Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam Efsane erkeklerin aşkları..

        Bu akşam sevgililerin mum ışıklı akşam yemeklerinde, John Lennon’u, Central Park’a bakan o apartmanın önünde öldürten müthiş aşkı hatırlayan olacak mı acaba?..

        “Yesterday” şarkısı bu gecenin müthiş romansında kuytu bir yerlerde çalarken onu söyleyen adamın başına neler geldiği anımsanacak mı acaba?..

        “Hazreti İsa’dan daha popüleriz...” dediğinde İngiltere birbirine girdi...

        Kilise ayaklandı... Muhafazakarlar ateş püskürdü...

        Fanatikler çılgınca alkışladı...

        Dünyanın gelmiş geçmiş en efsanevi grubuydu Beatles...

        John Lennon, o grubun beyni, solisti ve kurucusuydu...

        Kendini “Hz. İsa’dan daha popüler gören adam” bir gün zengin bir ailenin sıradışı kızına aşık oldu...

        Yoko Amerika’ya okumaya gelmiş kendisinden yaşça büyük bir Japon kızıydı...

        Efsanevi adam, kadının sanatta yoğunlaşmış entellektüelizminden müthiş etkilendi... Yoko’yu kafasında çok başka bir yerlere koydu...

        Ona aşıktı...

        Aşkın bir erkekte yarattığı en büyük zaaf, kadını tarafından onaylanmak arzusudur...

        Aşık olan her erkeğin, kadınının onayına ve alkışına ihtiyacı vardır...

        Tıpkı Hrant’ın hep bir yerlerde Rakel’in onayına duyduğu ihtiyaç gibi...

        Tıpkı Napolyon büyük aşkı Josephine’in alkışını ve onayını alabilmek uğruna, teker teker ülkeleri dize getirdiği gibi...

        Ne hazindir, Josephine, kendisini ona onaylatmak isteyen belki de dünyanın en önemli İmparatoru olan Napolyon’u hep küçümsemişti...

        Napolyon, sonunda Emilie’yi bulup, Josephine’i kalbinden söküp attı, ama Sezar onun kadar şanslı değildi...

        O Kleopatra yüzünden öldürüldü...

        Tıpkı Beatles’in efsanevi ismi John Lennon gibi...

        ***

        Aşkın bir erkekte yarattığı en büyük zaaf kadını tarafından onaylanmak arzusudur...

        John Lennon, sevgilisi Yoko Ono tarafından onaylanabilmek için, müzik anlayışı değiştirdi...

        Karı koca savaş karşıtı projeler ürettiler...

        Filmler, şarkılar yaptılar; bildiriler okudular... Hatta John, Kraliçe’nin Beatles üyelerine verdiği şeref madalyasını, İngiltere’nin dış politikasını protesto etmek için iade etti...

        Dünyadaki Beatles fanatikleri Yoko’ya gıcık oluyorlardı...

        Onu “Japon cadısı” ilan ettiler...

        Bilmiyorlardı ki, egolarına sonsuz güvenen efsanevi erkekler, kadınlarına atılan çamurlardan etkilenmezler...

        O kadınları egolarının içine aldıklarından, çamurları üzerlerinde hissederler...

        Kadın o egodan özel nedenlerle çıkmadıkça, erkek kadınıyla hareket etmeye devam eder...

        John Lennon da öyle yaptı...

        Dünyanın en efsanevi grubunu kuran adam, Beatles’ı kendi elleriyle dağıttı...

        Karısı Yoko, grubun milyonlarca hayranı tarafından Beatles’ı yıkan kadın olarak nitelendirildi...

        Karısıyla bir süre Vietnam Savaşı’nı protesto eden bed-in gösteriler yaptılar...

        İkisinin birlikte çektirdikleri çıplak fotoğrafların yer aldığı stüdyo çalışmalarına imza attılar.. Sonra oğulları Sean dünyaya geldi ve onların hayatı için bu bir dönüm noktası oldu...

        Manhattan’da Central Park’a bakan o lüks apartmanların bir dairesinde çok düzenli bir hayata geçtiler...

        ***

        Ama elleriyle kurduğu Beatles’ı elleriyle yıkan adamı, üzerinden 10 yıl geçtiği halde, affetmeyen Beatles fanatikleri vardı...

        Onlardan biri, evinin önünde kurşunlayarak öldürdü John Lennon’u...

        Efsane adam, aşık olduğu kadına kendini onaylatmak ve onun alkışını alabilmek uğruna, bütün hayatından vazgeçmişti...

        Onunla mutlu oldu, ama o yüzden öldürüldü...

        Tıpkı Kleopatra’yı mutlu etmeye çalışan Ceasar’ın öldürüldüğü gibi... Tıpkı yine Kleopatra’yı mutlu etmeye çalışan Andonius’un öldüğü gibi...

        Egolarına sonsuz güvenen efsanevi erkekler, kadınlarının alkışı uğruna ölebilirlerdi... O erkekler için tek bir alkış, milyonlarca alkışın önüne geçerdi...

        Aşkın bir erkekte yarattığı en büyük zaaf kadını tarafından onaylanmak arzusudur...

        Aşık olan her erkeğin kadının onayına ve alkışına ihtiyacı vardır...

        John Lennon’un söylediği Yesterday şarkısı şöyle biter:

        Yesterday, love was such an easy game to play... (Dün aşk oynaması çok kolay bir oyundu)

        Now I need a place to hide away... (Şimdi saklanacak bir yere ihtiyacım var...)

        New York’ta bir öğle üzeri yürürken tesadüfen görmüştüm John Lennon’un öldürüldüğü yeri...

        Güneşli bir New York günüydü...

        Aşkın bir erkekte yarattığı en büyük zaafın kadını tarafından onaylanmak arzusu olduğunu bilmiyordum o zaman...

        Kadını aradım...

        Yoktu...

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ