Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Polemik Faili meçhuller davasında şok gelişme!

        Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen faili meçhul cinayetler davasının öğleden sonraki duruşmasında, 1994 yılında Silopi'de köyden alınarak götürülüp öldürülen Abdullah Özdemir'in ağabeyi Tahir Özdemir tanık olarak dinlendi.

        Duruşmaya; tutuklu olarak yargılanan Emekli Albay Cemal Temizöz, koruculardan Kamil Atağ, Tamer Atağ, Kukel Atağ, itirafçı Fırat Altın (Abdulhakim Güven), Hıdır Altuğ ve Adem Yakın katıldı.

        İtirafçılardan Bedran kod adlı Adem Yakin ile Fırat Altın'ın, kendilerini köy meydanında toplayarak kimlik kontrolü yaptığını anlatan Özdemir, daha sonra itirafçıların İzzet Padır ile kardeşi Abdullah Özdemir'i panzere bindirerek götürdüğünü anlattı.

        Padır ve kardeşiyle birlikte 4 kişinin daha götürüldüğünü, onların sonradan serbest bırakıldığını belirten Özdemir, serbest bırakılan İzzet ile Abdullah'ın daha sonra serbest bırakılacağını kendisine söylediğini dile getirdi. Abdullah'ın evli 12 çocuğu, İzzet'in ise 2 evli 11 çocuğu olduğunu anlatan Özdemir, kardeşi için 1994 yılından beri savcıları dilekçe verdiğini dile getirdi. Kardeşinin o günden beri kaybolduğunu anlatan Özdemir, mahkeme başkanına, "Efendim düşünün birisi kardeşinizi öldürmüş ve karşınızda duruyor. Ne yapmam gerekiyor. Bırakın biraz konuşayım." dedi.

        "SİLOPİ SAVCISI 'DİLEKÇE VERME, CEMAL SENİ ÖLDÜRÜR' DEDİ"

        Kardeşini sormak için jandarma karakoluna gittiğini ve Cemal Temizöz'le görüştüğünü anlatan Özdemir, Temizöz'ün kendisine kardeşini serbest bırakıp gönderdiğini söylediğini dile getirdi.

        Özdemir, "Ben de durumu anlatan bir dilekçe yazdım. Silopi savcılığına götürdüm. Savcı bana ' dilekçe verme Cemal seni öldürür' dedi. Ben de savcıya, kardeşimden çok farklı değilim, öldürürse öldürsün dedim. Dilekçemi işleme koyup koymadığını bilmiyorum." şeklinde konuştu.

        Temizöz'ün, Silopi ve Cizre'de terörle mücadele adı altında teröristleri değil, fakir ve garibanları öldürdüğünü belirten Özdemir, Temizöz'e dönerek, "Kardeşimin suçu neydi. Biz köy korucusuyduk. Kardeşimin 12 çocuğu ortada kaldı. Cemal bunu bana anlatsın, niye öldürdü. Çocukları şimdi asker, ikisi birden teskere aldı. Biri Hakkari'de asker neden dağa çıkmıyorlar madem ki öyle. Burada konuşuyor ama erkekçe çıksın desin ben öldürdüm. Bedran ve Temizöz, terörle mücadele ettiklerini söylüyor. Bedran, PKK içindeyken önce askerleri öldürdü sonra geldi fakirleri öldürdü. Bunlar para için insanlar öldürdü. Temizöz, dağa gidip terörist öldürmemiştir. Çoluk çocuk sahibi insanları öldürmüşlerdir. Silopi ve Cizre'de bir sürü komutan ve mülki amir olmasına rağmen Temizöz'ün adını herkes biliyordu. Silopi İlçe Jandarma Komutanı, Temizöz'ün okul arkadaşıydı. Adı İhsan Durmuş'tu. Bir gecede 27 PKK'lı öldürdü. O terörle mücadele ederken Temizöz neredeydi." diye konuştu.

        TEMİZÖZ: "KAÇ İNSAN ÖLDÜRDÜĞÜMÜ TEK TEK SAYMANIN ANLAMI YOK"

        Tanık Özdemir'in açıklamaları üzerine söz hakkı alan Emekli Albay Cemal Temizöz, hakkında söylenenlerin maksatlı yalanlar olduğunu savundu.

        Temizöz, "Terör, ilçeleri ele geçirmişti. Benim terörle nasıl mücadele ettiğimi, kaç kişi öldürdüğümü tek tek saymanın manası yok. O dönemde ilçelerde kaymakamlık yapanlar, bugün önemli yerlerde validirler, kendileri anlatabilir. Bunlar haksız ve yakışıksız ithamlardır." diye kendini savundu. Duruşma devam ediyor.

        Mağdur avukatlarından Tahir Elçi, 1995 yılında Cizre'de görev yapan bir savcının Temizöz ve Yavuz Güneş kod adlı Burhanettin Kıyak hakkında hazırladığı fezlekenin akıbetini sordu. Elçi, savcının Temizöz ve bünyesindeki uzman çavuş ve itirafçılar hakkında fezleke hazırladığını belirterek, "Dönemin Cizre savcısı fezleke hazırlayarak soruşturma için il idare kuruluna göndermiştir. Ondan sonra fezleke ve soruşturmanın akıbeti bilinmemektedir." dedi. Elçi, fezleke ile ilgili belgelere mahkemeye heyetine teslim etti.

        Diyarbakır'da görülen JİTEM davasında kısa süre önce Uzman Çavuş Burhanettin Kıyak'ın Cemal Temizöz ile birlikte işlediği bir cinayet nedeniyle AİHM'de ceza aldığı ortaya çıktı. Bugün ise savcıların Temizöz hakkında açtığı JİTEM soruşturmasının il idare kurulunda kaybolduğunu iddia edildi.

        MAHKEMEDE GERGİN ANLAR YAŞANDI

        Bugünkü duruşmanın savunma alma bölümünde mağdur avukatları ile Bedran kod adlı Adem Yakin arasında gerginlik yaşandı. Yakin savunma yaptığı sırada mağdur avukatlara 'Terör örgütünün zihniyetine bürünmüş cübbeli haşereler' şeklinde hakaret içeren sözler kullanınca salonda gergin anlar yaşandı. Avukatlar Yakin'e 'cellat' demesi

        üzerine itirafçı Yakin ile Hıdıf Altuğ, avukatların üzerine yürüdü. Salonda bulunan jandarma ve polis ekipleri araya girerek tarafları sakinleştirdi. Mahkeme başkanı

        Yakin'i dışarı çıkardı.

        TEMİZÖZ: "BEN SİLOPİ SORUMLUSUNU DAĞDAN İNDİRTTİM"

        Savunmasını yapan Temizöz ise medyada yer aldığı gibi Arif Doğan ile hiçbir zaman

        çalışmadığını söyledi. Hiçbir zaman kötü niyetli olmadığını anlatan Temizöz, Cizre'de

        görev yaptığı sırada çocuklarının dağdan inmesi için aileleriyle görüştüğünü ve şu an

        PKK'nın Silopi sorumlusu olan Fırat Özalp'ı indirdiğini söyledi. Temizöz, "Yanlış

        hatırlamıyorsam onun hakkında adli işlem bile yapmadan serbest bıraktık. Kötü niyetli

        olsaydım bu çalışmaları yapmazdım." dedi. Temizöz, 14 sayfalık yazılı savunmasını

        mahkemeye heyetine teslim etti.

        KAMİL ATAĞ: "ÖCALAN BANA MEKTUP GÖNDERDİ"

        Eski Cizre Belediye Başkanı ve eski korucubaşı Kamil Atağ ise bölgede kendisinin

        önüne geleni sanki öldürmüş gibi gösterildiğini dile getirdi. Atağ, 1986 yılında

        Abdullah Öcalan'ın kendisine bir mektup yazdığını belirterek, "(Sen yıllar sonra

        arada kalacaksın) dedi. Bugünlerimi ta o zamandan görmüş. Bana (rahat yüzü

        bulamayacaksın) dedi, bugün doğru çıktı. Ama ben bu savaştan vazgeçmeyeceğim. Benim oğlumu, babamı parçaladılar. Ben terör adı altında değil, terörle gerçek mücadele ettim. Terör mağduruyum." dedi.

        Atağ, önceki duruşmalarda olduğu gibi mahkemeye heyetinden tahliyesini istemediğini

        belirterek, hakkın yerini bulmasını talep etti.

        CHA

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ