Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Güncel Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Uçum, Habertürk TV'de
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, Habertürk TV'de Gerçek Fikri Ne programında Eren Eğilmez'in sorularını yanıtladı.

        Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Uçum'un açıklamalarından satır başları şöyle; "Tabi demokrasiye ilişkin çok yönlü tanımlar var. Teorik tartışmalar var. Demokrasinin tabi herkes tarafından kabul edilen bir çekirdek tanımı vardır. Bu çekirdek tanım da halkın iradesidir.

        Sonuçta demokrasi ve halk iradesi birbirinden ayrılmaz bir bütündür. Bu açıdan genel oy hakkına bakmak gerekiyor. Bu da 18 yaş ve üstündekilerin oy verme hakkına sahip olması demektir.

        REKLAM

        'DEMOKRASİ NÖTR OLARAK ELE ALINMALI'

        Demek ki genel oy hakkı demokrasinin gereklerinden birisidir. Tabi genel oy hakkı tek başına yetmez. Demokrasiden söz ediyorsak halkın denetimine de değinmek gerekir. Halkın denetimi oy yolu ile veya iki seçim arasında denetime imkan sağlayan mekanizmalardır.

        Demokrasi bir aidiyet üzerinden tartışılıyor. Demokrasi sanki batıya aitmiş gibi tartışılıyor. Ancak demokrasi nötr olarak ele alınmalı. Bu açıdan demokrasi genel oy hakkı, halkın denetimi ve siyasal sistemin işleyişi olarak ele alınmalı.

        'BATI İÇİN DEMOKRASİ KÜLFET'

        Ayrıca geçmişe baktığımızda batı devletlerinin zorunluluktan kabul ettiği bir değerdir demokrasi. Bu zorunluluk birincisi iç dinamiklerden kaynaklanıyor. Yani içerideki mücadeleden kaynaklanıyor. Halkın seçtikleri devlet işleyişinde ise tam belirleyici olamıyor.

        Öte yandan son dönemde batıda genel oy hakkı işe yarıyor mu diye tartışmalar bile başladı. Öyle ki seçkinlere dönük bir demokrasi sistemi üzerinde tartışılıyor. Demokraside seçmen gücü önemsenen bir husustur. Ancak örneğin İngiltere'ye bakınca seçimlerde katılımın düştüğünü bile görüyoruz. Bu noktada Batı devletleri demokrasiyi kendilerine külfet olarak görüyor.

        REKLAM

        Bu külfet halini gördük. ABD'deki seçimleri gördük. Halkın seçimlere ilgisinin azaldığını gördük. Tüm bu arayışların nedeni ise halkın seçmen olarak sistem ile ilişkisi konusundaki sorunlar.

        Yani batı devletleri genel oy hakkını daha fazla tartışmaya açacak bir fikriyatı destekler gibi görünüyor. Yani öyle ki toplum, şirketlerin iradesi daha fazla diyor.

        'TÜRKİYE'DE BÖYLE BİR SORUN YOK'

        Türkiye'de ise böyle bir problem yok. Seçmen oyuyla siyasal sistemin işleyişinde daha fazla etkili olmuştur. Bizde demokrasi kültürü, oy kültürü ve seçmenin oyunun etkili olması kültürü son derece güçlüdür. Seçmenin değiştirme gücü bizde tartışma konusu değildir. Ancak bu konu Batı'da tartışma konusudur.

        Ayrıca Türkiye'de 16 Nisan değişikliğinin en önemli özelliklerinden birisi de, ülkemizdeki siyasal sistem işleyişinde demokratik meşruiyetin halk iradesinin gücünü artırmaktır. Yani Meclis'i de Yasamayı da doğrudan halk seçiyordu. Hükümeti ve Cumhurbaşkanı'nı da doğrudan halk seçiyor. Yargının idaresi kurulunu da halkın seçtikleri seçiyor. Dikkat edersek devletin 3 ana organında halkın iradesinin doğrudan ve dolaylı etkisinin olduğu bir sisteme geçilmiş durumda. Tabi bu sistemin de geliştirilecek yönleri de var. Onlar ayrı bir tartışma konusu."

        ERDOĞAN'IN ADAYLIĞI POLEMİĞİ

        Hukuken bir engel yok. Ben Anayasa taslak çalışması esnasında da bizzat çalışma grubunun içerisinde yer aldım. Buna göre 2 dönemi içeren 101.madde tümden yeniden yazıldı. Eski 101.madde yürürlükten kaldırıldı. 16 Nisan'da da halk oylamasıyla zaten devreye girdi. Dolayısıyla bir Cumhurbaşkanının iki dönemden fazla görev yapamaması kuralı 16 Nisan 2017'de devreye girmiş bir kuraldır. 16 Nisan 2017'den sonra Sayın Cumhurbaşkanı 1 dönem görev yaptı. Dolayısıyla 2023 seçimlerinde aday olursa bu ikinci dönemi olacaktır. Bu tartışmanın hukuksal temeli yoktur. Bu tartışma 367 tartışması gibi hukukun birtakım siyasal hedefler için kullanılmasından başka bir şey değildir. Bu tartışma tamamen siyasi bir tartışmadır. Ayrıca eski Cumhurbaşkanlığı pozisyonu parlamenter sistemin sisteme ait bir pozisyondur. Yeni pozisyon Başkanlık sistemidir."

        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ