Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Polemik Medya Yaa işte böyle Yılmaz Özdil...

        Yılmaz Özdil, bu utancın parçası olmayı içine sindİremediği için isyan etti geçen gün.

        Duymayan kalmıştır diye yazalım: Geçtiğimiz günlerde Halk TV'den Ece Zereycan ve Ömer Ödemiş, Beşar Esad ile bir röportaj yaptılar. Röportajın bölümlerine internetten ulaşılabiliyor.

        Röportaj boyunca Esad, Türkiye'nin Başbakan'ına, bakanlarına hakaret ediyor, "Suriye alevler içinde iken Türkiye'de huzur olmaz" gibi sözlerle tehdit ediyor, iki Halk TV elemanı da yalnızca çanak sorular soruyor. Başbakan'ın karşısına çıkan gazetecilerin yalakalığından girip yandaşlığından çıkan bu zihniyetin Esad karşısındaki saygısı, nezaketi üzerinde düşünülmesi gereken bir konu. Ama oraya gelene kadar akşam olur, zira röportaj çok belli ki Türkiye'deki Esad sempatizanlarını tahkim etmek , Erdoğan karşıtı cepheyi Esad taraftarı haline getirebilmek için hazırlanmış.

        İktidarı babadan devralmış ve seçim yüzü görmeyen bir ülkenin iktidarını gasp etmiş, son iki yıl içinde yüz bin insanın ölümüne neden olmuş Esad, Türkiye Başbakanı'nı "demokrat olmamakla" suçluyor. Erdoğan'ı "yalancı", "ahlaken düşük bir değere dahi sahip değil" ve "yobaz biri" olarak tahkir ediyor. Türkiye'nin terörü desteklediğini belirtiyor ve şaka gibi ekliyor: "Suriye'deki hapishanelerde gazeteci yoktur, bizim renkli bir muhalefetimiz vardır." Bunlar olurken röportajı gerçekleştirenler Esad'a saygıda kusur etmeyerek rezaleti taçlandırıyor.

        Röportajın 20 dakikalık kısmı Uğur Dündar'ın Halk Arenası programında gösterilince, Müjdat Gezen ile birlikte programın konuğu olan Yılmaz Özdil dayanamadı.

        "Bu ahlaksız katilden mi öğreneceğiz demokrasiyi!" dedi.

        "Kimse Türk televizyonları üzerinden Türk halkına psikolojik operasyon yapmasın" dedi.

        "Bu adam Amerikan televizyonuna da konuştu. ABD'nin Suriye'ye bakışı farklı mı? ABD televizyonunda ABD Başkanı'na hakaret edemiyor da Türkiye Başbakanı'na nasıl hakeret edebiliyor?" dedi.

        "Esad Türkiye'de AK Parti'ye oy vermeyen kesimlere, laik kesime çikolatalar göndererek numara çekiyor. Ettiği lafların bu adama ve yandaşlarına yedirilmesi lazım. Türk televizyonlarından bu adam eliyle Türkiye'ye psikolojik operasyon yapılmasına izin verilmemesi lazım" dedi.

        PSİKOLOJİK HAREKÂTIN MÜŞTERİLERİ

        Biz söyleyince El Kaide'yi savunmakla suçlanmamıza, Twitter'da orada burada lince uğramamıza neden olan cümlelerin birçoğunu söyledi.

        Gerçi son yazısından anlaşıldığı kadarıyla "o kitle", her yazısında Erdoğan'a ve ona oy verenlere hakaret eden, "laikçiliğinden" kimsenin şüphe duymadığı Özdil'e de nazik davranmamış. Yazar "Yürek sökenlerin yanındasın ha, geber pis gopek" tadında mailler almış.

        Umarım Türkiye'nin pırıl pırıl yüzü zannettiği aydınlık ve laik taraftarının seçtiği siyasi pozisyonun laiklikten ve çağdaşlıktan ziyade "başka aidiyetler" ve "sempatizanlıklar"dan kaynaklandığını, o kitlenin kendi grup kimliklerinin özgün birer siyasi ajandası olduğunu ve o ajandayı bir dini savunur gibi savunduklarını anlamıştır. Eğer anladıysa çok şaşıracağına da eminim.

        Zira ulusalcının samimi ve ahlak taşıyanı aynı zamanda pek de naif olur.

        Her ulus, vatan, çağdaşlık diyeni kendisi gibi sadece vatanperest ve sadece çağdaş zanneder.

        Oysa, ulus devlet bir "makbul vatandaş" tasarlayıp, "Kimliklerinizi gömün, hepiniz aynı olun" dedi diye, o çağdaş, aydın görünümlü kimseler kimliklerinden vazgeçmiş değillerdi. Sadece vazgeçmiş göründüler. Hem o devletin gazabından korktukları için hem de pazarlıkla kendilerine yeni anahtarlar verildiği için.

        Şimdi "vazgeçmiş görünme" karşılığında alınan imtiyazlar zedelendiği için, vatan da yalan oldu, memleket sevdası da. Yılmaz Özdil'in "izin verilmemeli" dediği "psikolojik operasyon"un müşterisi oldular.

        Yıllarca Atatürk diyerek, vatan diyerek, ulus diyerek, bağımsızlık diyerek kendisine benzemeyen herkesi "satıcı, bölücü, yobaz, şeriatçı" ilan ederek bir düzen kurmuşlardı, şimdi kendisine ayrıcalık vaat eden düzen sarsıldı diye vatanı Esad'ın operasyonlarına feda etmeye müşteri oldular.

        Bakalım Özdil, teşhir etmenin dışında kalkıp iki laf edecek mi o müşteriye?

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ