Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam Çocuk Masallar Esra Şaşmaz ile Masal Zamanı: Uçan Balıklar

        Yakınlardaki bir köyde yaşlı bir kadın yaşıyormuş. Kocasından başka hiç kimsesi yokmuş. Bir gün her zamanki gibi kocası avlanmaya gitmiş ama yiyecek hiçbir şey yakalayamamış.

        Eli boş olarak eve dönmek üzereyken köpeğinin kaybolduğunu fark etmiş. Yaşlı adam geldiği yoldan geriye doğru yürüyerek köpeğini ararken Onu bir ağacın altında ıslak ve parlak bir şey yerken bulmuş.

        "Bu garip yiyeceği pek sevmişe benziyorsun" demiş. "Belki karımın da hoşuna gider."

        Köpeğinin denizdeki bir delikten düşmüş uçan bir balık yediğini bilmiyormuş. Adam eve biraz uçan balık getirerek karısı için pişirmiş. O da afiyetle yiyerek derin bir uykuya dalmış.

        Ertesi sabah uyanmayınca kocası uçan balık yüzünden hastalandığını düşünmüş. Endişelenmiş. Hemen komşularını çağırmış. Karıma garip bir yiyecek yedirdim. Şimdi bir daha hiç uyanmayacak diye korkuyorum demiş.

        REKLAM

        Komşular ölmek üzere olduğunu düşündüklerinden Kadının yatağının çevresinde toplanarak ağlamaya başlamışlar. Ancak kadın birden gözlerini açarak gülümsemiş.

        "Ah kocacığım hiç bu kadar güzel bir uyku uyumamıştım" demiş. "Bu harika yemekten biraz daha getir."

        Yeni yiyeceğin dedikodusu kısa sürede çevre köylere yayılmış. Herkes uçan balık yemek istiyormuş ama denizin dalgaları her gün delikten yalnızca birkaç uçan balığı sürüklüyormuş. Yani herkese yetecek kadar yokmuş. Bunun üzerine iki yerel kabilenin erkekleri dev ağacı kesmeye karar vermiş.

        Erkekler ağaç yere inene kadar kesmeye başlamışlar. Birden denizden gelen büyük bir dalga korkunç bir şekilde gürlemeye, çevreye köpüklü sular saçarak yüzgeçleri, kuyrukları ve kollarıyla canlanmış.

        Karanın alçak bölümünü kaplayarak okyanusa dönüşmüş. Bütün erkekler sele kapılarak sürüklenip gitmişler. Ve sonsuza kadar deniz yaratığı olarak yaşamak zorunda kalmışlar.

        REKLAM

        O gün pek çok balık denize sürüklenmiş. Ama uçan balık bataklıkta kalmış. Az sonra köy kadınları uçan balıkları kolaylıkla yakalayabildiklerini fark etmişler. Çok geçmeden sebze bahçelerinde çalışmayı bırakmışlar. Gün boyu sepetlerini uçan balıklarla doldurmaya başlamışlar.

        Erkekler sebze bahçelerinin otlarla kaplandığını görünce bu durumdan hiç hoşlanmamışlar. "Karılarımızın balık avlamaktan vazgeçip bahçelere bakmasını sağlamak için ne yapabiliriz" diye iç geçirmişler.

        Yaşlı bir adam balıkları uzağa, okyanusa yollayacağım demiş: "Ama onları yalnızca mevsiminde avlamaya ve kendi aranızda adilce paylaşmaya söz verirseniz."

        Erkekler yaşlı adamın koşullarına uyacaklarına söz vermişler. Arkasından bataklığa gitmişler. Orada yaşlı adam uçan balıklara seslenmiş.

        "Artık bu yeri terk etme ve denizin büyük mavi karnında yaşama vaktiniz geldi uçan balıklar."

        Sonra balıklara doğru bir avuç kırık mercan atmış. Ve uçan balıklar gümüşümsü bir parıltıyla parlak kanatlarını çırparak okyanusa doğru yola çıkmışlar. Böylece erkekler denizden balık avlamaya başlamışlar. Artık herkese yetecek kadar bol bol yemek varmış.

        REKLAM
        ÖNERİLEN VİDEO

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ