Twitter'da nasıl fenomen olunur?

DENİZHAN KOÇDEMİR / HABERTURK.COM (ÖZEL RÖPORTAJ)

FOTOĞRAF: SİNAN BİLGENOĞLU

Ne odun ne herif…

Tam anlamıyla duygusal ve oldukça delikanlı birisi Kadir Doğrubakar. Sosyal medyanın hayatına etkisini konuşurken oldukça samimi bir sohbet gerçekleştirdik ve büyük keyif aldık. İşte karşınızda her yönüyle Odun Herif! Bakışını da unutmayalım…

Seni tanıyan tanıyor ama bilmeyenler için biraz kendinden söz eder misin?

İsmim Kadir Doğrubakar. 28 yaşındayım. Bekarım. Trakya Üniversitesi Fizik bölümünü 4 sene okuyup bıraktım. Ardından 2 yıllık SDÜ Bilgisayar Programcılığı bölümüne geçtim. Orası bittikten sonra DGS ile Yıldız Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünü kazandım şu anda orada 4. yılım. Sosyal medyayla 2 yıldır ilgileniyorum. Bekar olduğumu söylemiş miydim? Evet söylemiştim. Onun dışında 7 yıldır internet reklamcılığıyla uğraşıyorum.

Sence, seni bu kadar öne çıkaran en büyük etken neydi?

17 Aralık sürecinde bakan oğullarının içeri alındığını duyunca aklıma Melih Gökçek’in oğlu geldi. Melih Gökçek’e “senin oğlanı içeri almışlar” şeklinde tweet attım. Gelen cevap ve benim “şaka şaka” şeklinde diyalogu devam ettirmem Odun Herif’i ön plana çıkaran, klasik medyaya da düşmesini sağlayan olaydı; ama onun öncesinde geçtiğimiz sene Nihat Doğan’la olan bir diyalogum vardı. O zaman da birkaç gün konuşulmuştu. Onu anlatmak istemiyorum, Nihat abiye sevgiler.

ODUN HERİF: FENOMEN OLMAK İÇİN...

Yani takipçinin artması için illa birine sataşmak mı gerekiyor?

Birine sataşmak sadece bir yöntem. Yani sataşmak şart değil; atıyorum 3 senelik bir plan yapıp birilerine sataşmadan sadece aforizmalar yazarak, gündemdeki konulara değinerek de takipçi kazanılabilir. Twitter’da bunun örnekleri var. Ama tabi gerçekçi olmak gerekirse bu çok uzun zaman alan bir seçenek. Herhalde en kolay yöntem birisine doğru bir şekilde sataşmak. Mesela gidip babama sataşsam kimse beni takip etmez üstüne bir de dayak yerim.

Şu an yaklaşık 750 bin takipçin var. Böyle büyük bir kitleye hitap etmenin zorlukları var mı? Bir şehir nüfusu bu!

Günlük yaşantıma öyle büyük bir etkisi yok. Herhangi bir korkum da yok. Yalnız bazen yazdıklarımın yanlış anlaşılmasından endişe ediyorum. Yani tepki çekme kaygısı değil, yanlış anlaşılma kaygısı. Doğru anlaşılıp tepki çekersem bundan hiçbir sıkıntım ve endişem yok. Mesela bir gün birini sevip onunla evlenmeye karar verirsem “Benimle evlenir misin?” diye tweet atarak evlenme teklif edeceğim. İnşallah yanlış anlaşılmaz. Başkalarının üstüne alınmasını istemem.

Neden Odun Herif? Ne bileyim neden beton değil?

Kuzenimin kullanıcı adı öküz herifti ben de ona “sen öküz herifsen ben de Odun Herif’im o zaman” dedim ve o şekilde bu isim doğdu. Ama tabii bu bilinen. Odun Herif’in başka bir hikâyesi var, o bende.

Haha! Anladım gibi.Odun Herif'le Kadir arasındaki fark nedir peki?

Odun Herif Twitter’da siyasilere sataşan bir karakter. Ama mesela günlük hayatta belediye başkanlarının kapısını çalıp “abi senin oğlanı içeri almışlar” diye sataşmıyorum. Bir de Facebook’taki Odun Herif ile Twitter'daki Odun Herif arasında biraz fark var. Facebook’a zaman zaman fotoğraflarımı atıyorum; fakat Twitter’a atmıyorum. Facebook’taki kitleye göre biraz zengin ve fırlama bir tipim. Facebook’taki algı sanırım böyle. Öyle zannediyorlar. Yalnız hakikaten millette ne para var be!

ODUN HERİF: ANNEME “SENİN ÇOCUK NE İŞ YAPIYOR?” DİYE SORDUKLARINDA; “MELİH GÖKÇEK İLE UĞRAŞIYOR” DİYE CEVAP VERİYOR.

Algı demişken… Sosyal medyanın öneminin farkında mıyız sence? Bilinçli bir toplum muyuz bu konuda?

Toplum olarak sosyal medyayı doğru kullandığımızı düşünmüyorum. Bir sürü bilgi kirliliği var. Doğruluğunu araştırmadan bize sunulan her şeyi direk alıyoruz. E biraz aştırmamız lazım. Sosyal medyanın ne olduğunu bile bilmiyoruz. Anneme “senin çocuk ne iş yapıyor” diye sorduklarında; “Melih Gökçekle uğraşıyor” diye cevap veriyor. Bilmiyor. Sosyal medya deyince onun aklına bu geliyor. Bir de işin ahlaki boyutu var. Sosyal medya yüzünden ahlaki erozyon yaşayan bir kuşağız. Bunun doğru veya yanlış olduğunu tartışmıyorum. Bu bir tespit. Örneğin birine 10 sene önce küfür etseniz dayağı yerdiniz, şimdi baktığımızda sosyal medyadan kişinin ailesine bile küfür etseniz bir şey olmuyor, o da size küfür ediyor ve konu kapanıyor. Engelliyor gidiyor; fakat tivitini çalarsanız ailesine küfür etmekten daha çok canını yakmış oluyorsunuz. Böyle bir kuşak yetişiyor. Burada ahlak anlayışında bir değişim var. Bu değişimin farkında olmalıyız.

Madem ahlaki konulara girdik o zaman şöyle bir soru yönelteyim. Sana göre sosyal medya olmasa da olur mu? Eksiğimiz ne sence?

Olmasa olur ama madem böyle bir nimet var kullanalım işte. Televizyon olmasa olur mu? İnternet olmasa olur mu? Bu soruları kendimize sorduğumuzda cevabı buluyoruz. Bizim bu konudaki en büyük eksiğimiz kendi ürettiğimiz bir sosyal ağın olmaması. Facebook, Twitter Amerikan yapımı sosyal ağlar. Rusya, Çin, İran bunlar hep kendi sosyal ağlarını kurup vatandaşlarına bu sosyal ağları kullanmalarını teşvik ettiler. Şimdi toplumsal olaylarda bu sosyal ağları engelleyerek sorunu çözebileceğimizi zannediyoruz. Hayır, kapatarak, yasaklayarak olmaz bu iş. İlla bir şeyleri kapatacaksak Melih Gökçek’in caps lock tuşunu kapatalım. Hep büyük harflerle yazıyor. Çok ayıp.

Şu an telefonumda “Odun Herif” diye kayıtlısın. Kadir’i bırakıp Odun Herif şöhretini kullanmaya çalışanlar oldu mu? Bilirsin çıkarcı tipler hani…

Çıkarcılık demeyelim de her gün farklı farkı konularda yardım isteyenler oluyor. Çoğunu geri çevirmek zorunda kalıyorum. Hepsine yetişmek mümkün değil. Bir de reklam vermek isteyenler oluyor. Hemen geri çevirmiyorum ama zaten çoğu zaman fiyat pahalı geldiği için reklam vermekten vazgeçiyorlar. Twitter’dan Odun Herif hesabımdan ücret karşılığı yalnızca 3 kere tweet attım. Şu 7-8 aylık bir süreçte attığım yüzlerce tweetin içerisinde 3 reklam tweeti çok değil herhalde; ama insanlar tarafından “ulan bu da Tweet atarak parayı buldu” tarzında yaklaşımlar oluyor. Mesela arkadaşımın kitabını paylaşmıştım, hemen küfürler geldi. “Ulan şerefsiz kaç para aldın bu reklam için” tarzında. Haydaa. Yahu bu arkadaşımın kitabı, bir sanatçı nasıl başka bir sanatçının albümünü paylaşıyorsa ben de bir twitter ünlüsü olarak arkadaşımın kitabını paylaştım. Bundan doğal ne var. Hatta şu an kendisi reklam oyuncusu olan birisi (isim vermeyeyim) çok fazla reklam tweeti atıyorsun deyip beni takip etmeyi bıraktı. Valla o tweetten bir kuruş para almadım. Neyse işte ben de onu televizyon reklamında görünce takip etmeyi bıraktım. Reklamda oynuyor sonuçta. Ne kadar ayıp bir şey.

ODUN HERİF: 300 TL’YE TWEET ATMAM!

Şimdi açık açık konuşalım. Atıyorum günde 5 ayrı reklam teklifi gelse ne yaparsın?

Almam. Yüksek fiyat söylüyorum ki iş gelmesin diye. Hatta iş çok kötüyse daha da yüksek söylüyorum ki kabul etmesinler. E şimdi mail geliyor “bizim bir sitemiz var 300 liraya tweet atar mısın?” diyor. Atmam ben onu. Çünkü benim takipçilerim zaten onu görmek istemiyor. Hem ona hem bana hem de takipçilerime bir faydası olmuyor.

O bakımdan öyle tabii; ama yeni fenomen olmaya çalışanlar sence de maddiyatında değil mi işin? Şu kadar reklam alsam işi büyütürüm oh!

Evet, öyle körü körüne her reklamı alayım zengin olayım diye düşünenler var. Tabii bir de uzun zamandır Twitter’da olup bu işi profesyonel olarak yapan Twitter ünlüleri de var. Güzel de iş çıkarıyorlar.

İşte demek istediğim bu! Zaten bir mesleğim var, ek iş olarak da sosyal medyadan yürüsem dedin mi?

Hayır, Odun Herif karakteri üzerinden reklam tweetleri atmak istemiyorum. Hatta dur bir de sesleniş yapayım; “şişşt lütfen reklam mailleri atmayın”. Tamam, devam edebiliriz.

Başa dönelim o zaman. Twitter’daki siyasilerle atışmaların için ne söyleyeceksin?

En çok Melih Gökçek’e sataşmam insanların hoşuna gidiyor. Sarıgül’e, Topbaş’a da yazdım ama Melih Gökçek ile uğraşmak en güzeli. Melih Gökçek dışında Mansur Yavaş ile bir diyalogumuz oldu, ona açıklama getireyim. Mansur Yavaş'la diyaloğa girdiğimiz gün Melih Gökçek bir televizyon programında benimle ilgili bir açıklama yaptı. Onun üzerine Mansur Yavaş’ın sosyal medya işlerini yapan ekibini tanıyan arkadaşım vardı. Onunla haber yolladım. Mansur Yavaş’a sataşsam cevap gelir mi diye.

Açık açık sordun mu gerçekten?

Açık açık dedim. Cevap gelmeyecekse hiç sataşmak istemedim. Çünkü Melih Gökçek o anda beni çok sinir etmişti. Montajcı falan diyordu bana. Neyse sonrasında olumlu cevap aldım fakat “bizim istediğimiz şekilde cevap versin” demişler. Ben de “hayır” ikimizin istediği şekilde olacak dedim. Tamamen onların istediği gibi laf sokmaca olacaksa ne anlamı var. Neyse anlaştık falan. Ne diyeceksin dediler ben de bir şey söyleyeceğim Mansur abi “Nerede okudun?” şeklinde cevap versin dedim. Aa tamam olur dediler. Sonrasında olaylar gelişti zaten. Fakat şunu da açıklayayım 5 Mart’tan seçim gününe kadar ne Melih Gökçek’le ilgili ne de Mansur Yavaş’la ilgili tek tweet atmadım. Seçim sürecine etki etmek istemedim.

ODUN HERİF: 3 BÜYÜK PARTİDEN TEKLİF ALDIM...

Mansur Yavaş yazışmaları kurmaca mıydı yani?

Ya kurmaca demeyelim şimdi. Ben ne yazacağımı söyledim, karşıdan da “Nerde Okudun?” cevabını istedim. Evet, şimdi bakınca kurmaca olmuş oldu. Doğru ya kurmacaymış. Onun dışında seçim sürecinde şöyle teklifler olmuştu. 3 büyük partiden seçim dönemi için bizim başkanlarımızla diyaloğa girer misin diye teklif ettiler. Onların hepsini geri çevirdim. Tek tek isim vermeyeyim ama 3 ayrı büyük partiden geldi. Doğrudan üst kademelerden değil belediye başkanlarının sosyal medya ekipleri bunu istediler. Hani bir kurgu yapalım falan filan şeklinde. İstemedim.

Peki, şimdi ne yapacaksın? Odun Herif olarak hedeflerin nedir?

Öyle büyük bir hedefim yok. Çok üşeniyorum, yatar uyurum herhalde bilmiyorum. Odun Herif olarak sosyal medyada yaşadıklarımı anlatan bir kitap yazabilirim. Herkes yazıyor, bir tane de ben yazayım ne olacak. Sosyal medyayı bir bütün olarak görüyorum. Yalnızca Twitter’ı değil Youtube, Facebook, Vine, Instagram hatta Foursquare’i bile etkin olarak kullanmaya çalışıyorum. Belki Twitter dışındaki sosyal ağlarda da farklı bir şeyler yapabilirim. Bilmiyorum.

Anladım. Kadir ne yapacak peki? Okulunda bitiyor sanırım, kariyerin ne olacak?

Çeşitli yazılımlar geliştirip geçimimi sağlıyorum. Ama okul bittikten sonra daha profesyonel bir iş yapabilirim. Belki sosyal medya danışmanlığı yapmayı da düşünebilirim. Odun Herif benim etiketim olur. Firmalara, sanatçılara, büyük şirketlere. Ama Odun Herif etiketiyle olur. Bakın ben Odun Herif’im ben bu işi yapabiliyorum diyebilirim. Olmadı bir sosyal medya ajansı kurarım, herkes kuruyor bir tane de ben kurayım! Yok ya ajanstan da vazgeçtim köye yerleşiyorum. Toprakla uğraşırım. Bir de Ay’a çıkmak istiyorum, o da var. Ne olacak böyle bilmiyorum.

Hahaha! Sahi ya #FenomenDediğinHT nasıl olmalı sence?

#FenomenDediğinHT gizemli olmalı, dikkat çekmeli.

Gizemli olmaktan kastın nedir? Farklı isim, farklı fotoğraf mı?

Fotoğrafınız, isminiz, yazdıklarınızla gizem yaratabilirsiniz. Gizemliyseniz, bir sihriniz varsa takipçi sayınız da çoksa fenomensiniz. Artık onu kişi kendi bulması lazım.

Aslında bu gizem sende de var. Öyle değil mi?

Bilmem var mı? Var galiba. Evet, belki Melih Gökçek’e sataşmak, sataşırken birilerini topa sokmak… İşte orada bir gizem var. Acaba Mansur Yavaş’ın adamı mıydı gibi bir algı oluşuyor. Aynı şekilde tam tersi “Melih Gökçek’in adamı mı yoksa?” da olabiliyor. Sevimli göstermeye mi çalışıyor bu adam. Bir gizem var orada. Bazıları fotoğraftakinin ben olduğuna inanmıyor. Sahte bir hesap açıp siyasilerle öyle atıştığımı zannediyor.

Haha! Peki, sana çok teşekkür ederim davetimi kabul edip geldiğin için.

Teşekkür ederim, çok keyifliydi. Bir çay daha alabilir miyim