Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'tan kritik açıklamalar

        Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Habertürk TV canlı yayınında Fatih Altaylı'nın sunduğu Teke Tek programında soruları yanıtladı. Başbakan Kurtulmuş'un açıklamalarından satır başları şöyle:

        Bu sadece bir darbe girişimi değil. Bununla birlikte eş zamanlı olarak bir iç savaş çıkmasını öngören ve yabancı işgale Türkiye'yi hazırlama projesi. Bu gerçekten Türkiye Cumhuriyeti tarihimizin en zor virajıydı. Türkiye tam tabiriyle uçurumun kenarından döndü.

        "FETÖ'CÜ ÇETE 'KENARA ÇEKİLELİM' DİYECEK DEĞİL"

        Bu FETÖ'cü çete "vazgeçtik, kenara çekilelim" diyecek değiller, başka vesilelerle, algı operasyonları temin edebilirler.Şu anda 216 firari asker var. Onlar ve onlarla işbirlikçiler üzerinden birtakım ferdi eylemler, suikastler içerisine girebilirler. Siber saldırı teşebbüsünde bulunabilirler. Bundan sonra uyanık olmak lazım. Devlet de bütün birimleriyle uyanık bir vaziyette. Bundan sonra gelebilecek her türlü tehdidi savuşturmak için tedbirli bir şekilde duruyor. Bundan sonra ne yapacağız; biri, devletin bütün kademelerini bu adamlardan temizlemek lazım. Devletin hizmet edilecek bir alan haline dönüştürülmesi için de demokratik reformların yapılması gerekiyor.

        Hiç merhamet etmeden, bir türlü irtibatı olan herkesin bunun hesabını vermesi lazım. Bu örgütün başındaki kişinin ABD'den Türkiye'ye getirilmesini sağlamak lazım. Böyle bir ihtimal var.

        "ABD BİR TERCİH NOKTASINDA"

        7 Ağustos yurt dışında Türkiye'nin elini kuvvetlendiren bir husustu. Orada 5 milyona yakın vatandaşımız vardı.Dünyada böyle bir miting olduğunu zannetmiyorum. Bunun verdiği bir mesaj var. Eğer darbeye gerçekten taraftar bir kesim ortaya çıksaydı ya da hükümete karşı sözler söylenmeye başlasaydı, alan zaten bu kadar kalabalık olmazdı.

        Türkiye ile ABD arasında çok uzun ve eski bir ilişkimiz var, hiçbir zaman lineer seyretmemiş. Müttefikliğimiz, stratejik ortaklığımız, iş birliğimiz var. ABD bir tercih noktasına geldi. 79 milyon bir tarafta, FETÖ liderimeczup bir tarafta. Böyle bir talebi, toplumun ortak talebini ABD'li yöneticilerin göz ardı edebileceğini düşünemiyorum, Gülen'in iadesi kuvvetlenmiştir.

        Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın Bahçeli, hep beraber o görüntünün içinde olmasaydı Batı basını bu mitingi bile Erdoğan'a karşı gösterebilirdi. Burada siyaset yok, milletin onuru, istikbali var.

        Sayın Cumhurbaşkanımızın o akşam, "kaçtı" haberlerinin yapıldığı anda, hiçbir tereddüt yoktu yüz ifadesinde. Bu büyük bir cesarettir, liderlik göstergesidir. Erdoğan'a kızanlar bile "helal olsun" dediler, millet de o kararlılığı görünce meydana çıktı.

        "BUNLAR İKİ ALANDA ALGI OPERASYONU YAPABİLİR; EKONOMİ VE İNSAN HAKLARI"

        Kamu diplomasisinde güzel bir koordinasyon ortaya çıktı. Ekonomi diplomasisiyle ilgili bir toplantı yaptık. Ne yapabilirler bunlar bundan sonra, iki alanda algı operasyonu yaparlar; biri ekonomi, biri insan haklarıyla ilgili. Toplantılar yaptık. Ulaştığımız herkese dedik ki, bu bir memleket meselesidir.

        Yurt dışındaki toplantılarda son birkaç yıldır hep bu konu gündeme geldi; bunların okullarının kapatılması. Cumhurbaşkanımız hep şunu söylerdi: Öyle bir network kurdular ki sizin ülkenizi de ele geçirmeye çalışır. Faaliyet gösterdikleri ülkelerin hepsinde, size de zarar verir. Ana gaye, ele geçirmek. Onun için etkili adamların çocuklarını okutuyor. Bir yönetme tutkusu var, nereyi ele geçirebilirse orayı yönetmeye çalışıyor. Dünya için bir beladır, Ortadoğu için bir beladır. Çok büyük bir bedel ödedik, 240 şehidimiz oldu, bütün millet travma geçirdi ama çok şükür tek yumruk olarak cevabını verdik. Bu aslında dünyayı da büyük bir felaketten kurtarmıştır.

        "TÜRKİYE İLE İLİŞKİLERİNİ HEBA EDECEK KADAR BİR MECZUBA DEĞER VERECEKLERİNİ SANMIYORUM"

        Resmi anlamda ABD yönetimini suçlayıcı hiçbir şey söylenmiyor. Diyoruz ki, empati yapın, tersi olmuş olsaydı, ABD'yi yıkmaya çalışan bir terör örgütü lideri burada olsaydı, biz alıp Türkiye'de Çankaya'da bir villada korusaydık ne hissederdiniz? Eğer Amerikalılar bu empatiyi yapmazlarsa Türk-Amerikan ilişkilerini zedelemiş olurlar.

        Amerikalılar akıllı siyasetçiler, bir meczup yüzünden Türkiye ilişkilerini heba edecek kadar bir meczuba değer vereceklerini zannetmiyorum. Bütün İslam dünyasının nefretini kazanmış bir terör örgütüne karşı, bunun DAEŞ'ten ne farkı var? Bu örgütün lideri Pensilvanya'daki adamdır.

        Verilmemesi konusunda bazı çevreler ABD yönetimine baskı yapacaktır. Ama ABD'de de seçimler söz konusu, yeni seçilecek başkanın ve yönetimin bu adamla yaşamak istemeyeceğini zannediyorum. ABD'nin menfaatleri bunu gerektirir.

        Bu grubun dinle imanla alakası yok. Zaten bakıyorsunuz en merkezde olan adamların büyük çoğunluğu, içki içiyor, oruç tutmuyor, bunlarınki din iman meselesi değil. Bu örgütün Türkiye'de gerçekten millete karşı düşmanca faaliyetleri 17-25 Aralık'tan önce, Oslo görüşmelerinin deşifresi, Habur'un suistimal edilmesinden itibaren çok açıkça devlete karşı olduğunu gösteren bir örgütle karşı karşıyayız.

        Böyle bir örgütün 7 Şubat olayında gerçek yüzünü niye anlamıyorsunuz? Samimi olarak "hiç bilmiyorduk" diyenler bir tarafa, ama yakın dönemde iş birliği yapan insanlar kusura bakmasınlar.

        ERDOĞAN-PUTİN GÖRÜŞMESİ

        Bu görüşme biliyorsunuz yaklaşık 1 ay önce planlanmıştı. Dolayısıyla bu işgal teşebbüsü ve Batı'nın geliştirdiği tavırla Rusya seyahatinin uzak yakın ilgisi yoktur. Uçağın düşürüldüğü ilk andan itibaren ciddi tereddütler yaşadık. Türkiye sınırları içine girdiği 7. ya da 8. saniyede vurulmuş. Bu başlı başına bir tereddüt meselesi ama hatırlayacaksınız uçağın düşürülmesiyle birlikte "Angajman kuralları içerisinde oldu" dedi. Baştan ortaya konulan bu tavırların katkısı olmuştur. Uçak nasıl düşürüldü, kasıt var mı, çok büyük şüpheler var. Soruşturmalarda sonuna kadar gidilir ve ne olup olmadığı ortaya çıkar. Rusya ile ilişkiler hiçbir zaman tekdüze gitmedi.

        Türkiye ve Rusya ne zaman dalaştıysa, kazanan başkaları olmuştur. Ekonomide ilk oturumda son derece güzel sonuçlar ortaya çıktı.

        Rusya ile esas sorunun büyüdüğü yer Suriye krizidir. Maalesef ne Rusya ne bölgesel güçler, Suriye'de nasıl barış ortaya konur perspektifine sahip olmadı. Artık vekalet güçleri öyle bir noktaya geldi ki, artık bu savaşı sürdüremezler. İşin bazen en zor anında çözüme gidiyorsunuz. Sayın Putin Dolbahaçe'ye geldiğinde "Ben Esed'in avukatı değilim" dedi. Bölgede bir barış perspektifine ihtiyaç var. Bu toplantıda görüş farklılıkları yakınlaştırılabilirse, Suriye'de barışa katkı olacağını düşünüyorum. Belli bir anlayış birliği olacağı anlaşılıyor.

        Demokratik bir Suriye inşa edilmesi lazım. Esad'ın bu kadar direnmesinde Rusya ve İran'ın desteğinin payı vardır. Ama Batı ülkelerinin de elinde maalesef hiçbir zaman bir çözüm anahtarı olmadı.

        AVRUPA İLE İLİŞKİLER

        Türkiye üzerine düşen bütün sorumlulukları yerine getirdi. Ve çok kısa bir sürede bu reformları yaptı.Bunun geldiği noktada geri kabul anlaşması uygulamaya girdi. Günde 10 binlerce insanın geçtiği sulardan sayılı insan geçiyor. Türkiye bu anlamda pratik olarak Avrupa'ya karşı yükümlülüklerini yerine getirdi.

        "Biz vize sözü vermiştik ama unutun" demek Türkiye'yi enayi yerine koymaktır. Vizesiz Avrupa'da seyahati öngörüyoruz, yapmazlarsa bu anlaşmayı sürdürmek durumunda değiliz. Nasıl bu mülteci dalgasının arkasında durabilecekler? O zaman kara kara düşünecekler.

        Türkiye vize serbestisi tanınmazsa Avrupa ile ilişkilerini kesecek anlamına gelmiyor. Avrupa Türkiye karşıtlığı üzerinden politika üretmemelidir. Üretirlerse kendimizi koruruz. Ama böyle bir politika Avrupa'ya zarar verir. Dostça söylüyoruz; yapmayın. Irkçı akımların güçlenmesine vesile oluyorsunuz. Böyle giderseniz, aşırı ırkçılık yükselirse, Almanya'nın esenliğini 20-30 sene sonra nasıl koruyacaksınız?

        AB içindeki ülkeler için Türkiye ile ilişkileri sürdürmek bir hesap kitap işidir. Avrupa ya daralan, içe kapanan bir kimliğe bürünecek ya da dışa açılan, esenliğini Avrupa kıtasının huzuru olarak gören bir anlayışa evrilecek.

        "DEVLETİN BÜTÜN KADROLARININ AÇIK OLMASI LAZIM"

        Türkiye'ye güvenmek lazım. Bu milletin çok iyi yetişmiş genç kadroları var. Ehliyet, liyakat, millete vatana sadakat prensipleri çerçevesinde milletin evlatlarına bütün kadrolar açılacak. Askeriye en zor yerlerden biri, ama bunlar temizlenecek. Hiçbir aksama olmaz. Büyük bir devletiz, milletiz, her kadronun alternatifi binlerce insan var.

        İlaç demokratikleşme ve şeffaflaşma. Gençliğimizden beri sağdan soldan bir araya gelen insanlar devleti ele geçirmeye çalışır.Buradaki temel mesele devletin ele geçirilecek bir yer olmaktan çıkarılmasıdır. Herkes hayat tarzını rahatlıkla yaşayabilmeli. FETÖ'cüler nasıl örgütlendiler TSK ya da devlet içinde? Hatırlayın 28 Şubat uygulamalarını. TSK'da o zamanlar sosyal faaliyetlerin yapılması, içkili danslı toplantılara katılım şeklinde talimatlar oldu. Dindar olarak yaşayan insanlara, hayat tarzına dönük kısıtlamalar yaparsan biri de çıkıp diyor ki gel benim çatımın altına gir, ben seni yükseltirim. İnsanlar hayat tarızyla devletin içinde kendine yer buluyorsa sorun yok, yeter ki ehliyeti, liyakatı, sadakati olsun. Sadakat bir tek millete ve vatana olur. Devletin bütün kadrolarının açık olması lazım.

        Siyasi partiler tabii ki iktidar mücadelesi verecek. İşte o zaman böyle FETÖ gibi arıza gruplar ortaya çıkmaz. Varsa gücün gel parti kur, siyasete gir. Ama sen tamamiyle gizli bir örgütlenmesin. Böyle bir örgütlenmeyle geleceksiniz, bir partininin içine girmeye çalışacaksınız, bu olmaz. İnsanların hayat tarzını devlette yasaklarsanız, insanlar bu yasaklar çerçevesinde, işte böyle yan yollara sapar.

        İslami anlamda cemaat, insanları dünyanın pisliklerinden uzaklaştırıp Allah'a yaklaştıran mekanizmalardır.Herhangi bir dini iddialı cemaat bunlarla değil de devleti ele geçirmye uğraşıyorsa, problemdir. Biz yeni Müslüman olmadık. Anadolu topraklarında yaşadığımız İslami geleneğin en temel özelliği açık olmasıdır. Gizli kapaklı bir şey yoktur.

        KAPANAN ÜNİVERSİTELERİN DURUMU

        Hem öğrenci, hem üniversite fiziki alt yapısı bakımından mağduriyet ortaya çıkmayacak. Öğrencilerin her biri üniversiteye girdikleri yılda aldıkları puan karşılığında devlet üniversitelerine yerleştirilecek. Bu üniversiteler de devlet üniversitelerinin yerleşkesi haline getirilecek. Bu binalar başka amaçla kullanılmayacak.

        Işık Evleri ile ilgili İçişleri Bakanlığı çalışma yapıyor. Şu an bir hazırlık safhasında. Bu paralel yapılanmanın önemli merkezi orasıdır. Tam bir hücre yapılanması.

        ASKERİ OKULLAR NEDEN KAPATILDI?

        Bu karar çok ciddi bir şekilde hesap edilerek alınmıştır. Dört temel prensip var; biri TSK'nın personel havuzunu genişletmek. İkincisi, silahlı gücün tek elde toplanmasının önlenmesi. Geçmiş darbelerin başarılı olmasının sebebi emir komutanın tek elde toplanmış olmasıdır. Üçüncü önemli mesele ise, TSK'da çok farklı yerlerden gelenlerin bu işin içine girebilmesini sağlamak.

        FETÖ yargının yüzde 45'ini, emniyetin yarısından çoğunu ele geçirdi.

        Milli Savunma Üniversitesi'nin kurulmuş olması, çok yüksek niteklikli insanların yetiştirileceği zemin oluşturmak.

        Çocuklar küçük yaştan itibaren "darbe yapacak şekilde hazır olmam lazım" düşüncesiyle yetiştiriliyor. TSK'nın artık zemin olarak kullanılmasını ortadan kaldırmak lazım. TSK'nın bir tane işi var; vatanı savunmak. Bu yeniden yapılanmanın ana çerçevesi budur. Uygulamasını iyi yapabilirsek, TSK inanıyorum ki çok daha saygın ve uzman bir hale gelecek.

        İki senedir devam eden açığa almalar var. 40 yıldır yapılanma devam ediyordu, bu 40 günde bitmez. AYM'de iki üye bugün görevden alındı. Bu FETÖ ile mücadelede devrim niteliğinde bir adımdır. İki senedir özellikle emniyet ve yargıda devam eden temizlik operasyonlarının faydasını gördük.

        Dersanelerin kapatılmasıyla ilgili süreç başladığında bazı çevreler kıyamet kopardı. HSYK'da bir takım düzenlemeler başladığında eleştiriler başlamıştı. Allah'tan bu adımlar atılmış.

        Maalesef birçok köprü başları ele geçirildiği için, köprüden geçenleri de bunlar tespit ediyordu. Köprü başlarını tutmuş vaziyettelerdi. Cumhurbaşkanımıza hakikaten şükran borçluyuz. Özellikle bu FETÖ'nün Milli Güvenlik siyaset belgesine girmiş olması dönüm noktasıdır. Son iki yıldır MGK toplantılarında FETÖ'nün terör örgütü olarak belirlenmiş olması ve bunun ortak mücadele olarak kabul edilmesi önemliydi.

        MİT NASIL YAPILANDIRILACAK?

        Sadece bu darbe teşebbüsü açısından söylemiyorum, ortada kurumsal bir zaafiyet olduğu açıktır. Ayrı istihbarat örgütlerinin bir çatı altında toplanması gibi çalışmalar yapılabilir. Türkiye'nin bundan sonraki süreci istihbaratı çok daha önemli hale getiriyor.

        İstihbaratınız yoksa en iyi emniyet, en iyi ordu anlam ifade etmez. Nasıl TSK'da yeniden yapılanma varsa, istihbaratta da zorunludur.

        Bu kadar tecrübeden sonra yoğurdu üfleyerek yemek durumundayız. FETÖ ile mücadelede bütün vatanseverler bir yerde buluştu.

        "HER KURUMUN İÇİNDE BÖYLE HAİNLER ÇIKABİLİR"

        Darbe teşebbüsünün en büyük zararı TSK'yadır. Vatandaşlarımızın makul çoğunluğunun makul davrandığı kanaatindeyim. 3-5 tane eşkıyanın varlığı TSK'mızın hepimizin gözbebeği olduğu gerçeğini gölgelememelidir. Her kurumun içinde böyle hainler çıkabilir. TSK mensuplarına da büyük iş düşüyor. Halkla daha yakın olarak güzel bir rehabilitasyon sürecini geçirmemiz lazım. İçindeki temizlik operasyonunun da bir an evvel tamamlanması lazım. Kimsenin tereddüt etmemesi lazım.

        Terörle mücadele ediyorsunuz, vatandaşın orduya, ordununun birbirinin içindeki insanlara güvenmediği bir ortam düşünemeyiz. Hızla yeniden yapılanma adımları atılacak ama kimse TSK adına gereğinden fazla laf söylemeyecek.

        Türkiye'de şehitlere ve gazilere yapılan destekler var. 15 Temmuz'da şehitler için yapılanlar da genel çerçevede yapılanlardır. Bir ayrım yoktur. Güneydoğu'da şehit olanların aileleri ile 15 Temmuz'da şehit olanların aileleri maddi bir şey beklemiyorlar. Haksızlık asla olmayacak. Biz bu ülke için canını feda eden hiçbir şehidin ailesini mağdur etmeyiz.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ