Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Muharrem Sarıkaya Şiddetin ateş çırası…

        IŞİD için bir tanım getirmek gerekirse, mangalı alevlendirmede kullanılan çıra benzetmesi yapılsa yeridir…

        Ne zaman yeni bir ateşin yakılması veya sönmeye yüz tutmuş olanın da alevlendirilmesi gerekiyorsa anında kullanıma sokuşturuluyor...

        Afganistan’da, Suriye veya Irak sahasında, bazen İran’da, bazen de batılı ülkeler veya Rusya’da karşımıza çıkıyor.

        Tıpkı önceki gece Moskova’da yaşandığı gibi…

        Kısa süre önce İran’da karşımıza çıkmıştı; istihbarat teşkilatının iyi çalışması sonucu Almanya sessiz sedasız engelledi…

        Geçen yıl bu zamanlarda da Belgrad’da kullanıldı…

        Hangi ülke veya bölge olması fark etmiyor, nerede kullanıma müsaitse orada kullanışlı hale getiriliyor…

        Moskova’da önceki gece Crocus City Hall (Belediye Binası) konser salonunda 133 kişinin yaşamına son verip, onlarca insanın da yaralanmasına yol açtığı saldırısında olduğu gibi…

        Rusya Devlet Başkanı Putin’in açıklamasına göre saldırıyı gerçekleştirenler ve destek verenlerin hepsi yakalandı…

        Dikkat ettim, batılı ülkelerin tersine IŞİD üyesi olduklarına yönelik açıklamada bulunulmadı…

        MERKEZ KOMUTA BAŞKANI DA UYARMIŞ

        Oysa batılı güvenlik uzmanlarının hemen hepsi eylemi gerçekleştirenlerin DAEŞ’in Horasan kolu olan ve IŞİD-K diye tanımlanan grubun militanı olduğunu iddia ediyor…

        Nitekim ABD’nin Moskova Büyükelçisi de 8 Mart’ta Rusya’da bulunan vatandaşlarını böyle bir eylemin olacağı konusunda uyarmıştı.

        ABD bununla da kalmamış, ordunun Merkez Komuta Başkanı Org. Michael E. Kurilla, Perşembe günü Meclis Komitesi’ne verdiği bilgide IŞİD-K’ya dikkat çekmiş ve “ABD ve batılı bazı ülkelerin yurtdışındaki çıkarlarına az bir çaba harcayarak saldırmak kabiliyet ve iradesini koruduğunu” söylemiş.

        IŞİD-K’nın eylemini “altı ay içinde yapacağını” kayda geçirirken, örgütün saldırılarını kendi sahasının dışında tuttuğuna da vurgu yapmış.

        Almanya’da eylemlerini gerçekleşmeden yakalanmaları sonucu saldırı planlarından bazılarının ele geçirildiği de gelen bilgiler arasındaydı.

        Peki, bu planların içinde Moskova saldırısı var mıydı?

        Buna ilişkin bir veri yok, ancak ABD’nin Moskova Büyükelçisi’nin iki hafta önce yaptığı ve basında da yer alan uyarısı eylemden herkesin bilgi sahibi olduğunu gösteriyor.

        Saldırıya ilişkin istihbaratın kaynağı olarak da Afganistan gösteriliyor.

        Euronews’ta 8 Mart günü yer alan habere de bu durum yansımış…

        Eylemin IŞİD’in Horasan koluna bağlı hücre tarafından yapılacağının altı çizilmiş…

        ÜÇ HAFTA ÖNCEKİ HABERE GÖRE FSB DE HABERDARDI…

        Kremlin ise bu konuda oldukça tepkili…

        Ukrayna’daki savaş dolayısıyla 1962 Küba Füze krizinden sonra en büyük krizi yaşadığı ABD’nin elinde bulunan terör eylemine ilişkin verileri kendisi ile detaylı paylaşmadığını ileri sürüyor.

        Ancak Euronews’un 8 Mart’taki haberinin en altında Rus istihbaratının da durumdan haberdar olduğunu gösteren önemli bir bölüm var.

        Haberin sonunda, “FSB, hücrenin (IŞİD-K) ‘ateşli silahlar kullanarak bir sinagog cemaatine saldırmaya hazırlandığını’ söyledi” ibaresi yer alıyor.

        Bu durum, Rus istihbaratının saldırıdan haberdar olmakla kalmayıp, medya ile de paylaştığını gösteriyor.

        Durum böyle olmakla birlikte Rus basınında yer alan haberler Kremlin’in IŞİD-K iddiasına inanmadığı, eylemi Ukrayna’nın planladığı görüşünde olduğu yönünde…

        SALDIRI KABİLEYİTİNİ GÖSTERDİ

        Bunlar işin bir yanı…

        Bütün ülkeleri ilgilendiren tarafı ise Suriye ve Irak sahasında güç kaybına uğradığı ve eylem yapamaz duruma geldiği ileri sürülen IŞİD’in, Horasan kolu aracılığıyla dış saldırı yapma kabiliyetine kavuşmuş olması…

        Nitekim 4 yıl önce ABD’nin dron saldırısı ile Irak’ta öldürülen İran’ın eski Generali Kasım Süleymani’yi anmak için Ocak ayında düzenlenen törende de IŞİD’in Horasan kolu bombalı eylemde bulunmuş ve 90’dan fazla kişinin ölümüne neden olmuştu.

        Örgütün geçmişi de o denli eskiye dayanmıyor.

        Kuruluşu 2015 sonrası olmakla birlikte 2021’de Afganistan’ın Başkenti Kabil’de 13 ABD askeri ile 170 sivilin öldüğü intihar bombacısı eylemiyle adını duyurdu…

        Pakistan’da yerleşik Taliban grubunun hoşnutsuz üyeleri tarafından kurulan örgüt, bu eylemi sonrası ABD’nin hava saldırılarıyla ciddi sayıda savaşçı kaybetti.

        Her adımda çatıştığı Taliban’ın Afgan hükümetini ele geçirmesi sonrası da ikinci büyük darbesini yedi…

        Afganistan’ın dağlık bölgesi ile Pakistan’ın sınır boyunda varlığını sürdüren örgüt, son iki yıldır hedefine İran ve Rusya’yı koymuştu.

        Rus ordusunun Afganistan, Çeçenistan ve Suriye’deki operasyonlarına dikkat çekip, “Elinde Müslüman kanı taşıyor” diyerek tehditte bulunuyordu.

        Sonunda Moskova’da eylemini gerçekleştirebilme kabiliyetine sahip olduğunu gösterdi; hem de önceden eylem yapacağına yönelik bilgiler bulunmasına karşın…

        UKRAYNA CEPHESİNE YANSIR

        Rusya’nın bunu Ukrayna’ya yönelik saldırılarına gerekçe yapacağı açık…

        Rusya Devlet Başkanı Putin’in yaptığı açıklamanın yanı sıra Devlet Duması Savunma Komitesi Başkanı Andrey Karparov’un, “Ukrayna ve patronları bu saldırının karşılığını alacak” sözleri de göstergesi…

        Moskova Üniversitesi’nden Doç. Dr. İkbal Dürre da dünkü sohbetimizde benzer yaklaşımda bulundu…

        Kremlin bu saldırı ile Rus kamuoyunda karşı sorumluluğunu gösterip, yeni saldırılara da olanak vermeyeceğini sergilemesi gerekir” dedi.

        Suriye ve Irak sahasındaki IŞİD üzerine çalışmaları bulunan Prof. DR. Serhat Erkmen de Moskova’nın saldırının karşılığını Ukrayna’dan çıkarması yönüne gideceğini düşünenlerden.

        Gerekçesi de eylemi gerçekleştiren Horasan kolunun IŞİD merkezi ile bağının çok yüksek olmaması.

        Her ne kadar ayrı bir yapı olmasa da karar alma sürecinde kendi başına davranan bir yapıda bulunduğunun altını çizip ekledi:

        “Rusya kamuoyunun tepkisini azaltacak bir planlama yapacaktır. Bunun için de yakalanan saldırganların ülkeye nereden geldiklerine bakar. Eğer Suriye sahasından gelmişlerse -ki şu aşamada buna ilişkin bir veri yok- o zaman İdlib’de zaten var olan baskısını daha da arttırır. Ukrayna üzerinden geldilerse de oraya dönük planını yapar.”

        Prof. Dr. Erkmen’in dikkat çektiği nokta ise IŞİD-K’nın, Ukrayna savaşı nedeniyle güvenliğin arttırıldığı Moskova’da eylem yapabilme kapasitesini sergilemiş olması.

        Bunun, örgütün eylem yapma cesaretini arttırması bir yana, militan bulmasını da kolaylaştıracağını belirtti.

        Görünen o ki IŞİD saldırıları yakın gelecekte de konuşulur olacak…

        DONUP KALMA DURUMU

        Saldırıda bir nokta daha var ki dün defalarca izledim ve anlam veremedim…

        Sözünü ettiğim, tiyatro saldırısında da görülen, Rus halkının saldırı sırasındaki tutumu…

        Sahnede bir etkinlik görünmüyor.

        Bu esnada dışardan otomatik silah sesleri geliyor…

        İzleyicilerden bazıları salonu terk etmek için hareketleniyor…

        Hemen boşaltma yönünde cevvaliyeti göstermemesi bir yana, ağırlıklı bölümü koltuğuna tekrar oturuyor…

        Saldırganlar salona girip öldürmeye başladıktan sonra koltukların arasına saklanıyor…

        Burada da kalmıyor cep telefonu ile görüntü çekmek için çabalıyor.

        Toplumsal psikoloji çalışmalarıyla tanınan Prof. Dr. Nebi Sümer’e sohbetimiz sırasında dün nedenini sordum, şu yanıtı aldım:

        “Böyle bir tehdit karşısında olması gereken normal davranış küçülmek veya kaçmaktır. Ama aşırı streste iki tepki oluşur; birincisi (fly) hemen kaçma çabası, diğeri ise (freez) donup kalma durumu. Burada donma etkisi var…”

        YENİ HAYATIN GÖRÜNTÜSÜ

        Saldırganların öldürürken çekme içgüdüsü konusundaki bakışı ise yenidünya düzenine bağladı.

        Cep telefonu kullanma süresinin yükseldiğini anımsattı, “Yeni hayatın etkilerini yeni görmeye başlıyoruz” dedi.

        Haksız değil; Moskova saldırısında yaşananlar ortada…

        Görüntü çekmek veya o an orada olduğunu kanıtlamak canından daha ileri noktaya varmış…

        Hipergerçek, gerçeğin önüne geçmiş…