Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Medya Hıncal Uluç'a 'su testisi'nden tazminat cezası!

        SEDEF ŞENKAL DEMİR- ÖZGE EĞRİKAR / AHT

        Sunucu Defne Joy Foster'in Kerem Altan'ın evinde ölü bulunmasından 2 gün sonra 4 Şubat 2011 tarihinde kaleme aldığı, ''Bu Nasıl Bir Mahalle Baskısıdır?'' başlıklı yazıda Foster için "Aldatılan bir koca ve unutulan bir bebek. Ama böyle bir insana öldü diye saygı duymamı kimse benden beklemesin. Defne'nin ölümü tipik bir su testisi su yolunda kırıldı olayıdır" diye yazan Sabah Gazetesi yazarı Hıncal Uluç için 100 bin liralık tazminat davası açan anne Hatice Foster ile eş İlker Yasin Solmaz, kişilik haklarının, aile ve özel hayatlarının dokunulmazlığının açık ve net bir şekilde ihlal edildiğini ileri sürmüştü. Hıncal Uluç, daha önce avukatı aracılığıyla mahkemeye gönderdiği savunmasında, Kerem Altan'ın ifadelerinden yola çıkarak bu yazayı kaleme aldığını belirtmişti.

        HAKİMDEN HINCAL ULUÇ'A AĞIR ELEŞTİRİLER

        İstanbul 5. Asliye Hukuk Mahkemesindeki duruşmada, davacı Defne Joy Foster'ın eşi İlker Yasin Solmaz ile taraf avukatları hazır bulundu. Hakim Nesrin Merih Göçer, davacılardan İlker Yasin Solmaz, Defne Joy Foster'ın eşi, Hatice Foster'ın ise annesi olduğunu, davalı Hıncal Uluç tarafından yazının Foster'ın ölümünden henüz iki gün geçtikten sonra acının en yoğun zamanda kaleme alındığını belirterek karar şunları yazdırdı:

        "Dava konusu yazıda Defne Joy Foster'ın evli ve çocuklu olduğunu belirtilerek başka bir erkeğin evinde ölmesi nedeniyle ahlaki sorgulama yapılmakta 'su testisi su yolunda kırılır' diyerek sürekli böyle bir hayat sürdüğü imasıyla bütün geçmişi zan altında bırakılmaktadır. Oysa özel hayat gizlidir. Ölen kişinin tanınan biri olması, özel hayatın ve ahlaki değerlerinin kamuoyu ile bu şekilde paylaşılması ve tartışılmasını gerektirmez. Bu olaydan en olumsuz şekilde etkilenecek ilk kişi olan davacı eş ölüm olayının şekli ve meydana geldiği yer ile ilgili olarak eşi hakkında hiçbir yerde konuşmamı, bir ithamda bulunmamıştır. Davalı yazarın yaşı, mesleki kıdemi ve yaşam tecrübesi göz önüne alındığında dava konusu yazıda, Defne Joy Foster için kullandığı ifadelerin eş ve anne olan davacıları incitebileceğinin düşünmesi gerekir. Yazıda 18 aylık bebeğin, babasından annesini anlatmasını istediğinde, babasının ona ne anlatacağı konusunda kaygı dile getirilmesine rağmen bu yazının o bebeğe annesiyle ilgili bırakılan en ağır yazılı belgelerden biri olduğu da bir gerçektir. Ölüm olayının meydana geldiği evde bulunan dava dışı üçüncü şahıs için kullanılan 'sor bakalım kerataya evli barklı ve çocuklu kadını niye götürmüş evine' biçimindeki üçüncü şahıs için belli belirsiz bir sempati, olayı hafifseme ve ayrımcılık içeren ifadelerle birlikte yazının bir bütün halinde değerlendirildiğinde Defne Joy Foster'ın aşağılandığı ve eş ile anne olan davacıların en yakınlarına yapılan bu ithamlar nedeniyle manevi tazminat isteyebilecekleri düşünülmüştür. (...)"

        "BU SONUÇ RAHMETLİNİN RUHUNU YÜCELTECEKTİR"

        Duruşma sonra İlker Yasin Solmaz hızla adliyeden uzaklaşırken, avukatı Ayşegül Mermer, davayı açarken zenginleşmeyi ve maddi bir kazanç elde etmeyi hedeflemediklerini, davayı açmalarındaki asıl amacın ilahi adaletin tecelli etmesi ve insanların bunu görmesi olduğunu belirtti. Mermer, "Bu sonuç öleni geri getirmez, bizi de mutlu etmeyecektir ama bir nebzede olsa acımızı hafifletecek ve rahmetlinin ruhunu yüceltecektir. Bu anlamda böyle bir sonuç çıkmasından bir avukat olarak mutluyum'' dedi.

        Duruşmayı kadınlardan oluşan ve "Defne Devrimi" adı verilen platform üyeleri de izledi.

        İşte Defne Joy Foster davasının mahkeme zaptı:

        Davacılardan İlker Yasin Solmaz Defne Joy Foster eşi, Hatice Foster da annesidir.

        Davcalı Hıncal Uluç tarafından kaleme alınan yazı ise ölümün üzerinden henüz iki gün geçmişken acının en yoğun olduğu 4.2.2011 tarihinde yayınlanmıştır.

        Dava konusu yazıda, Defne Joy Foster'ın evli ve çocuklu olduğu belirtilerek başka bir erkeğin evinde ölmesi nedeniyle ahlaki sorgulama yapılmakta "su testisi su yolunda kırılır" diyerek sürekli böyle bir hayat sürdüğü imasıyla bütün geçmişi zan altında bırakılmaktadır.

        Oysa özel hayat gizlidir. Ölen kişinin tanınan biri olması özel hayatının ve ahlaki değerlerinin kamuoyu ile bu şekilde paylaşılması ve tartışılmasını gerektirmez.

        Bu olaydan en olumsuz şekilde etkilenecek ilk kişi olan davacı eş ölüm olayının şekili ve meydana geldiği yer ile ilgili olarak ve eşi hakkında hiç bir yerde konuşmamış bir ithamda bulunmamıştır.

        Davalı yazarın, yaşı mesleki kıdemi yaşam tecrübesi göz önüne alındığında dava konusu yazıda Defne Joy Foster için kullandığı ifadelerin eş ve anne olan davacıları incitebileceğini düşünmesi gerekir.

        Yazıda 18 aylık bebeğin, bababasından annesini anlatmasını istediğinde, babasını ona ne anlatacağı konusunda tasa tasa dile getirilmesine rağmen bu yazının o bebeğe annasiyle ilgili annesiyle ilgili bırakılan en ağır yazılı belgelerden biri olduğu da bir gerçektir.

        Ölüm olayının meydana geldiği evde bulunan dava dışı üçüncü şahıs için kullanılan "Sor bakalım kerataya, evli barklı çocuklu kadını niye götürmüş evine" biçimindeki üçüncü şahıs için belli belirsiz bir sempati ve olayı hafifseme ve ayrımcılık içeren idafelerle birlikte yazı bir bütün halinde değerlendirildiğinde Defne Joy Foster'ın aşağılandığı ve eş ve anne olan davacıların en yakınlarına yapılan bu ithamlar nedeniyle manevi tazminat isteyebilecekleri düşünülmüş olup takdiren 10,000,00'er TL manevi tazminatın yayın tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan alınıp davacıya verilmesine dair kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde temyizi kabul olmak üzere karar verildi.

        superpoligon.com

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ