Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Medya House Ç. Vs Dr. Behzat

        House’un yeni sezon posteriyle Behzat Ç.’nin pek yakında gösterime girecek sinema filmi 'Seni Kalbime Gömdüm'ün afişlerinin benzerliği epey konuşuldu. Oysa en hergele hekimle en arıza polis arasındaki benzerlikler, afişten öte. Dahası onlarda bize dair sırlar var. Neden bu kadar tutuldukları da burada saklı.

        B ilenler bilir; Orhan Pamuk, popüler kültürden uzak kalmayı tercih eder hep. Ama o bile “Televizyon dizileri eski zamanlardaki edebiyatın yerini aldı, daha çok dizi seyretmiş olmayı isterdim” demişti bir keresinde. Haklı olabilir, çünkü bugün diziler, bir edebiyat eseri kadar oyuncaklı, derin, karmaşık, lezzetli olabiliyor. Bu yazı da onlardan ikisini konu ediyor. Gezegenin en fazla seyredilen TV fenomeni House ile gelmiş geçmiş en sert ve gerçekçi polisiyemiz Behzat Ç. Karşımızda, iki anti-kahraman var. Dr. House ve Behzat Ç., anti-sosyal, başına buyruk, alaycı, narsisist, huysuz, hırt, kaba, küfürbaz, madde ya da alkol bağımlısı ve kimi zaman da epeyce pislik tipler. Ayrıca çoktan keşfettiğimiz gibi, ikisi de birbirinden yaralı. Haydi itiraf edin, gerçek hayatta onlarla karşılaşmak istemezsiniz; huzur kaçırır, can yakarlar. İyi de o halde neden onları bu kadar seviyoruz?

        İYİ, KÖTÜ, ÇİRKİN...

        İnsanlara çektirdiklerine bakılırsa ikisinin de bazen çok kötü olabildiğine kuşku yok. Yakışıklı da sayılmazlar. Onları sevmemizin tuhaf başka nedenleri olmalı. Orta yaşı geçmiş olanlar her iki dizinin de edebi referanslarla dolu olmasına bayılıyor. House, İngiliz yazar Sir Arthur Conan Doyle’un polisiye başyapıtı Sherlock Holmes’den izler taşıyor. Doyle’un hikâyelerinde geçen isimler, terimler, cümleler sık sık dizide boy gösteriyor. Behzat Ç.’ye gelince; Ankara Adliyesi’ni görseydi Dava’nın yazarı Kafka’nın “Adamlar yapmış” diyerek kalemi bırakabileceğini söyleyebiliyor. Bazen de seyirciyi bir Cemal Süreya şiirine götürüyor. Her iki dizi de son derece güncel. En taze bulaşıcı hastalıklardan biri bir bakmışsınız House’un kurbanı oluvermiş. Hatırlayacaksınız, gazeteci tutuklamaları sokağın tek konusuyken Behzat Ç.’de konu edilmişti. Türbanlı bir kızı görüp “Her yeri sardı bunlar” diye söylenen kadınsa gündemin üst sıralarına da, diziye de yerleşmişti. Bu ayrıntılar her iki diziyi de çekici kılıyor. Evet ama yetmez. Bu alakanın başka nedenleri de olmalı. Amerika’dan dünyaya bulaşan siyasi doğruculuğun çoğu kez bir samimiyetsizliğe, ikiyüzlülüğe işaret ettiğini üç aşağı beş yukarı biliriz. O yüzden yapmacıklıktan tiksinen karakterler olarak yaratılmış Dr. House ile Behzat Ç.’nin siyasi doğruculuğa yüz vermeden kendileri olmayı ısrarla sürdürmesi, kimi zaman kafa göz yarsalar da içimize su serpiyor. Herkes kendinde olmayanın peşine düşer. Ve malum, samimiyet, şu sıra galiba ancak karaborsada bulunuyor. Yetişkinlere kıyasla kaybedecek daha az şeyi olan gençler de bu dizilere bayılıyor. Kahramanların kuralları iplemeyip özgürce hareket etmesi tavlıyor onları. House’u canlandıran Hugh Laurie ise “Gençler kendilerini otorite karşıtı görmek ister ama pek azı bunu başarır” diyor. Bu iki dizinin reyting listelerinde başa yerleşmesinin sebebi de popülerlikleri. Hep ilk 10’a giren House, 29 milyonluk sadık bir kitle tarafından izleniyor. Behzat Ç. de listelerde daima ilk üçte. Yazının başından beri bu iki kahramanın zaaflarından söz ettik. Tuhaf ama bu zaaflar onları kötü yapmaya yetmiyor; tam aksine photoshop çağında biraz daha insan oluveriyorlar. Mesela hayatımızdan öylece çekip gitmiyorlar. En ağır sorumluluklardan bile kaçmıyor, adam harcamıyorlar. Ayrıca çoğu zaman bağnazlık derecesinde dürüstler. İşte size soyu tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan birkaç kadim insani özellik daha. Çözdüğü her vakadan sonra parasını alıp zengin müşterilerine sırtını dönen dedektif Philip Marlowe gibi, ahlaki değerlerin neredeyse sıfırlandığı bir dünyada ahlakı simgeleme görevinin bile artık onlara düştüğünü hissediyoruz. Bir de bize sanki sonsuza kadar sürecekmiş gibi gelmeye başlayan “hayatımızın çözülemeyen sorunları” meselemiz var. Hâlâ yaşayan en büyük sosyologlardan olan Fransız Alain Touraine, “Bugünün toplumsal sorunlarının çaresini ben bilmiyorsam kimse bilemez” demişti ya; siz de çevrenize göz atın, çözülüp rafa kaldırılabilen ne az meselemiz olduğunu göreceksiniz. “Şifacı” House ve “dedektif” Behzat Ç. birer çözüm adamı oldukları için de vazgeçilmezler. “Başladığın işi bitireceksin” diyen eski insanlar gibi, onlar da işlerini sadakatle ve kusursuzca yapmaya çalışıyorlar. Yani her evde onlardan birer tane olsa, hayat güllük gülistanlık hale gelebilirdi.

        HAYIRLI BİR AMAÇ İÇİN KÖTÜLÜK

        Ama işte, tuhaflık tam da burada: Öyle çaresiz olmalıyız ki yakınlarımızda rastlayamadığımız insani özellikleri iki karanlık adamda aramaya başlamışız. Peki onlar gibi olmaya cesaretimiz var mı? Edebiyat ve Kötülük adlı sıkı kitabın yazarı George Bataille’a başvurmanın sırası. Ona göre kötülük, ahlak yoksunluğu değil, kuralları ihlal etmenin yegane yoluydu. Hayırlı bir iş içinse, zarar yok diyebilir miyiz? Eh, en azından sağlam bir bahanemiz olur. Öyle bakınca da, Dr. House ile Behzat Ç. dünyanın en iyi adamları sayılabilir. Banal dizilerin temiz giyimli, hijyenik kahramanları da zaten epeydir bize inandırıcı gelmemeye başlamıştı. Son olarak, şu hayatta amaç kadar ona ulaşmanın yolunun da mühim olduğunu, kurallar umursamazca çiğnendikçe beraber yaşamanın çekilmez hale gelebileceğini unutmamakta fayda var. Âlemin gördüğü en “hırt” hekim ile en “hergele” polise benzemeyi kalbimizin bir yeri şiddetle arzu edebilir. Ama rahat olalım, neyse ki hiçbirimiz onlar gibi olmaya cesaret edemeyecek, yolumuza gideceğiz.

        HUGH LAURIE

        ‘Espri, kâinatın gözünü çıkarma yoludur.’

        “Dr. House için espri kutsaldır. İnsanlığın belirleyici esasıdır. Istırabın hafifletilmesi, doğru olanın yapılması... İşte onun hayat denen oyunda uyması gereken kurallar bunlardır. Hepsini huysuzca, güvensizce, oyunun değersiz olduğundan kuşkulanarak yapar. Her şey boştur sanki. Öte yandan espri aslında neşeli bir çığlık, tanrısal bir kıvılcım, tecavüzcü kâinatın gözünü çıkarma yoludur. Aslında House ölümle alay eder. Bu da bir seçenek çocuklar.”

        Hangisi döver?

        Belki de birbirlerini ısırmazlar. Zira aslında aynı kandan geliyorlar. İkisi de, aynı zamanda tıp eğitimi almış dedektif Sherlock Holmes’un torunları sayılır. Zaten Dr. House’un adı bile Holmes’den uyarlanmış...

        İkisinin de problem çözme yöntemleri sezgisel.

        Birinin Wilson’u, ötekinin Şevket’i var. İyi kalpli, insancıl, kardeş kadar sevilen, dürüst yoldaşlar. Tıpkı Sherlock Holmes’ün Watson’u gibi... Kahramanlarımızın antitezleri gibiler. Unutmadan; gerçek arkadaşlığın artık nadir rastlanan bir değer sayıldığını hatırlayın.

        Biri fallik bir nesne olan bastonundan ayrılmıyor, diğeriyse tespihinden.

        İkisinin de saplantılı tutkuları var. Biri futbolsuz yapamıyor, öteki müziksiz...

        Biri “Herkes yalan söyler” diyor, öteki “Her temas iz bırakır.”

        İkisi de mesleğinde 1 numara.

        EMRAH SERBES (Dizinin yaratıcısı) ‘Türk polisi bir doğal afettir ’

        “Tanıdığ ım kadarıyla Türk polisi bir doğal afettir. Behzat Ç. de bir açıdan kötüdür ama başka bir açıdan baktığını zda iyidir. Pislik yönleri vardır, ama temiz kalpli, munis de olabilir. Yazarken ironiye yaslanıyo rum, çünkü ‘iyi polis-kö tü katil’ masalına ve sonunda tüm suçluları n cezasını çekeceğ i bir hayal dünyasın a inanmıyo rum.” Her Temas İz Bırakır ve Son Hafriyat (İletişim Yayınları)

        ECE TEME LKUR AN (Gaze teci) ‘Konu madığı için küfreden adam’

        “Behzat Ç. erkeklerde istemedi ğimiz her şeyi temsil ediyor. Birincisi ergen bir erkek o. Henüz adam olamamış, kadınlar tarafından ele geçirilme korkusuy la yalnızlığı n ruhta yarattığı berduşluk arasında sıkışıp kalmış bir oğlan çocuğu. Konuşm ayı becerem ediği için küfreden, özür dilemeyi becerem ediği için sevimlilik yapmaya çalışan, bir kadın için herhangi bir çaba harcama masına rağmen terk edilmesi ne şaşıran bir şımarık velet!”

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ