Paris'ten aşağı...

50’ye merdiven dayadık. Hayatımız bununla geçti. Her yıl en az iki kez... Bazen daha fazla.

Bir ABD Senatosu’na gelir, bir ABD Temsilciler Meclisi’ne. Her yıl düzenli olarak. Her seçim öncesi Fransa’da gündeme gelir. Diğer ıvır zıvır ülkeleri saymıyorum bile.

Şu Ermeni Soykırımı Yasa Tasarısı ben bildim bileli başımızın ağrısıdır. Bu artık bir işkenceye dönüştü. Sürekli bir tehdit ve şantaj malzemesi olarak kullanıla kullanıla. Hani bizim sanıklar, poliste mecburen her suçu üstlenir ya işkencede. “Ben yaptım lan, ben yaptım” der. Bu da bende aynı duyguyu uyandırıyor. Yeter ki, bu işkence, bu tehdit, bu süregiden şantaj bitsin diye.

Etseniz ne olacak, etmeseniz ne olacak!

Ermeniler tarafından öldürülen büyük dedemi, Ermeniler tarafından katledilmemek için Van’dan Diyarbakır’a kaçarken Bitlis’te atıyla uçuruma yuvarlanarak ölen büyük ninemi de geri getirmeyeceği gibi, ölen, öldürülen suçsuz Ermenileri de geri getirmeyecek bu yasa. Getirse getirse Sarkozy’ye üç beş oy getirecek. Ama Ermeni diasporasının elinden de müthiş bir silah gidecek.

Bundan sonra Fransa’da siyasetçilere neyle şantaj yapacaklar merak ediyorum. “Türkiye’ye savaş açın” mı diyecekler?

Sarkozy isimli yerden bitme, tek atımlık barutunu kullanacak ve bitecek! Sarkozy’nin yaptığı sizi şaşırtıyor mu? Şaşırmayın. Bakın bu köşede Sarkozy seçilmeden önce yazmışım adamın bu haltı yiyeceğini. Çünkü bu yerden bitme, asla ve asla bir devlet adamı olmadı. Orada bir devlet adamı varsa Juppe’ydi. Onun da gücü yetmedi Fransa’nın bu deliliğini durdurmaya.

Ama emin olun, bu tasarının geçmesi bence iyi olacak. Türkiye güçlüyse, Türkiye ayakları üzerinde duruyorsa bu yasalar vız gelir tırıs gider.

Aslında galiba burada terbiyeyi biraz bozmak gerekiyor. Bu yasa için söylenecek tek şey var: “Paris’ten aşağı Kasımpaşa...”