Eşler birbirinin dini inancına karışabilir mi?

Gülin YILDIRIMKAYA/ HT GAZETE

‘Kadın kapanmaya eşiyle birlikte karar vermeli’

Araştırmacı Yazar İsmail NACAR

HANGİ dünya görüşüne mensup olursak olalım, hepimiz eşlerimizle, çocuklarımızla inandığımız değerler bütününü paylaşmakla mükellefiz. Her Müslüman, mümkün olduğu kadar eşinin ve çocuklarının İslami bir hayat yaşamasını arzu eder. Bunu sadece ailesi için düşünmez, halka bunu tebliğ etmekle de mükelleftir. Bugün doğan sorun, bu tebliği yapmak isteyenlerin henüz bunu kendilerine tebliğ etmemiş olmaları, inandırıcılıklarını yitirmiş olmalarıdır. Müslümanlık’ta bu değerler paylaşılmalıdır, kararlar da ortak alınabilir. Kadın kapanacak ise bu konuyu eşiyle görüşmeli, birlikte karar vermelidir. Bu ortak bir karardır ama tabii ki şiddete başvurulmamalıdır.

‘Din özgürlük ister, kadın Hıristiyan da olsa eşi karışamaz’

Eski Diyanet İşleri Başkanı, İlahiyatçı Prof. Dr. Süleyman ATEŞ

KOCANIN hanımına dini öğretmesi, dine yönlendirmesi vazifesidir ama zorlama yoktur. Ne kadın erkeğe, ne erkek kadına böyle bir baskı yapabilir. Din özgürlük ister, özgür inanç ve iradeyle uygulama ister. Kadın böyle inanıyor ve örtünüyorsa, erkek de bu konuda baskı yapıyor hatta şiddet uyguluyorsa Allah katında sorumludur. Böyle bir şey olamaz, kadın Hıristiyan olsa da kendi dinine göre hareket etmekte özgürdür; ibadetini yapmakta özgürdür. Erkek de camiye gidip kendi dininin gereklerini yerine getirir, ibadetini yapar. Eşler arasında dini inanç farklılıkları olabilir, boşanma veya şiddet sebebi değildir. Böyle evlilikler de yürüyebilir.