5 yıl içinde icraat yapılmazken maalesef paralar bir yerlerde kulelenmiş gibi geliyor bana.

        CHP İLE DEM PARTİ ARASINDA KENT UZLAŞISI

        Bunun adı ittifak olur, kent uzlaşısı olur, köy uzlaşısı olur. Benim için bu bir ortaklaşmadır. DEM Parti aday çıkartıyormuş gibi yaparak Ekrem İmamoğlu'na destek verecek. Buna karşılık Esenyurt'ta DEM Parti'nin istediği aday koyuldu. DEM Parti İstanbul'un 22 ilçesine aday koymadı, CHP oralarda kontenjan ayırdı. Bunun adı ortak hareket etmek değil de nedir? Beraberce Ekrem İmamoğlu ve DEM Parti seçime beraberce girmektedirler. DEM Parti'ye oy veren insanlar ne kadar kendi adaylarını destekleyecekler, ne kadar desteklemeleri söylenecek hep beraber göreceğiz. Burada danışıklı dövüş olduğu çok belli. Kürt oylarından bahsediyorsak, Kürtlerin en fazla oy verdiği AK Parti'dir. Biz bu anlamda Kürt, Türk vatandaşların, her türlü vatandaşımızın oyuna talibiz. Çok ciddi sert pazarlıklar yapıldığı belli CHP ile DEM arasında. İstanbul'daki hassas durumlara nispeten bunu gizlermiş gibi yaptılar. Aslında herşey çok açık. Türk, Kürt, Çerkez, Sünni, Alevi, Sünni değil biz İstanbul'a, Ankara'ya hizmet götürmek istiyoruz. İstanbul'da deprem Kürt, Türk ayıracak mı?

        "DEPREMİN KÜRDÜ, TÜRKÜ YOK"

        Siyasi oy kullanma alışkanlığınız olabilir, DEM Parti'nin, CHP'nin ideolojisini benimsemiş olailirsiniz. Ama bunlar sizin hayatınıza kalite katacak ne öneriyorlar? Türkiye'de genel seçim yapıldı. Meclis, hükümet belirlendi. Gelin yerel seçimlerde size doğru dürüst hizmet verecek, bunun için emek çaba sarf edecek insanlara odaklanın. Depremin Kürdü, Türkü yok.

        "YRP KENDİ ÇIKARLARINI ÖNCELEDİ"

        Yeniden Refah Partisi Cumhur İttifakı'nın içinde bir parti değildir. Daha önce Cumhur İttifakı ile hareket etmiştir. Yerel seçimlerde de tercih ederdik; ama onlar etmediler. Biz yerel seçimlere giderken aday belirleme işlemleri esnasında MHP ile şu kadarcık at pazarlığı içerisine girmedik. Temelde MHP ile yaptığımız müzakerelerde Cumhur İttifakı daha fazla nasıl başarı üretebilir? Maalesef Yeniden Refah Cumhur İttifak'a katkıdan çok kendi çıkarlarını önceleyici bir şekilde oldu. MHP çok ilkeli şekilde Cumhur İttifakı'nın daha fazla başarılı olması için destekleme kararı aldı. Yeniden Refah kendisinin kazanamayacağı il ve ilçelerde sanki pazarlık parçasıymış gibi seçim kaybettirme şansı üzerinden sert pazarlıklar yürüttü. Bu da Cumhur İttifakı'nın sinerjisine zarar vereceği için maalesef anlaşamadık. Cumhur İttifakı'nın parçasıymış gibi olmaları yakışık almadı. Seçmene oradan kendi faydanıza olabilecek adım atmaya çalışırsanız bu rahatsız edici bir durum. CHP DEM arasında ittifak yokmuş gibi olmasına rağmen ittifak var. Yeniden Refah ittifakta olmamasına rağmen ittifaktaymış gibi görünmesi AK Parti'ye zarar veriyor. Yeniden Refah'a veriecek her oyun İstanbul'da CHP DEM Partisi ittifakını iktidara getireceğini söylemek istiyorum.

        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ