Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Medya İnternet medyası serdar turgut, yazılı basın ölüyor mu, internet gazeteciliği, yazılı basın ve dijital gazetecilik, internet medyası, serdar turgut haberturk, serdar turgut ışıl cinmen, serdar turgut internet medyası,

        IŞIL CİNMEN

        icinmen@haberturk.com

        HABERTURK.COM

        "70'inde bile zeytin dikeceksin" der ya Nazım, Serdar Turgut da 60'ında Amerika'ya gidiyor.

        Hem de öyle kafasını dinlemeye falan değil.

        Türkiye'yi yeni medyasına hazırlamaya, bizi hayalini kurduğu yere taşımaya... Yolu açık olsun!

        Sizin devrin gazeteciliğine “Ruhuna Fatiha” diyebilir miyiz?

        Çağın gereklilikleri yeni bir tür gazetecilik gerektiriyor, evet. Okuyucuların beklentileri değişti; insanlar artık görüntüyü görmek, sesi duymak, duyguyu hissetmek istiyor. Bu talebi geleneksel gazetecilik karşılayamıyor.

        Yeni gazetecilik nedir?

        Gazeteci, modern insanın hayatta gereksinim duyduğu içeriği ona verendir. Siyasi ya da ciddi haberlerle sınırlı değil. Yiyecek içecek, mizah, seks, müzik… Hayatın her alanı! Modern insanın ilgilendiği her şey.

        Bu “her şey”in mecrası ne? Laptop mı? Tablet mi? Yoksa cep telefonu mu?

        Cep telefonu! Hayat cep telefonunda değil mi?

        Marketlerdeki gazete rafları ne zaman kaldırılacak?

        15-20 yıl içinde kâğıdın tedavülden yavaş yavaş çıkarılacağını göreceğiz. Gazete, bu haliyle ölecek. Bundan sonra kâğıtta değil, dijitalde yaşayacak. Elbette gazete hiyerarşisi yine olacak, ama kağıtta değil, telefonda devam edecek.

        Hali hazırda cep telefonunu merkezine alan bir yapı var mı?

        Yok, ben cep telefonlarına yönelik bir sistem kurmayı hedefliyorum. Şu an format masaüstü ve dizüstüne göre düşünülüyor, sonra tablete sonra da cep telefonuna uyarlanıyor. Oysa bu format da günü yakalayamıyor. Cep telefonuyla başlayan, ardından tablet, en son internete uyarlanan bir format geliştiriyorum.

        "İBADETİNİ YAPAN İNSANI HEDEFLEMİYORUM"

        Hedef kitleniz çok dar.

        Hedeflediğimiz kitle, akıllı telefon kullananlar. Dünyada reklam sektörü de, medya da buraya gidiyor. iPhone büyük ekranlı telefon çıkarıyor çünkü kullanıcısı onun ekranından okuyacak ve izleyecek. İstikamet cebe! Batılı, hayatın içinde, zevkleri olan, çok yönlü insanın cebine…

        Hedef kitleniz için bile çok dışlayıcı değil misiniz? Yani akıllı telefonunu namaz vaktinde uyanmak için kullananlar da var…

        Evet, ancak o benim hedef kitlem değil. Ben 75 milyon insanın hayatını hiç düşünmedim, benim düşündüğüm kitle modern, batılı tarzda yaşayan, yani öncü grup. Onlar alışveriş yapıyor, onlar tatile çıkıp eğleniyorlar. Merkezde yaşamayan, ibadetini yapan insanı niye hedefleyeyim ki. Ben batılı insan için medya yaratıyorum. O telefonunu ne için kullanıyor? Eğlenmek, bilgilenmek, restoran bulmak, restoran eleştirisi almak, yeni çıkan bir videoyu izlemek…

        Bu etik olarak bana biraz…

        Çok fazla ilkeli, ahlaklı bir duruşum yok. Rahatsız olanlar katılmayacak bu işe.

        "BEYİNLER FORMATLANDI"

        Politik haberler nasıl olacak? Onların da sıkıcı olmayan bir şekilde verilmesi gerekiyor bence.

        Her türlü haberi bu şekilde verebiliriz. Polisiye haberler mesela… Onları bir roman gibi okutabilirsiniz ama bu çok kolay bir iş değil tabii ki.

        Nitelikli insan gerekiyor yani…

        Reklam sektöründen çok adam alınacağına eminim. Reklam sektörü ve program yazıcılar çok para kazanacaklar. Muhabirler değil…

        Anlamadım kim çalışacak sizinle? Reklamcılar mı, haber üretenler mi, haber formatlayanlar mı?

        Az sayıda ama çok donanımlı gazetecilerle yürüyeceğiz. Geleneksel haber aktarımını kırabilecek yeni beyinlerle… En önemlisi kısa yazacaklar, ürettiklerini görüntülü vermeyi bilecekler. Reklamcılar da olacak, editörler de.

        “Kısa ve derin” diye bir format yok henüz. Haberin derinliğini, analizini uzunluğuna kurban verecek misiniz?

        Bir gerçek var: Beyinler formatlandı. Artık insanlar uzun yazı okuyamıyor. Okuyamayan insana ısrarla uzun yazı verilmez.

        Her haber kısa olamaz…

        Gereken durumlarda elbette yazı uzar. Ama bunun da şekli var; o verilen yazıyı güzelleştireceksin; fotoğraflarla, grafiklerle… Tweet’le konuşan neslin algılayabileceği şekilde… Bunu içerik üretim merkezlerimiz yapacak.

        MEDYADA DEVRİM

        Bu işi yaparken haberin kalitesi umurunuzda olacak mı?

        Bu ticari bir iş. Kaliteli yazı yazmanın yeri artık basın değildir. Global olarak da bu artık bırakıldı. Hele gençlik hiç istemiyor, sıkılmak istemiyor. White Media bugün 14 yaşındaki Amerikan çocuklarına Suriye haberi okutuyor. Bu medyada bir devrimdir. Nasıl yapıyorlar bunu öğrenmem lazım. Bir bağlantı buldum gidiyorum ve bunu öğrendikten sonra burada anlatacağım.

        Amerika’ya mı gidiyorsunuz?

        Evet, bu ay içinde Amerika’ya gidiyorum. Orada bu sistemin alt yapısı üzerine çalışan iki şirketle görüşme yapacağım. Onlar nasıl içerik üretiyor, nasıl viral yapıyorlar ve sistem nasıl akıyor bunun üzerine çalışacağım. Bu konuyu en iyi bilen adam olmak istiyorum. Fikir sorulursa bilgimi aktaracağım.

        Geriye kalan tek sorun “para” oluyor sanırım…

        Evet. Türkiye’de düğmeye basıldığı anda var olan bütün birimleri bir sistem içine alıp tek bir cihaz içinde vereceğim. Birimleri tamamen cep telefonuna yönelik bir sistem çalışmaya başlayacak.

        Birimler ne demek? Mesela bunu Ciner’le yaptığınızı düşünürsek…

        Show TV, Habertürk TV, Habertürk Gazete, Habertürk İnternet. Bütün birimleri bir sistem içine alıp ve tek bir cihaz içinde vereceğiz. Telefondaki format daha geriye doğru giderek, tablete girecek ve daha sonra internete uyarlanacak.

        Dünya gazetelerinin böyle bir çalışması var mı?

        Dünyanın en büyük gazeteleri; Wall Street Journal, New York Times yaptıkları alt yapı çalışmalarıyla bunun için hazırlanıyorlar. New York Times her an dijital ortama geçebilir. Şu an bile kâğıt gazete, dijitalin eki gibi. Yani bu sistemi kurduktan sonra gazete yine kağıt şeklinde verilebilir.

        "RADİKAL BERBAT BİR GAZETEYDİ"

        Ben derinlikli analiz ve haberler için hafta sonu gazeteleri olması gerektiğini düşünüyorum. Eski Radikal’in hafta sonu ekleri gibi…

        Radikal, özellikle son döneminde berbat bir gazeteydi, kapaması iyi oldu. İyi yapabilselerdi kapanmazdı zaten. Ben sadece Pazar eki şeklinde düşünüyorum. Kalın bir pazar gazetesi bütün bu sistemin yanına ek olabilir. Tabloid gazete de yapılabilir; tamamen şimdiki okuyucu kitlesine uygun, heyecanlı, seksi, mizah yönü güçlü.

        Entelektüel okuyucu kâğıt gazeteye…

        1 dakika dur bakalım! İnsanların entelektüel olmasıyla “kağıt” arasında bir bağlantı yok.

        Ama o bir zevk, alışkanlık. Babam mesela 60 yaşında…

        Ne varmış 60 yaşta? Ben de neredeyse 60’ım! Şunu unutma: gençlik beyindedir. Bak ben 60 yaşında ne sistemlerle uğraşıyorum, göbeğim olmasa daha iyi görünüyorum ama içki içiyorum maalesef…

        Siz nereden alıyorsunuz haberleri?

        Cep telefonumu haber almak için kullanmıyorum. Çünkü cep telefonum çok kötü, oğlumun cep telefonunu aldım şimdi, ben sadece “Alo” demek için kullanıyorum. Masa başına oturup, interneti açıp öyle alıyorum haberleri. Türkiye’yi okumuyorum, Türkçe okumuyorum. Sadece İngilizce okuyarak yaşamaya çalışıyorum. Türkiye’nin durumuyla birlikte gazete okumayı, haber izlemeyi bıraktım. Huffington Post’u, New York Times’ı, New York Mag’ı açıyorum. I Want Media diye bir sitem var; medyayla ilgili bütün gelişmeleri veriyor. Şimdi Amerika’ya gidip orada çalışacağım.

        Bu enerjiyi nasıl bulabiliyorsunuz?

        Sana şöyle anlatayım, 88 yaşında babam var. Babam hala biri 600 sayfalık, biri 200 sayfalık iki kitabı aynı anda okur. Genimizde bu okuma ve öğrenme heyecanı var.

        "YENİ ÜNİVERSİTELER, APTALLARI TOPLAYAN KAMPLAR GİBİ"

        Akademi sizi heyecanlandırmıyor mu?

        Öğretim görevlisi olmayı denedim; ama üniversite öğrencisi kalmamış Türkiye’de. Her köşe başında bir üniversite! Bunlar üniversite değil; aptalları toplayan toplama kampları gibi… Tutuyorlar bunları kâğıt veriyorlar ellerine, ama o kâğıtlar hiçbir işe yaramayacak çünkü bir şey öğrenmiyorlar. Zaten oradaki öğretmenlerin de içi geçmiş; benim yaşımdalar ama yaşlanmışlar. İnsan, fikir ürettiği zaman gençleşir. Şimdi bu sistemi öğrenip, öğretmek benim geleceğim.

        Bu sistem üzerine ne kadardır çalışıyorsunuz?

        3 yıl oldu. 3 yıldır acayip mutluyum, acayip.

        Kaç senede olur sizce bu?

        Para hazır olduğunda 6 ay hazırlık süreci sürer, sistemi kurmaya da 1 yıl veriyorum ve diğer her şeyiyle 2 yılda biter. Dünyada dev bir birleşme ve satın alma filosu var. Yakında Türkiye marketine de şirketler gelecek. Bu sistemi kurmak çok karlı olacak. Türkmenistan’a, Rusya’ya bu gibi sistemlerle gidilebilir.

        Patronlardan 'Ferrari’sini Satan Bilge' olmasını bekleyemeyiz. Onlar bu işten para kazanabilecek mi?

        Bu iş para harcamadan olmaz ama para harcadıktan sonra getirisi de fazlasıyla olacak. Çünkü reklamcılık da şekil değiştiriyor. Mobil yayıncılıkta reklam yöntemleri geliştiriliyor. Süreç içinde paralar oraya akacak. Bu noktada çalışanlar da para kazanacak çünkü o kalitedeki bir insanı az paraya çalıştıramazsın. Çalışsa da bir süre sonra potansiyelini kullanmaz.

        Ne kadara ihtiyacınız var?

        Henüz bütçe çıkarmadım ama 5 milyon dolarla halledilmez. Ne kadar çok harcarsan, o kadar iyi bir sistemin olur. Bir basketbol sahası kadar içerik üretim merkezi olmalı; bu bile daha fazla para eder.

        "MESLEĞİMİZ ÖLDÜ, BİZ HAYATTA KALMA SAVAŞINDAYIZ"

        Reklamla içerik ne kadar birbirine girecek?

        Reklamcılar vereceğimiz içerik ve kullandığımız medyaya uygun reklam verecekler. New York Times böyle yaptı mesela. Şimdi artık içerik gibi reklam veriyorlar.

        Ama bu etik olarak çok çirkin bir durum, değil mi?

        New York Times’a etik geliyorsa, bana da gelir. Mesleğimiz öldü, köşe yazarlığı da öldü; biz hayatta kalma savaşı veriyoruz.

        Gazetecilerin çoğu buna karşı çıkacaktır.

        Ben buna gazetecilik değil, cep telefonu yayıncılığı diyorum. Olması gerekeni değil, olduğumuz gerçekliği analiz ediyorum. Karşı çıkanlar, kendi gazetelerinde istedikleri kadar çalışsınlar, ne yapayım?

        Kâğıt gazete hala dijitalden daha prestijli sayılıyor… Buna çok bozuluyorum.

        Bu bir alışkanlık, kırılmasına da çok az zaman var. İnternetin işi bunu yıkmak olacak. Röportaj yaptığın adamın dedikleri, fotoğrafıyla birlikte 1 milyon kişinin telefonuna gittiği zaman, adam bir daha gazeteye konuşur mu sanıyorsun? Bu potansiyelleri düzgün kullanırsak, avantajı ele alırız. Bu geliyor; dünya buraya gidiyor.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ